Azra ve Deniz müdürün odasına çağırılmışlardır. Özlem önde onlar arkada ilerlerler müdür odasına doğru. Kollarını sallara sallaya yürürken ellerinin dışı birbirine değer Azra ve Deniz'in. İkisi aynı anda duraksarlar, sanki elektrik çarpmıştır ikisini birden. Azra başını öne eğer, Deniz artık dayanamıyordur. 'Yeter artık' der gibi parmaklarını Azra'nın parmaklarının arasından geçirerek elini kavrar. Birbirlerine bakıp 32 diş gülümserler. Ellerini sıkarak yollarına devam ederler. Müdür kapısının önüne geldiklerinde telaşla ellerini bırakırlar.
Aynı anda:
"Ayh!"
Odadan içeri girerler.
"Özlem sen çıkabilirsin.
Kızın nasıl Deniz?"
"..iyi. Yani, burda ne kadar iyi olunursa o kadar.. iyi."
Melis, Deniz'in kızı geldiğinde Kuti'ye çektiği restin görüntülerinin yansıdığı monitörü Deniz'e doğru çevirir.
"Deniz, her şey yolunda mı?"
"...Murat Bey de oradaydı. Ne söylediğimi, neden söyleme ihtiyacı duyduğumu biliyor.."
"Evet, biliyorum. Anlattı."
"E..o zaman, sorun ne?"
"Bu kadarla kalacaksa sorun yok. Ve bence bu kadarla kalmalı."
Deniz 'hrlde kalacak slk şey :p' der gibi gözlerini açarak bakar Melis'e.
Melis saçma sapan vurgularla birkaç şey daha söyler ama Deniz o sırada Azra'nın bakışlarıyla ilgilenmektedir. İçinden 'Nasıl bakıyor ya o öyle Melis'e? Hayır, hayır.. Azra'yı kıskanıyor olamam. Kendine gel Deniz çocuğunla Azra'nın arasında 7 yaş var. Yanii var/dı..'
Deniz Azra'nın sesiyle kendine gelir.
"Melis müdürüm!"
"Efendm Azra?"
"Ben bu hikayenin neredindeyim yani hani ben neden burdayım.??"
"Aaah Azra.. Sen benim âkil adamımsın. Neden burda olduğunu çok iyi biliyor olman lazım."
"Çok iyi biliyorum." Deniz'e bakarak:
"Yani diyosun ki 'Deniz'e göz kulak ol. Ateşini al.' , değil mi?"
Melis başını 'senden adam olmayacak' der gibi öne eğer.
"Çıkabilirsiniz.''
***
Azra ve Deniz ortak alana doğru Deniz önde Azra arkada ilerlerken
''Boncuk, senin reytingin artıyor ha.''
''Ne reytingi ya?''
''İnsanlar diyorum, konuşuyolar.''
''Ne diyolar?''
''Böyle giderse Deniz Azrayı d-''
''Ya bi s*ktir et!''
Sessizlik olur.
''Boncuk?''
Deniz başını arkaya çevirip Azra'ya bakar
''Küfür mü ettin sen?''
''Ettim. Evet, ettim. İnsan böyle böyle küfür ediyor demek ki...''
''Ben de seni böyle böyle yiycem demek ki..''
''Ya Azra yaa''
Azra seri adımlarla Deniz'e yetişip kolunu omzuna atar. Birbirlerine bakarlar. Yüzleri birbirine çok fazla yakındır. Azra Deniz'in dudaklarına doğru uzanırken Deniz başını çevirir ve Azra'nın haftalardır arzuladığı öpücük Deniz'in yanağında yerini alır.
***
Ortak alana vardıklarında AzraTeam'den gelen birkaç saçma sorgulamaya cevap vermek durumunda kalırlar. Akşam yemeği anonsu gelir ve yemeğe geçerler. Yemekte fazla oyalanmadan odalarına geçer herkes. Radyo yayını başlar. Meltem vardır bu kez mikrofon başında..
Azra yatağında oturup Meltem'in favori rock şarkıları işliğinde Denizi düşünürken Deniz de odasında kendi kendine konuşarak volta atmaktadır.
''Yok arkadaş eminim, biliyorum ben kendimi ya... Ama o kadar tatlı kii ^3^ ''
Bir hışımla kapısına doğru gider, kapıyı açar ve koşar adım Azra'nın odasına doğru ilerler. Kapıyı çalmadan açıp içeri dalar ve kapıyı sertçe kapatır. Azra yatağından kalkıp Deniz'e doğru ilerler Deniz Azrayı omuzlarından tutup sırtını duvara yaslar ve Azra ne olduğunu anlayamadan dudaklarına yapışır.
(NİHAHAHAH BİLEREK BURDA BIRAKIYORUM DİĞER BÖLÜM GÖRÜŞÜRÜZ HFJKAHGŞH olayların bundan sonra nasıl gelişeceği ile ilgili tahminlerinizi yoruma bekliyorum.. )
