Bölüm 1

358 28 11
                                        


Cumartesi 10.45

"İrem Hanım bu dansı bana lütfeder misiniz?" Ulaş Bey gözlerimin içinden bir şeyler görmeye çalışıyor gibiydi. "Tabi neden olmasın Ulaş Bey." Elimi kavradığı gibi bedenlerimizi birbirine yapıştırdı. Ne ben bir şey söylüyorum ne de ondan bir şeyler söylemesini bekliyordum. Bir anda kulaklarıma sesi doldu. "Amerika'dan daha önce dönmeliydim galiba." Kafamı kaldırıp hafifçe gülümsedim. Ulaş gözlerimin içinde bir şeyler aramaya devam ediyordu. Sertçe çenemi kavradı burun burunaydık. Elim gömleğinin yakalarına ulaştı, o da belimi daha çok sıktı ve kendine bastırdı. Şu an ne yaşanıyordu. Dudağıma yönelmişti-

Kerem arıyor...

Hayır ya gerçekten mi? Rüya mı görüyorum. Daha dün gördüğüm herifin rüyamda ne işi var ki. Telefonu elime alıp hızlıca düşüncelerden arınmak için açtım.

"Kerem? Bu saatte ne oldu." Bir haftasonumuz var onda da rahat yok illa rahatsız edecek birileri, rüyamızında içine edildi. "Kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm." Of sen düşünme gerçekten seninle her gün birbirimizi görüyoruz neden kahvaltı yapıyım seninle. "Çok iyi düşünmüşsün. Ama ben evde değilim." Tabiki onunla kahvaltı etmeyecektim. "Kapıcı Mehmet Bey evde olduğunu söyledi İrem." Alacağın olsun Mehmet Ağabey yaktın beni ya. "Hahah sana da şaka yapılmıyor Kerem. Sen aşağıya in geliyorum hemen." Allah kahretsin. "Bekliyorum güzelim." Bekleme ya böyle işin ben.

Aşağı inmemle belimden kavradı Kerem. Bu beni rüyama döndürdü adeta. Hızlıca kendimi geri çektim. "Sana da Günaydın Kerem." Gördüğüm rüya hakkında tek bir şey geçsin istemiyorum aklımdan. Kapımı açarak buyurun İrem Hanım demesiyle sirkelendim. Hafif bir tebessüm ederek arabaya yerleştim. Araba harekete başlayınca dün ve bu sabah aklıma dolan saçma düşüncelerden uzaklaşarak Kerem'e döndüm

"Rotamız nereye Keremcim?" Kerem'in bir süredir benden hoşlandığını biliyordum tabiki. Yoksa her haftasonu zorla kahvaltıya çıkmam bir tesadüf değil. "Bebek'te kahvaltısı çok güzel bir mekan buldum. Seninde kahvaltı etmeye bayıldığın için hemen gidelim istedim." Aslında çok düşünceli ama çok yapışkansın be Kerem. "Aa çok iyi yapmışsın." Kafamı camdan dışarı çevirdim. Bu gün bir an önce bitsin istedim. "İrem. İrem.İrem." Sesler kulağıma dolunca dışarıyı izlerken daldığımı fark ettim. Çoktan bir yere park etmişiz arabayı. "Dalmışım iniyorum hemen."

Deniz en yakın masalardan birine oturduk Kerem sipariş vermeye çalışıyor sürekli bana sorular yöneltiyordu. Bende kafamı sallıyıp onu onaylıyordum. "Ben bir lavaboya gidiyim." dedim ve cevap beklemeden hızlıca ilerledim. Lavaboyu bulduğumda kendimi içeri attım. Evden aceleyle çıktığım için makyaj yapmadığım aklıma geldi. Çantamdan bir kaç malzeme çıkarıp yüzüme biraz renk verdim. Haftasonunun en büyük getirisi topuklular yerine rahat spor ayakkabılar, dar etekler yerine rahat taytlar ve tabiki ağır makyajlar yerine hafif şeyler yapmak olabilirdi. Bİr kadın olarak topuklulara zaafım vardı ama her gün işe giderken işkence çekerek giymek sinirimi bozuyordu.

Hızlıca masaya oturdum masa donatılmıştı. İkimizde önümüzdekileri yemeğe başlamıştık. Kerem arada bir bir şeyler soruyordu ama pek takmıyordum onu. Yaklaşıp 1 saat sonra tıka basa doymuş kahvelerimizi yudumluyorduk. Artık Kerem'den kurtulmam gerek diye geçirdim içimde.

"Ne yapsak hazır böyle spor giyinmişiz koşuya mı gitsek?" Ay bıkmıyor resmen bu ne enerji. "Çok isterdim. Ama artık eve dönsem iyi olur. Yapmam gereken işler var." Hiç istemem canım sağ ol. "Haftasonu ne işin var biraz bırak bu kadar iş kolik olma." Gerizekalı bu herif ya gerçekten süzme salak. Acaba onunla olmak istemediğimi anlamamak için mi böyle yapıyor diye geçirdim içimden. Sadece tebessüm ettim. "Eve gitsem iyi olur." İçimden bir sorun çıkarmasın diye dua ediyordum resmen. "Tamam bir dahakine yaparız yorgunsun galiba." Hala bir dahaki diyor. Neyse ya sakinim.

ULAŞILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin