HASRET

200 7 2
                                    

Tevfik Azize'yi boşadıktan sonrakı hikaye...

Azize bacılar ile yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye gittiler. Bacılar yürürken Efsunun yüzüne bir acayıp gülümseme fark edildi.
Emine: "Ne gülüyorsun sen Efsun, bizde gülmek istiyoruz, söylesen bari.. "
Efsun: Yaa, söylemezsem olur mu?
Emine: Tamam, nasıl istersen!
Efsun: Madem öyle yalvarıyorsunuz,  söylerim.
Azize o an çok güzel bir gülümseme attı.
Efsun: Acaba, benim kocam olursa o nasıl olur? 
Emine: Tıpkı senin gibi, ama erkek. 
Efsun: Sagol, hayalimi param parça ettin!
Emine:Ne demek.
Efsun yürürken yine hayal etmeye başladı,  ve hayalindeki kocasını iki dostuna güzel-güzel anlattı. Efsunun hayalindeki erkegi Azize Cevdete benzetti.
Azize yürürken fikire dagıldı: Hm ben ne kadar şanslıymışım başka insanların hayalindeki erkek, benim kocam". Azize bir an serseledi..
Azizenin içindeki ses: Fikrimdeki Cevdete bile aşık oluyorum, çok özledim onu,  şu an benim derdime tek derman var,  oda onun kokusu"
Efsun ve Emine Azizeye kalkmaya yardım ettiler..
Azize:"İyim ben "

Birkaç saat sonra onlar tüm işlerini bitirdiler. Onlar çok insanlara yardım ettiler, yani hemşirelik yaptılar.
Çiftlige geri döndüler..
Vakit geceye döndü. Efsun bir andan masaya şarap koydu..
Azize: "AA o ne?  "
Efsun: "Ayşe bacı görüyorsun işte Şarap!"
Azize: "Süt degildigini bende biliyorum,  ha neyse ver şunu efelere,  beylere birakıyım. "
Emine: "Ayşe bacı, bizimde dinlenmeye hakkımız yok mu?"
Azize bir masum gülümseme attı, sonra yutkundu..
Azize: "Susadım verin şunu"  dedi.
Bacılar kah kaha attılar.
Efsun: "Madem Azize hanım susamış,  büyük bardak koyalım, Emine ikimize ise küçücük "
Azize: "En iyisi bana şişeyi verin"
Efsun: "Seni de şimmartık haa"
Emine: "Ya bi susun" dedi ve Efsunun elinden sert şişeyi aldi,  kendi bardagını sonuna kadar dolurdu. Emine bir nefeste bardakda ki şarapi bitirdi.
Azize ile Efsun  şaşkınla Emineye baktılar..
Azize: "Eminecim sen nasil bitirdin şarabi ya?! "
Emine gögsünü gere gere : "eh n'apalim, herkesin bir yetenegi varmış demek"
Dostlar bundan sonra güzel-güzel içmeye başladılar.
Azize fazla içmiş ki gözüne Cevdet gözükmeye başladı..
Azize: "Cevdetim" diye bir andan Efsunu öpüyordu  az kalsın.
Efsun: "Heyyy, ne yapıyorsun Ayşe bacı,  ben seni seviyorum da o kadar da degil"
Azize bir andan kapalı gözlerini açtı: Hii,  çok özür dilerim Efsun,  fazla içmişim ve gözüme sevdigim insan gözükdü galiba, o yüzden afedersin"
Efsun: "Hem Cevdet kim, senin kocan mi?"
Azize "o benim vatanım" demek istedi, ama: "Boş ver" dedi, konuyu kapattı.

