ÖZEL YETENEKLİLER OKULU

871 17 4
                                    

Farklıyım fakat beni diğerlerinden ayıran şey saç veya göz rengim değil.GENLERİM.Bana bahşedilmiş özel yeteneklere sahibim ve bu yeteneklerimi iyilik için kullanmaya hazırım ben Rebecca Westlake , bu yüzden özel yetenekliler okulundayım.

Bu okulu neden seçtiğimize dair formu doldurduktan sonra kayıt işlemleri bitmişti. Bir gün sonra okullar açılacak ve ben lise hayatımı bu okulda geçirecektim. Babam müdüre carole ile el sıkıştıktan sonra valizlerimi alıp beni yurda yerleştirdikten sonra vedalaştık. annemi  çok küçük yaşta kaybettik bu yüzden ben babam için babam da benim için çok değerli.Kollarının arasına alıp bana sıkıca sarıldı. "seni özleyeceğim baba." dedim "bende rebecca.Seni seviyorum. " dedi ve sarıldık.Uzun vedalaşmamızın ardından onu son kez öptükten sonra odama girdim.Tahmin ettiğim gibi percy benden önce gelip en güzel yeri kapmıştı, pis kıvırcık. Onunla kayıt belgelerini getirdiğimizde tanışmıştık aynı odada olmamız büyük şanstı. Odada üç yatak iki pencere vardı.Önü açık, okulun arka bahçesine bakan tarafı percy seçmişti, uyanık cadı.Aniden kapı açılınca arkamı döndüm. "oo rebecca gelmişsin." dedikten sonra sıkıca sarıldı, fazla sıcakkanlıydı. "yaa sende benden önce gelip arka bahçeye bakan pencereyi kapmışsın." dedim "rebecca bana haksızlık yapıyorsun.Seninkide arka bahçeye bakıyor-du tabii önünde uzun ve iri bi ağaç olmasaydı." dedi ve yalandan dudaklarını büzüp üzgün surat yaptı.Onu taklit ederek dudaklarımı büzüp elimdeki yastığı ona fırlattım.Onu sevmiştim.Birlikte kıyafetlerimizi yerleştirip odayı toparladık. sonunda sessizliği bozup "kurt gibi acıktım bişeyler mi yesek karşıya yeni bi kafe açılmış." dedi. acıkmamış olmama rağmen onayladım. onun dırdırını çekemezdim.Üzerime beyaz bi polo altıma da bi jean geçirdim.Percy ise kırmızı siyah tişörtünün altına bi şort giymişti .Bacakları düm düzdü ve bunu sergilemeyi seviyordu. yurttan çıktık, kafeye ulaşınca o kadar da uzak olmadığını söyleyip mızmızlanıyordu."seni bi deri bi kemik bıraktığım için üzgünüm kıvırcık."dedim yine mağlum dudak hareketini yaptı.Hamburger ve kola seçimi yaptıktan sonra yemekleri alıp masaya doğru ilerledik.Tepsiyi masaya koyarken iki saniye içinde birinin koluma çarpıp büyük boy kolamı devirmesiyle, masanın üzerinin kola havuzu oluşu ve beyaz tişörtümün katli bir oldu.Percy ağzı açık bi şekilde bana bakıyordu.Keşke sadece percy bakmış olsaydı kafede ki herkes dönmüş bana bakıyordu.Utancımdan mı sinirden mi olduğunu bilmiyorum ama kıpkırmızı olduğuma emindim.Arkamdaki ses "Keşke biraz daha az sakar  olsaydında sadece kendi üstünü batırsaydın." dedi tişörtündeki 2 damla kola lekesini göstererek.Hem dengesiz hem ukala, çok güzel."Keşke sende daha çok beynini kullanıp arkamdaki sandalyeye oturmak yerine elimle yandaki boş sandalyeyi göstererek buraya otursaydın!" derken son heceyi uzatmış ve tek kaşımı kaldırmıştım.Bu sinir olduğumda istemsizce oluyordu.Bunu yaparken oldukça sexi göründüğüme ve percy den bi aferin kaptığıma emindim.Bana bi adım daha yaklaştı, boyu benden daha uzun, vücudu yanyana iki rebecca ederdi. ellerini omzuma koydu ve eğildi, uzun ve bakımlı saçları vardı yüzü ise kusursuzdu.percy nin deyimiyle tam bi beybifeys. Eğilince omzundaki kaslar sertleşti.Gözlerimin içine bakıyordu "Bak ben gerçekten çok üzgünüm buraya oturacağını önceden tahmin edip diğer tarafa oturmalıydım." sesi çok etkileyiciydi itiraf etmeliyim insan gibi davranınca fena çocuk sayılmazdı."Bayan domates surat!" ha? bi dakika son cümle neydi? Bağırarak ve bastırarak söylemişti.Tanrım lanet olsun benimle dalga geçmişti! Etrafta kıkırdama seslerini duymaya başladım. hiç birşey diyemiyordum.Ellerini beline koyup beni taklit ederek tek kaşını kaldırdı.İstediğim tek şey yerin yarılmasıydı.Percy bileğimden tutup beni dışarı çıkarıyordu ya da sürüklüyor da denebilir.Kafenin yanında ki boşluğa gelince bileğimi bıraktı."Bak o aptalın yaptıkları yüzünden burada oturup onu konuşmayacağız tamam mı? Hadi gidelim burdan ve bir daha o hayvanı görmemek için dua edelim." dedi.O sırada percy nin arkasından biri geldi. üstündeki önlükten garson olduğunu anlamıştım.Elindeki suyu bana uzattı "İhtiyacın olur diye düşündüm." dedi.Cevap vermeyince "Üç haftadır burada ve bu olaylar hemen hemen her gün olur. çevresindekilere pek iyi davranmaz onun yüzünden müşteri kaybedeceğime eminim." dedi ve sırıttı. kendi çapında ki esprisine sadece kendisi gülmüştü. tanrım bu konuyu daha uzatacak mıydı?Elinde ki suyu aldım."Teşekkürler dylan." dedim, önlüğündeki kartta adı yazıyordu."Rica ederim ıım şey.."  "Rebacca." dedim "Rica ederim rebecca." diye tamamladı. "Ben aslında onun..." diye söze başlayacakken percy yarıda kesip "Tamam bu kadar sohbet yeter sana minnettarız dylan fakat daha önemli işlerimiz var." dedi kıyafetlerimi göstererek.Kıyafetlerimi tamamen unutmuştum.percy nin uzattığı eli tutup oturduğum yerden kalktım.Okula doğru giderken percy açlıktan öldüğünü itiraf etti ona bakarak dedim ki "Ben gayet tokum percy midemde ne var biliyor musun?" diye sorunca anlamsızca suratıma baktı "Ara sıcak olarak utanç ana yemek olarak rezillik ve tatlı olarak kırmızı bi surat var!" 

ÖZEL YETENEKLİLER OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin