YENİ ZEYNEP

415 8 0
                                    

1 AY  SONRA( 7 NİSAN)

İnandığın her şey elinde olmadan kayıp gittiğinde hiç hissetmediğin kadar yalnızlığı hissedersin iliklerinde. Ben de şuanda böyle bir durumla karşı karşıyayım.Gerçekten ne kadar salak olduğumu anladım.Melis'İn doğum gününden sonra Keremle  aramızdaki buzlar biraz biraz erimeye başlamıştı. Her şey gizlice keremin telefonundan babamı bulduğu adamın olduğunu tahmin ettiğim kişinin numarasını alıp o limana gittiğimde başladı.Karşımda duruyordu,babam.Hızla gidip boynuna sarıldım.Onunla konuşurken babamın o olmadığını öğrendim.Hayatım boyunca yıkıldığım en büyük andı. İnanmak istemedim ama o olmadığını anladım.Bildiğim her şey yıkılmıştı.Arkamı dönüp hızla koşmaya başladım. Sanki hızlanınca her şeyi unutuyormuş gibi. Arkadan keremin adımı bağırışlarını duysam da durmadan koştum.Kayalıkların önünde durdum.İçimdeki her şeyi denize anlattım sanki bana yardımcı olabilirmiş gibi.Kerem'in beni çekip omzuna yaslamasıyla yaşlarımı tutamadım. İçimde denize olanaları anlatırken göz yaşlarımda keremin tişörtünü ıslatıyordu.Her şeyim yıkılmışken beni korur gibi sarması güvende hissettirmişti. Babam sandığım adamın nasıl babam olmadığının anlattım birer birer ona.Anlatırken bendeki parçaların hepsi birleşmişti.Biran için beklemden ona söyledim:

"Biliyordun dimi? En başından beri biliyordun?"

"Biliyordum ama sonradan öğrendim.Çok üzgünüm."

"Senin yüzünden.Senin o aptal oyunların yüzünden  oldu bütün bunların hepsi."Haykırışlarımdan sonra kendime gelip konuşmaya devam ettim."Senin suçun değil,bunun sebebi sen değilsin.Kim olduğu belli."Arabasına binip beni  hastaneye bıraktı. Annemin jale  teyzenin yanında olduğunu biliyordum.Benimle hemen konuşması gerkiyordu.Hastanedeki neredeyse her yer baktım ama yoktu.Kerem de peşimden geliyordu.En son olarak çatıya çıktığımda annem ve melisi gördüm.

"Bana yalan söyledin sen!" Sonra melisin ne işi olduğunu sordum ama cevap vermedi. Ona aldırmadan içimdekilerin hepsini anneme kustum.Bana anlatıcağını belirtirken keremin bağırışıyla kendime gelip bakınmaya başladım. Gördüğüm tek şey melisin çatıdan düşüşüydü.Aceleyle hepimiz aşağıya koşmaya başaldık.Neden böyle bir şey yapmıştı?Bugün gerçekten berbat bir gündü.Çıktığımızda sedyedeki melisi gördüğümüz gibi peşinden gitmeye başladık.

Duvara yaslanıp içeriden bir umudun dışarıya süzülmesini bekliyorduk.Durumunun tehlikesinin geçtiğini belirttiklerinde keremle aşağıya inip koltuklardan birine oturduk. Sonra daha fazla dayanamayıp içimdekileri söyedim.

"Sence yukarıdayken bir şey mi konuşuyorlardı?"

"Bilmem"

"Ben bir şey duymadım. Ama bir anlam veremiyorum işte."

"Ne önemi var artık."

"Doğru haklısın yok."

"Peki sence melis düştü mü yoksa..?"

"Bunu şimdi konuşmayalım çünkü gerçekten iyi değilim."

"Haklısın."Beş dakika sonra bu boğucu sessizliği bozan kerem oluşmuştu.

"Ne kadar boktan bir şey olduğunu görüyorsun.Bir bakıyorsun var sonra bir anda yok ."

"İnanmazsın belki ama anlıyorum.Yıllarca inandığın şeyler var ama sonra bir an bakıyorsun hiçbiri yok. Melela aslında baban sandığın kişi yabancıymış."Konuşmaya devam ederken karşımda barışı görmemle onun açtığı kollara sarıldım.Bu sırada kerem de yanımızdan geçip gitmişti.

Eve geldiğimizde annemin başında dikilip sonunda konuşmayı başlattım.Ama bana hiçbir şey anlatmadı.bende ona kızıp odama çıktım . Kapıyı kiltiledim ve babam sandığım o adamın bütün fotoğraflarını yırttım.Ve ağlamanın verdiği o müthiş uykuya kendimi teslim ettim.

Sabah olduğunda hiçbir şey demeden erkenden çıktım evden. Sanırım artık hayatıma bir değişiklik katmam gerekiyordu.Marketten birkaç paket  pembe sprey boya aldıktan sonra alışveriş merkezine gidip yeni birkaç kıyafet aldım. Eve geldiğimde yine bir şey söylemeden odama çıktım. Saçımı boyamadan önce aşağıya inip kendime yemek hazırladım ve odama çıkardım. Annemin konuşmaya çalışmaması işime geliyordu.Yemeğimi yedikten sonra  saçımı boyadım.Artık karşınızda eski zeynep yok! Yeni zeynepe merhaba diyin!

