Giriş

11 1 0
                                    

° ¦             ¦°                 BAZI ANLAR DEFTERİ
    °  ¦     ¦°
         °¦°                                       ~03.35~
  
****
Geçmiş bizim  bir parçamızdır. Geçmişimiz olmadan  ne şimdimiz anlam kazanır ne de geleceğimiz. Uçurtma nasıl ipi olmadan kontrol edilemezse, geleceğimiz de geçmişimiz olmadan yönünü bulamaz. Bulduğunda ise çoğu zaman bu yön, karanlık bir yol üzerinde bulunur.

Hepimiz hata yaptık, kimimiz ders çıkardı kimimiz ise asla pişman olmadı. Ders çıkarıp vicdan azabı duyanlar, dünyanın eğik terazisi yüzünden, kaybetmeye devam etti. Ama asla pişman olmayanlar ise kazanmaya devam etti. Ben ise pişman olan taraftım. Kaybetmiştim. Sorun bu değildi. Sorun, ben kendime bir savaş açmıştım ve asla haklı çıkamıyordum.

Çünkü suçluydum.

Bir hırsız gibi, bir tacizci gibi ya da bir vatan haini gibi suçlu değildim ben. Bir katil gibi suçluydum. Geçmişimin ve geleceğimin katiliydim. İyi olan o çocuksu yanımı sebepsiz bir şekilde kötüye dönüştüren, günahkâr birisiydim. Oysaki ben vicdanıma hesap vereceğimi hiç düşünmezdim. Çok düşüncesizdim.

Çünkü ben vicdanımı köreltmiştim.

Aslında kötü olmamın sebebi, anne-baba sevgisinden yoksun olmamla, bana ihanet eden arkadaşlar sahibi olmamla ya da bunun gibi kötü şeyler yaşamamla ilgili bir durum değildi. Aksine çok iyi bir hayatım vardı. Zengindim, annem ve babam beni seviyordu, bana değer veren arkadaşlarım vardı, beni çok seven bir sevgilim vardı. Ama ben bu mükemmel hayatta, kötü olmayı seçmiştim.

Çünkü doyumsuzdum.

Güzel bir kızdım, her türden erkek peşimde koşardı. Keman çalar, resim yapardım. Okulda ders notlarım iyi olduğundan birinciydim. Kız voleybol takımında da kaptandım ve kolejler arası birinci benim takımımdı. Her şeyim yerli yerindeyken, arkadaş çevremle aile dostlarımız ve popüler olmak isteyen yalakalar dışında kimse beni sevmezdi. Bunu hiçbir zaman sorun etmemiştim. Çünkü ben, beni seven insanların bile beni hak edip etmediğini düşünürdüm. Beni sevmeyen bana göre beni hak  etmeyen tayfadandı.

Çünkü ben kibirliydim.

Kendini beğenmiş biriydim ve etrafımda da benim gibiler vardı. Bursluları ve sınıftaki sessiz tayfaları ezikler, aşağılardım. Paramla övünürdüm. İnstagramda bile takip ettiğim kişiler bir elin beş parmağını geçmezdi. Ben bu denli burnu havada biriyken  benim havamı söndürmeye çalışanlar da elbette olmuştu. Bir gün bununla ilgili bir ders almıştım. Ama kendi içimde. Yani bana karşı çıkana yine haddini bildirmiştim ama bende ilk defa iz bırakan bir olay olmuştu. Sonuncu an.

Bazı Anlar Defteri'mi okuyacaktım.

Belki bir saatte, iki saatte ya da daha fazla. Okuyacaktım çünkü, sonuncu andaki o olay, beni bu defteri okumaya itmişti. İlk defa vicdanım kendini belli etmişti ama her şey için çok geçti. Çoktan yakıp, yıkmıştım. Hasar vermiştim, yenileme şansım yoktu ama onarabilirdim. Ama bunun yerine bu sefer kendimi sorgulamaya başladım. Kendime bir savaş açtım.

Çünkü ilk defa pişman olmuştum.

Bu yüzden bu defteri okumaya başladım.  O'nun sayesinde de olmuştu bu. Vicdanımı sızlatan, O kişi sayesinde. Yaptıklarımın bedeli ne olursa olsun ödemek istiyordum. Bunun yüzünden kendime bir ceza verdim. Yaptıklarımı okuyacaktım. Sadece okuyacaktım.

Çünkü ben şımarıktım.

Ama okumakla kalmadı benim kendime verdiğim cezam. Defterin son yaprağına kadar okudum ama sonumun bu denli ağır olduğunu ve aslında sonumun kendi ellerimden olduğunu düşünmezdim. Merak etmeyin ölmedim.

Çünkü bana ölüm sadece bir armağan olabilirdi.

Açtım defterin kapağını ve okumaya başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAZI ANLAR DEFTERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin