Bölüm-6

5K 194 25
                                    

Kapıdan dışarıya adım attığım gibi dışarısının soğunu iliklerime kadar hissetmiştim. Yaz yağmuru olabilirdi fakat gerçektende dışarısı çok soğuk ve karanlıktı. Bu akşam ay tam tepedeydi ve ışıklardan daha çok ay aydınlatıyordu her yeri. Kollarımı göğsümün altına birbirine kenetledim ve yürümeye devam ettim. Nereye gidiceğimi bilmiyordum ve sonu olmayan bir yola çıkmıştım. Üşüyordum.. Dakikalar, saniyeler, saatler geçtikçe daha da çok üşüyordum. Kıyafetlerim ıslanmıştı ve üzerimde kurumuştu. Hala hafif nem vardı. Heryer ıssız ve karanlıktı. Sokakları aydınlatan tek şey yukarıdaki aydı. Nerede olduğumu bilmiyordum. Şuan hissettiğim tek şey pişmanlıktı ama yine de tekrardan o eve geri dönemezdim. Bir kez o evden çıkmıştım ve kendi ayaklarımla o eve geri dönemezdim. Sahil kenarına kurulmuş olan banklardan birisine oturdum ve kollarımı daha da sıkı bedenime kenetledim. Tepemdeki ağaçlar rüzgardan hafifçe savrulurken çıkan o sesler ürkmeme ve üşümeme sebep oluyordu. Şimdi napıcaktım en ufak bir fikrim bile yoktu. Bir an önce havanın aydınlanmasını ve artık üşümemeyi yeyliyordum. Dışarıda yaşayan o insanlar nasıl oluyorda bu şartlarda yaşıyor biliyorlardı ki. Onları şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Yalnızsın, üşüyorsun ve korkuyorsun. Bu üç duygu insanın berbat hissetmesine yetiyordu bile. Gözyaşlarımı daha fazla içimde tutamıcakdım. Zaten etrafımda benden başka kimse yoktu. Kimse benim ağladığımı göremezdi. Bir anda kendimi bıraktım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendime hakim olamıyordum. Neden bu kadar çok ağlama hissi vardı ki içimde bilmiyordum ama uzun zamandır hiç bu kadar ağlamamıştım. Bir yandan bu iyi gelmişti. Biraz da olsa rahatlamış gibi hissediyordum kendimi. Hala ağlıyordum, ağladıkça rahatlıyordum. Yanıma birisinin oturduğunu farkedince birden ürktüm ve hemen o kişiye baktım. Bu edizdi! fakat onun burda benim yanımda ne işi vardı? Beni nasıl bulmuştu ki? Evden uzaktaydım ve buu.. bu, çok tuhaf. Bir şey dememe fırsat vermeden beni hızlıca kolumdan kendisine doğru çekti ve kendi kollarının arasına aldı. Hayal filan mı görüyordum yoksa gerçektende edizin sıcak kollarının arasındamıydım. Burnuma o derin parfüm kokusu geldiğinde hayal olmadığına inanmıştım. Üşüyen bedenim onun kollarının arasında yanıp tutuşuyordu adeta bu çok garipti. Kokusu insana huzur veriyordu sanki. Gözlerimi kapadım ve bunun hiç bitmemesini diledim. Bu gerçektende garipti hiçbir şeye anlam veremiyordum. Tuhaf hissediyordum kendimi. Delirmiş gibiyim sanki çünkü öküz ediz diye adlandırdığım benim kocam olacak ediz şuan bana sarılmış beni ısıtıyordu. Evine girdim gireli bana kötü davranan ediz benden özür diliyordu. Durr bi saniye! ne dedim ben özür mü? Ben yanlış duymadım dimi ediz benden özür diledi ve bunu sadece kulaklarım duydu beynim algılayamadı bile. Başımı kaldırdım ve edize baktım anlamadım diye sordum ve edizin surat ifadesini incelemeye başladım fakat hiçbir duygu yoktu yüzünde. Nasıl bir çocuktu bu ben hala çözememiştim. Gözlerini devirdi ve özür dilerim işte toprak neden iki kere söyletiyosun ki? diye söylendi. Hehh beyfendi gene sinirlendi ve bizim eski öküz ediz geri döndü. Neyse 2 dakikada olsa beni ısıtmıştı duygu değişimine mahruz bırakmıştı ya gene yeter. Bende onun gibi gözlerimi devirdim ve edizin kollarının arasından çıkıp sadece emin olmak istedim o kadar, senden beklenmedik bir hareket ona baktım ve üzerine basarak özür dilemek dedim.  Ona baktım ve o sadece gözlerini devirmekle yetindi. Birşey söylemedi bende onun gibi karşıya yani denize bakmaya başladım. Sanırım tekrardan üşüyordum. Kollarımı birbirine kenetleyip göğsümün altında birleştirdim ve gözlerimi kapadım. Düşündüm..düşündüm..düşündüm.. Şimdi nolucakdı yani ediz buraya gelmiş benden özür dilemişti fakat şimdi ben napıcaktım. O eve geri mi dönücektim fakat ediz benden sadece özür diledi eve geri dön diye bişey demedi. Sıkıntıyla ofladım ve gözlerimi açtım. Aklım çok karışıktı ve beynim allak bullak olmuştu. Üşümüş ve yorulmuştum bu yüzden de uykumda gelmişti. Gözlerim istemsizce kapanıyordu. Dayanamıyordum artık ve gerisi ise tamamen karanlıktı.