30 dakikadan sonra Efsun ile Emine kendi odalarına geçti, Azize ise tek kaldı.
Azize: "Cevdetimi özledim, acaba ne yapiyor şu an,  beni mi düşünüyor acaba?! Ah,  salak kafa o beni öldü biliyor, o yüzden yanina gitmeliyim" .
Azize o şert kararindan sonra, zor olsa da yerinden kalktı.
Çiftlikten de kaçabildi..
Gece tüm karanlıkda ormanda tek başına yürümeye başladı. Bir andan kurtların sesini duydu, korktu tabi, ama cesaretini topladı ve uzaklara yürümeye başladı...
5 dakikadan sonra yine kurtların sesi geldi.
Azize: "Kurtlar beni yemeyin,  beni Cevdet yesin" diye kendi lafına küçük kah kaha attı. Yürürken Azize Cevdeti düşünüyordu.. Azize Cevdeti düşündügünde aklına ilk onun yakıcı bakışlı mavi gözleri geldi, sonra onun güçlü elleri, en son Azize onun kokusunu hiss etmek istedi, o kokudan nefes almak istedi, ama Azizenin boncuk gözlüsü yanında degildi..
10 dakikadan sonra Azizenin geldigi yer tanıdık geldi biraz, uzaklardan yunan karargahini gördü.
Azize: "Cevdet kesin ordadır, sürpriz yapayım bari kocacıma".
Azize bikaç dakika karargahi seyrediyordu, sonra karargahin baş kapısından  Azizenin yakışıklı, karizmatik kocası çıktı.
Azize:  ""Cevdet" diye bagırasım var"..
Azizenin o güzel kafasına güzel plan geldi.  Azize yanındakı küçük bir taş aldı, Cevdetin tarafına o daşı attı..
Cevdet vücuduna pek bir yakışmış uniformasından silahını çıkardi ve Azizeye taraf kendini birakti.
Azize Cevdetin yaklaştıgına biliyordu ve bir duvarın arka tarafında gizlenir.
Cevdet tam o duvarın arka tarafına gelmiş ki..
Azize: "Sürpriz!"
Cevdet korkudan silahla Azizenin bacagina vurmuş.
Cevdet: Azize!!! Sen yaşiyormusun?! 
Azize aglamaya başladı,  Cevdette tabi..
Azize: "Bilmiyorum şu an acidan ağlayayım mi veya mutluluktan?!"
Cevdet: "Azizem" diye tüm gücüyle Azizeye sarıldı, öyle güçlü sarıldıkı Azizenin kemikleri "tırk-tırk" sesleriyle sessizligi bozdu..
Azize: "Cevdetim seni çok özledim" diye boynuna gömüldü, ve çok istedigi kokusuna kavuştu. Azize Cevdetin boynunu öptü, kokladı, öptü kokladı ki Cevdetin boynu terlemeye başladı.  Cevdet bir andan bilmeden Azizenin vurulmuş bacagına bastı kı, Azizenin yüzündeki güzel gülümseme kayboldu.
Azize: "Aaaaaa, Cevdettt çok acittın.. "
Cevdet: "Azizem, seni hastaneye yollayayım.."
Azize: "Hayır, Cevdet hasteneye istemiyorum, ben seni istiyorum"
Cevdet: "Ne, Azize sen sarhoşmusun?"
Cevdet o cümleyi söyledikten sonra iyice şarabın kokusu geldi.
Azize: "Cevdet belki ben şaraptan sarhoş olabilirim, ama en çok sana sarhoşum".
Cevdet: "Anlaşıldı, eh Azizem, Azizem" dedi ve Azizeyi omzuna aldı ve ormana taraf yürümeye başladı.
Azize: "Cevdet, beni nereye götürüyorsun?! " dedi.
Azize Cevdetin elindedi, Azize Cevdetin yüzüne bakmak ile doyamıyordu. Azize Cevdete baktıgında sanki tüm dünyayı görüyordu. Cevdetin gözleri ona bakmazsa bile,  Azize o mavi gözlerde Azize Cevdet aşkını görüyordu. Azize latif elleriyle Cevdetin  yüzünü okşamaya başladı. İlk çenesini iki parmagıyla yumuşak dokunmalar verdi, sonunda yanagına büse vermek istedi, ama Cevdet Azizeyi sert saklıyordu,  özlemdendir belki.
Cevdet: "Azize!!  Gıdıklanıyorum."
Azize:"Bende onu istiyorum zaten" diye Cevdete masum gülümseme birakti.
Azize:"Cevdet hala söylemedin, nereye götürüyorsun beni?! "
Cevdet: "Biraz sabır hemşire hanım".
Azize: " Yahu yoruldum, Cevdet birak beni".
Cevdet:"Sankı ben yorulmadım"..
Azize:"Niye yorulcaksın ki, tüy gibiyim"..
Cevdet:"Evet o tüy de 70 kg galiba".
Azize Cevdetin omzundan düştü.
Azize: "Teşekkürler, kendim yöreyecegim" diye sinirden serseledi