Haftasonunu atlattığımızda duyduğum kadarıyla melisin durumu iyiydi,evinde dinlenecekmiş. Okulun kapısından girdiğimde herkesin bana çevrilmiş gözlerini görsem de umursamadım.Ne alt tarafı saçımın birkaç tutamını pembeye boyamıştım.Çantamı yerleştirdikten sonra bahçeye çıktım. Keremle barışı gördüğüm gibi yanlarına gittim. İkisinin de şaşkın bakışlarına karşı klasik sorumu yönelttim.

"Nasıl olmuş?"İkisinden de güzel cevabını almıştım. Ama salak olmadığım için barışın istemeyerek keremince gerçekten inanarak cevap verdiğini anlamıştım.Birkaç dakika daha konuştuktan sonra zilin çalmasıyla sınıflarımıza geçtik.Ders programına baktığımda dersin kimya olduğunu görünce derse girmek yerine daha keyifli bir şey yapmak için sınıftan çıktım. Herkes derse girene kadar gizlendiğm yerde bekledikten sonra Jale teyzenin hastanede olduğunu bildiğimden boş olan müdür odasına ilerledim. Tahmin ettiğim gibi boştu. Elimden telefonumu çıkarıp en sevdiğim şarkıyı açtım ve sonra okulun hopörleri. Eğlence başlasın. Şarkı çalarken ben de eşlik etmeye başladım.Şarkı bitinimde tam isabet yapıp müdür odası öğretmenlerle dolmuştu. Birkaç uyarı bildirdiklerinden sonra beni serbest bıraktılar zaten. Diğer dersler de öyle böyle geçmişti. Çıkışta şu anda bana tek yardım edebilecek kişiyi kolundan çekip bana bakmasını sağladım.

"Biraz eğlenceye var mısın?"Düşünür gibi yaptıktan sonra "bin arabaya" demesiyle arabaya oturdum.Sahil kenarında ilerlerken  konuşmaya başladık.

"Nereye gidiyoruz?"

"Bana okul dışında takıldığın yerleri göster."

"Ahh emin misin zeynep,onlar pek sana göre yerler değil."

"Gayet eminim hadi!"

"Bak şuanda  bu kıyafetlerle gidemeyiz. Ama eğer yarın okula gelemek yerine benimle gitmek istersen gidebiliriz."

"O zaman o planları yarın uygularız."

"Peki şimdi nereye gidiceğiz." Uzanıp radyoyı açtım.AC DC 'nin Hells Bells'ini duydumuzda keremle bağırarak şarkıyı söyleme başladık.Şarkı bittiğinde muhteşem fikrimi ortaya attım.

"Lunaparka gidelim."

"Olmaz."

"Ya niye,hadi gidiyoruz uzatma."

"Bu halini daha çok sevdim."

"Sevsen iyi olur zaten çünkü bundan sonra artık bu zeynep var canım."

Lunaparka vardığımızda elini tutup onu zorla dönme dolaba çektim. Onun yaptığı tek şey sırıtmaktı. Buraya gelmek istemediğini farkındaydım.Muhtemelen hiç gelmeişti. Dönme dolaptan sonra balerin,çekiç,360 ve hızlı trene bindikten sonra yorulduğumuza karar verip bankın birine oturduk. Durmadan gülüp sohbet ediyorduk.İzin isteyip kerem bir yere giderken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Elinde bir tane pamuk şekerle döndü.

"Kendine almadın mı?"

"Bir taneyi beraber yiyebiliriz."

"Hepsini yemediğin sürece sorun yok." Pamuk şekeri elime verince yemeğe başladım sonra ona doğru uzatınca kocaman bir ısırık aldı.Gülerek sonunda pamukşekeri de bitirmiştik.Karnım istemsizce guruldayınca tekrar kocaman bir kahkaha patlatmıştık. Onun tavsiyesiyle arabaya binip yemek yiyeceğimiz yere gitmeye başladık.Tabi bu arada yine bağırarak şarkı söylüyorduk ama bu sefer:PİNK FLOYD! Beni ihtişamlı zengin restaronuna getireceğini beklerken küçük bir balıkçının yerine getirmişti. Deniz kenarına koyduğu küçük masaları vardı. Geçip bir tanesine oturduk. Keremin konuşmasından adamı daha önce tanıdığını anladım. Demekki sadece şu şaşalı zengin yerlerine gitmiyordu. Şu ana kadar yediğim en güzel balık ekmeği mideme indirdikten sonra arabaya binip beni eve getirdi.

"Sabırsızlıkla yarını bekliyorum yeni ,eğlenceli zeynep."

"Sabah görüşüz."dedikten sonra tebessüm edip eve girdim. Yine kimseye bir şey demeden odama çıktım.Bugün hiç eğlenmediğim kadar eğlenmiştim. Bakalım yarın bizi neler bekliyordu?

Güneşi Beklerken WattpadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin