"Hadi mark lütfen~"
"Jinyoung size yeterince yük oldum bu olmaz yapamam"
"Siktir ordan mark ya. Ne yükünden bahsediyorsun lütfen gitme özlerim. uyuyamam.yapamam"
"Ah, jinyoung mısıra gitmiyorum evim buraya 15 dakikalık bir mesafede yapma"
"Siktir git. Yalancı kestirme yoldan bile senin eve gitmen 30 dakika bi kere"
Dakikalardır bu konuyu tartışıyorduk ben benimle kalmasını istiyordum ben kaderimdeki kişiyi en iyi şekilde yaşatmak istiyordum.
Fakat bu orospu. Gidiyor bok var orda değil mi zaten?
Jackson hyung içeri daldığında ben marka sarılıyordum. Durdur şunu hyung gözlerimi salarım her yere işer yemin ediyorum.
"Hey, mark bu eşyalar ne? Nereye gidiyorsun?"
Hadi be jackson hyung bari sen engel ol bu ite dinlemiyor beni, şerefsiz.
"Efendim 2 ay boyunca size çok yük oldum ve artık evime dönme zamanım geldi diye düşünüyorum."
Dedi mark keşke onu diyen ağzını siksem. Bak bir fantezi daha. Tanrım git gide youngjae'ye dönüşüyorum sen beni koru...
"Mark saçmalama sen daha evrimini yeni tamamlamış bir laliasın ve melezsin farkında mısın? senin yanımızdan ayrılmaman lazım tanrı aşkına bu ne biçim düşünce sende jeabumda burda kalacaksınız... bakın biz lalia'yız sende laliasın değil mi? Bizim görevimiz kaderlerimize hayatlarımızın parçasına sahip çıkmak sen bunu yaparak jinyoungu üzüyorsun ayrıca eğitim görmeden dışarıda dokunduğun yeri kıracaksın farkımda mısın? değilsin tabiki burda kalmalısın o kadar"
İşte benim jacksonum be
"Hay ağzını öpeyim jackson hyung yani, senin değil. seni severim ama markı öpersem daha güzel olucak" iyice boka sardım ağlıyorum şuan.
Hayırlı işler mahmut abi orda fazladan beyin varmı galiba kendiminkini düşürdüm...
"Şey, en azından oradaki eşyaları kapatmaya gitsem olmaz mı? Biraz temizleyip havalandırmak ve almadığım bir şeyleri almak istiyorum."
Şükürler olsun! Seni seviyorum jackson hyung.
"Pekala mark gidebilirsin. Ama geri dönmek şartıyla tamam mı" jackson hyung konuştuğunda direkt atladım.
"Bende geleceğim"
"Hayır sen gelme beni bekle burda sana bir sürprizim var." Dediğinde
Anında yumuşamış gözlerimi kısıp başımı sallamıştım dudaklarım tüy gibi bir şey çarpıp geri çekildiğinde gözlerimi açtım mark salakça sırıtıyordu jackson hyung bir acayip bakıyordu her neyse ağzımı aralayacakken
"Ben gideyim siz konuşup öpüş- her neyse işte görüşürüz bir şey olursa aşağıdayım" diyip gitti
Galiba rezil olduk.
"Ya ma-"
Bu sefer deli gibi bana yapışıp öpmeye başlayan marka dur diyemedim kalbim deli gibiydi ki öpüşme ciddi anlamda ileriye gidiyordu.
En son ayaklarımı markın beline sardığımda mark ta beni duvara yasladığında yüzü hüzünlü gibiydi noluyordu bilmiyorum.
"Ah, jinyoung seni çok seviyorum. tanrım, kendimi durduramıyorum"
Ayaklarımla onu kendime daha çok bastırmış boynuna derin ama kısa bir öpücük bıraktıktan sonra
"Tutma"
![](https://img.wattpad.com/cover/148854442-288-k18101.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LALİA (MarkJin)
Fanfic"Hey, omzunda doğum lekesi varmı mark?" "İstersen beni soyup kendin bakabilirsin jin~" buraya gelip yorumlara 'benim oppam gay degil' triplerine girmeyin bu bir kurgu ne olduğunu bilmiyoruz!.. boyxboy -tüm hakları jinyoungun kırmızı pantolonun göt...