Cevdet: "Geldik zaten" .
Cevdet Azizeye kalkmaya yardim etti ve yine omzuna hafif karısını aldı. Ormanin tam en karanlık yerinde bir küçük ev gözüküyordu.
Azize:"Neresi burası? "
Cevdet:"O önemli degil , şimdi en önemlisi senin yaran" dedi ve Azize ile eve girdi.
Azizeyi yataga biraktı ve kapıyı kilitledi. Evin kapısının yanında bir dolap vardı, Cevdet oradan sargı bezi ve merhem arıyordy. Onları bulduktan sonra Azizenin yanina geldi.
Cevdet: "Özür dilerim,  böyle olmasını istemedim, senin canını acıttım".
Azize:"Sen beni vur, ama kalp kırma, yanımda ol bana bu yeter.
Cevdet:"Hemşire degilim" diye yarasını sergi bezi ile sarmaya başladı.
Azize: "Aa Cevdet ilk merhem çalmalı degilmisin?!"
Cevdet: "Telaşlanıyorum Azizem, sana tekrar zarar etmek istemiyorum"
Azize: "Ben sana bana yardım etmeyine yardım ediyim o zaman." diye Cevdete bakarak güldü.
Cevdet Azizenin yarasına merhemi çaldığında. Azize o dokunuşları özledigini anladı. Cevdet  Azizenin yarısının diğer yerini okşamaya başladı. Azizenin hoşuna gidiyordu tabi.
Azize: "Cevdet, bölüyorum ama sergi beziyi kullanmayacakmısın?!" diye Cevdeti böldü.
Cevdet: "Unutmuşum Azizem, bir şeye dağılmışım".
Azize:" Tabi,tabi".
Cevdet sargı beziyi Azizenin yarasına sardı.
Azize: "Cevdet senin ellerin yarama degdiginde yaram yok gibi oldu ya,  senin ellerin melhem oldu bana" .
Azize: "ayy ayy!"
Cevdet:"Ne oldu Azizem? "
Azize: "Cevdetim, dudağımda da bir yara var galiba? "
Cevdet gülerek,  Azizenin dudağını parmagıyla dokundu, okşadı.
Azize: "Cevdet çok acıyor :)"
Cevdet Azizenin dudağından hafifçe öptü.
Cevdet:"Şimdi iyi oldumu? "
Azize: "Belki!" diye Cevdetin dudağına yaklaştı. Azizenin Cevdete yaklaştıgı an ikisi biri birine hasret dolu bakıyordular.
Cevdet: "Ben sana su getiriyim" dedi.
Cevdet yataktan kalktıgı an Azize Cevdetin yakasından çekti ve kocasını sert öptü. Cevdet Azizeden ayrıldı ve "Azize niyeti bozmayalım hem zaten sen Tevfikle evlisin" dedi. Azize Cevdete aç ve sinirli baktı.
Azize: " O beni boşadı hem ben bu gün niyeti bozacağim" diyerek Cevdetin gömleğini çekti, az kalsıın yırtıyordu. Azize Cevdetin gömleğinin düvmelerini açmaya başladı. Cevdet ise Azizenin boynundan öpmeye başladı.
Azize:"Cevdetim ben sana öyle hasret kaldım ki, sana böyle dokunmak canıma şifa oluyor, senini tenine dokunmak, nefesini almak, son vakitler en arzuladıgım derman".
Cevdet:"Bende en çok senin saçın kokusunu özledim Azizem" diyerek saçını okşadı, kokladı. Saçından sonra dudağına geçti.
Azize Cevdeti yataga itti, üstüne gelerek ilk alnından öptü, sonra burnundan, sonra dudağından, tabi dudağını öptüğü an Azize Cevdete kilitlendi. Cevdet Azizeyi kendine çekti.
Azize: "Bir dakika, Cevdetim" diyerek elbisesini çikarmaya çalişiyordu.
Cevdet:"Ben yardım etmezsem olmaz" dedi ve Azizeye yaklaştı,  ona öyle derin bakıyordu ki Azize Cevdetin gözlerine daldı gitti. Cevdet yumuşak dokunmalarıyla Azizenin elbisesini bir saniyede çıkarıp, karısına baktı.
Cevdet: "Azizem, çok güzel olmuşsun" diyerek ayaklarından yüzüne kadar öyle dagıldı ki...
Azize: "Bunu elbiseyi çıkardıktan sonra anladınmı" diyerek güldü.

Cevdet:"Bilmem :)"

Cevdet Azizeyi yataga biraktı ve kendilerini sabahın beşıne kadar ateşe biraktılar.

Arkadaşlar bazı hatalarım olabilir,  o yüzden afedersiniz, umarım beğendiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar bazı hatalarım olabilir,  o yüzden afedersiniz, umarım beğendiniz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HASRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin