"İnanmıyorum. " diye mırıldandım. Ege "Neye inanmıyorsun?" diye sordu. Pizzacıdan çıkıp Ege'yi de peşimden sürükledim. "Noluyo ya?" diye sordu.
"Ege buraya neden geldik? Başka bir yere gidelim."
"En yakın burası var Esin."
"Girerim ama bir şartla."
"Tamam anladım. Eski sevgilin içeride ve yanında seni aldattığı kız var."
"Hayır be. Aldatıldığımı nerden çıkardın. İçeride eski sevgilim var ama onu ben terk ettim."
Elimle kim olduğunu gösterdim.
"Hafta sonları burada çalıştığını tamamen unutmuşum. Bana onsuz asla mutlu olamayacağımı söylemişti. Bende onsuz daha mutlu olacağımı ve kendime mükemmel bir sevgili bulacağımı söyledim."
"Mükemmel sevgili rolünü ben yapıcam yani?"
"Hı hı."
"Tamam ama bir şartım ve bir sorum var. İlk önce hangisini duymak istersin?"
"Soru."
"Onu neden terk ettin?"
"Sümüğünü sıranın altına yapıştırırken yakaladım."
Kahkalarla gülmeye başladı. Yaklaşık beş dakika boyunca güldü. Sonunda "Şartın nedir?" diye sordum.
Yavaş yavaş gülmeyi kesip cevap verdi.
"Bir hafta boyunca istediğim her şeyi yapacaksın. Bu bir haftanın ne zaman olacağına ben karar vericem."
"İstediğin her şey derken ne gibi şeyler?"
"Aklına gelen şey dahil her şey olabilir."
Elimle kulağımı çekip tahtaya vurdum. O da gülmeye başladı.
Benim yaptığım hareketlere gülmesine sinir oluyorum.
"Aklımdan ne geçtiğini nerden biliyosun?"
"Bilirim ben. Kabul ediyor musun? Yoksa mükemmel sevgilin falan olmam."
"Tamam be."
İçeri girdik. Ege "Sen git ben sonra gelicem." dedi. Bende direk sipariş vermeye gittim. Ozan*eski sevgilim* beni görünce "Oo sen buraya gelir miyidin Esin?" diye sordu
"Sen burada mı çalışıyordun? Unutmuşum."
"Bakıyorum da yanında mükemmel bir sevgili göremiyorum.
"Sen öyle san." diye mırıldandım.
Ben siparişimi verirken arkadan bana sarılan ellerle irkildim. Arkama baktığımda Ege bana sarılmıştı. "Siparişini verdin mi aşkım?" diye sordu. Bana aşkım mı dedi o? "Evet canım, sen de ver hadi." dedim. Yanıma geçti ve siparişini verdi.
Ozan bana şaşkın şaşkın baktı. Siparişler gelene kadar orada bekledik. Gelince Ege benim de tepsimi aldı. Yuh ya normal zaman olsa tepsimi asla taşımaz hatta kendininkinide bana taşıtırdı. Öküzlerin içinde de az da olsa naziklik varmış demek ki. "Şu masaya oturalım mı bitanem?" diye sordu. Bitanem dedi. Masa Ozan'ın bizi tam göreceği yerdeydi. "Olur." dedim. Ozan'ın üstümdeki kıskanç bakışlarını hissediyordum. Ama napıyım burnunu karıştırmasaydı o da.
Ege
°°°°°°°°
Masaya oturduk. Esin'e her yakın davrandığımda her tarafı kıpkırmızı oluyordu. Kırmızı Esin hoşuma gitmişti. Bunu daha sonra onla dalga geçmek için aklımın ucuna yazdım. Hemen yemek yemeye başladı. Daha doğrusu öküzce yemek yemeye başladı. Hatta dinazorca. Sessizce "İnsan gibi yemek ye." dedim. Sonra kendi patateslerimden birini ağzına verdim. "Al aşkım." Yine kıpkırmızı olmuştu. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Birden Ozan denilen herif masamızın önüne geldi "Sizin sevgili olduğunuza inanmıyorum. " dedi. "İnanmazsan inanma. Sana mı kanıtlıycaz." dedi Esin. Yerimden kalktım. Esin'in yanına oturdum ve onu öptüm. Dudaklarından. Kendimi yine gülmemek için zor tuttum. Yine kızarmıştı salak. "Şimdi inandın mı mal? " diye sordum. Ozan ağzını açmıştı ki sanırım müdürü olan adam onu çağırdı. Yemek bitince Esin'le kalktık. Yürürken hiç konuşmadı. Arada ona baktığımda elini dudağına götürmüş gülümsüyordu.
"Benden çok etkilendin galiba kızarık?"
Biraz sonra eski Esin geri geldi.
"Niye senden etkileniyim ki? Ayrıca kızarık ne ya?"
"Tüm gece durmadan kızardın."
"Pizzacı çok sıcaktı çünkü. "
"Peki neden mal mal sırıtıyorsun?"
"Ege. O benim ilk öpücüğümdü."