***********EDİZ***********

Toprağın yanındaydım. Neden onun peşinden gitmiş ve ona sarılmıştım hiçbir fikrim yoktu fakat o an sadece içimden gelmişti. Kokusuu.. Ona sarılınca burnuma onun kokusu dolunca huzuru bulmuştum sanki. Hiçbir kızda bulmadığım o huzuru, toprakta bulmuştum. Neyim vardı benim böyle affallamıştım resmen. Onu bu sabah gördüğümden beri böyleydim. Aşık mı oldum desem hayır ben asla aşık olmam! peki ya neydi bu hefesmiydi desem oda olamaz çünkü toprak benim altıma aldığım kızlardan çok farklı. Denize dalıp gitmiştim öylece derin düşüncelerle birlikte. tuhaf bi duygu vardı içimde. Omuzuma aniden ağırlıık çökmesiyle kendime geldim ve omuzuma baktım. Toprak, başını omuzuma koymuştu. Bu işte bi terslik vardı topraktan bahsediyorum burada. Elimle yüzüne düşen saçlarını çektim ve ona baktım. Uyuyordu. Uyuya kalmıştı ve o şuan gerçekten bi melek kadar güzeldi. İstemsizce yüzünü inceliyordum ve kusur arıyordum fakat o kusursuzdu ve harika bir kokusu vardı. Rüzgar estikçe burnuma doğru onun kokusu yayılıyordu. Şuan tek istediğim şey onu öpmekti o dolgun ve kıvrımlı dudaklarının tadına bakmaktı fakat ona dokunabilicek kadar cesaretim yoktu. Sanırım ona dokunmaya kıyamıyor gibiydim. Bu his çok tuhaftı hiçbir kızda yaşamamıştım bu hissi. Çok garip, herşey o kadar çok garip ki ben ediz mahsen bir kıza karşı bu kadar cesaretsiz hissediyorum. Şuan yanımda başka kız olsa onu çoktan öpmüş ve yatağıma atmıştım bile fakat toprak çok farklıydı. .Rüzgarın esintisi artınca üşümeye başlamıştım ve toprağında yüzünün soğuduğunu farkedince yavaş hareketlerle toprağı kucağıma aldım ve ileride park ettiğim arabaya doğru ilerlemeye başladım. Toprak biraz huzursuzlandıktan sonra bana iyice sokuldu ve bu beni daha da beter bir duygu hissine itti. Noluyordu bana böyle.

*********TOPRAK********

Gözlerimi açtığımda kendimi odamda ve yatağımda uzanmış bir şekilde buldum. Üzerimdeki örtüyü kenara itip ayağa kalktığımda ilk farkettiğim şey üzerimdeki kıyafetlerimin değiştiğiydi. En son edizin yanındaydım vee ahhh lanet olsun.! pislik ediz!! sanırım yanında uyuya kalmıştım ve oda beni eve getirmişti. Utanmaz birde üzerimi değiştirmiş. Heryerimi gördü ve bu çok utanç verici bir şey. Sinirle odadan çıktım ve edizin odasına daldım. Aggg!! keşke öyle ağıra dalar gibi dalmasaydım. Tanrım ediz şuan karşımda yarı çıplak halde. Refleks olarak hemen ellerimle gözlerimi kapadım ve bağırarak Üzerimi sen mi değiştirdin? bu.. buu çok utanç verici. Lanet olsun ediz! diye kükredim adeta. Şuan naptığını göremiyordum görmekte istemiyordum. Onu zaten yarı çıplak boxerı ile görmüştüm. Edizin elleri ellerime değdi ellerimi yüzümden çekti. Ona baktığımda anlayamadım bir gülümseme vardı yüz ifadesinde. Onu ilk defa gülümserken görüyordum ve o şuan çok farklı duruyordu. Sanırım buna tatlılık deniliyordu. Bi öküzün içinden tatlılık fışkırıyordu şuan. Gözlerim ona kitlenmişti ve hareket edemiyordum. Ellerim hala onun ellerindeydi ve kalp atışımın hızlandığını ayaklarımın titredğine dair size yemin edebilirim. Bana noluyordu böyle ediz gözümde çok farklı duruyordu.Öküz ediz gitmiş yerine sevebileceğim bir adam gelmişti. Nediyordum ben böyle, neler düşünüyordum. Sanki kalbim beynimi ele geçirmişti. Hemen kendimi toparladım ve hızlı bir hareketle ellerimi edizin ellerinin arasından kurtardım ve hemen odasından çıktım. Kendimi tuhaf hissediyordum. Sersemlemiştim resmen. Kendimi toparlamam gerekiyordu. Ona karşı bişeyler hissedemezdim çünkü o bir öküzdü ve öküzlere aşık olunmazdı. Öküzler her zaman kalp kırarlardı ve ben kalbimin incinmesini istemiyordum. Zar zor kendimi mutfağa attım ve bir bardak su içtim. Salona geçtiğimde herkesin bir yerlere koşuşturduğunu, telaşlı olduğunu farkettim. Neler oluyor? İç savaş çıktıda benim mi haberim yok.

 SEVGİLİ OKUYUCULARIM İNTERNETİMDE SORUN OLDUĞU İÇİN HEMEN YAZIP SİZLE PAYLAŞMAK İSTEDİM BİLİYORM KISA OLDU FAKAT ACELE ETMEM GEREKTİĞİ İÇİN KISA YAZDIM. NEYSE YORUMLARINIZ VE VOTELERİNİZİ GÖRDÜKÇE ÇOK MUTLU OLUYORUM. BEN SİZİ MUTLU EDERKEN SİZLERDE BENİ MUTLU EDİYORSUNUZ. GERÇEKTEN HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM SİZİ SEVİYORUM. UMARIM BU BÖLÜMÜDE BEĞENİRSİNİZ. YORUMLARINIZI VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM CANLARIM. :) NE KADAR ÇABUK, ÇOK VOTE O KADAR ÇABUK YB DEMEKTİR UNUTMAYIN ;)

Daha 15 yaşında (töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin