magic shop

504 120 6
                                    

hoseok, sabahın erken saatlerinde tek başına bir parkta oturuyordu. kıpkırmızıydı gözleri ve bembeyaz kesilmişti çehresi. uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yapıyor, ardı arkası kesilmeksizin sigara içiyordu.

kalp ağrısına söz geçirememesi onun suçu değildi. bağırmak, yeri göğü inletmek yerine sakince bu aptal dumanı ciğerlerine sokuyordu.

"bu olmamalıydı. onu öptüğümde, her şey son bulmalıydı. ona yalvardığımda, tüm sesler susmalıydı." elini darmadağın bir şekilde anlına dökülen saçlarının arasına soktu ve diplerini kaşıdı.

şiş ve kırmızı gözlerinden bir damla yaş süzüldü. bu yaş, ne aşkını durdurmaya yetebilirdi ne de içinde yanan ateşi söndürmeye.

kimler dokunuyordu aşkına o böylesine kahrolurken? son olarak ters çevrilmiş dilek sigarasını çekti ince parmaklarıyla ve dudakları arasına yerleştirdi. elini ucuna siper edip çakmağıyla tutuşturdu.

içine derin bir nefes çekti ardından gözlerini kapatıp ıslak kirpiklerini bir zamanlar güneşi öpmüş olan yanaklarına dizdi, kuruması için.

"içme bu halinle, genceciksin sen. daha çok şey göreceksin, daha çok fazla yaşayacaksın. böylesine tiksinç bir fahişeye vurulmak aptallık." taehyung'un sesi boş parkta yankılandı. hoseok'un tüm bedeni titredi, gözleri açıldı.

taehyung, gülümsemeyi denedi, o da ağlamıştı, belli ki. uzandı ve hoseok'un dilek sigarasını çekip aldı koyu pembe dudaklarından. sonra onu zarifçe kendi dudaklarına götürdü.

hoseok onun yüzüne dahi bakamadı. oysa dileği aşkının gözlerine bir engel olmaksızın özgürce bakabilmekti.

*

kimseyi park köşelerinde
birbaşına ağlatmayın

under mullet (scar) | vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin