Lisa;
...Bakkaldan bir paket alıyorken
eline uzanan bir başka el yavaşca okşar tenini.
Önce Kook sanar ve sırıtrak arkasına dòner. Fakat yüzü düştüğünde"Sen de kimsin bana dokunacak cürreti nerden aldın?"
Kaslarinı catarken söylediği bu soz onun piç smile atmasınî sağlamıştır.
"Beni nasıl tnımazsın?"
Dediğinde gozlerimi devirip;
"Neden seni tanımalıy mışım ki kimsin sen?"
"Benim kim olduğum değil,sana ne yapcağım önemli"
"Allah Allah (iman power) kim oluyosun da beni benden habersiz bi yere götürüyorsun?"
"Bak gene soruyosun kim oldugumu! Hadi yürü!"
Dediğinde eli elime değmiş kızgın bakislarim yerini almıştı.
Beni bi o tarafa bi bu tarafa çekiştirirken;"Beni bırak canımı acıtıyorsun"
"Emirleri yerine getirmek zorundayım kusura bakmayın hanımefendi!"
"Önce gel elime dokun sonra tutup bi oraya bi buraya çekiştir sonra adını soylememede ısrar et ve en sonunda da Hanımefendi de. Bu ne küstahlık!!!"
Dediğimde telefonunu çıkarıp birine msj attıgını fark ettim ve adını bilmediğim o gerizekalıya;
"Kimle msjlaşıyosun sen benimle ilgiili mi?"
"Bak küçük bu seni alakadar etmez. Emir aldım. Şimdi bi eve gidicez ve sen bırak konuşmayı nefes bile almicaksın orda anlaşıldı mı?"
Sözünü bitirdiğinde ona gözlerimi kısıp dik dik baktım.
"O niyeymiş kimsin ki sen?"
"Offf hadi yürü" dediğinde önümüze sollayan lüks siyah bi araç geldi. (Filmlerde falan oluyo ya ddkdhsdhdidh)
"Ya sen kendini gerilim filminde falan zanettin sanırım. Simdi beni zorla falan arabaya mı bindirceksin?"
"Gerek yok ki sen kendin binceksin"
Konuşması bittiğinde rahatlamış olmalı ki kolumu hafif bıraktî. O sirada bi atak yapıp az önce önumuzden geçen dolmuşa yetişmeye çalıştım.
Göz devirip yetişemeyince refleksle arkamı dòndüm ve hemen arkamda koşan bi mal görünce hızlanmaya başladım.
Ne hikmetse yollar bomboş ve etrafta bi Allah'ın kulu yoktu. (Her seferinde iman power djdhzkdddhskshdksjgfjnb) neyse ki ilerde ki bi kuyumcu açıktı.
Içeriye hayvaan gibi girdigim için adam bana garip bakislar atmış ve;
"Ne oluyo Hanımefendi? Yardım lazım mı?"
"Ev ev evt..." dedigim an o gerizekalı içeriye girip;
"Aaaaa hayatım almadın mi daha?"
Dedi ve ben kaşlarımı catip göz devirince kuyumcu adam;
"Birbirinizi taniyor musunuz? Bir şey mi alacaksiniz""Haaa evet evet biz düğüne yetişicez kiliseye yetişmemiz lazım. Bize bi cumhriyet altını verir misiniz?"
(Onlarda cmhryt altını var mi bilmiyom ama djdksbsndnl)Dedikten sonra altînı almış elimden tutup arabaya kadar çekmişti.
Tabi ben o sırada boş durmamîş ve her seferinde sadece omzuna yetişebildiğim için oraya yumruk atarak morartmaya çalışmıştım.
Ama ona benim yumruk atmam sinek ısırmasî gibi gelmiş olmali ki inlemedi bile.
Beni zorla arabaya attı. Sonra da soföre el kol hareketleri yaparak ilerlemeye başladîk.
Gözlerinin içine masum masum bakışlar atıyor, belki beni bırakır ümidiyle göz dolduruyordum.
Hızlı giden araç birden durmus,fren yapmıştı. Ben tabi bi ileri bi geri sallanmış adama kinli bakışlar atıyordum.
Şoför kapıyı açtığında heyecan ve korkuyla etrafa bakındım fakat kimse yoktu.
Issız ve kuşun bile uçmadığı bu bolge de bir oksurme sesi geldiği nde işkillenmiş ve adama;
"Bi ses geldi. Burda bizden başka birileride var diy mi?"
Dediğimde yutkunarak
"Yooo o şoförün oksurmesiydi heralde fazla kurgu kurma!"
Soylendiğinde yav he he bakışları attım ve kolumu tutup suruklemesine izin vermeden ben önden "kim var orda?" Diye bağırdım.
"Orda kimse yok dememden ne anlıyosun sen he?"
"Of tamam be anladık neden geldik buraya?"
"Yürü içeriye!"
Dedi ve beni itekledi. Içeriye girdiğim de Kook elleri bağlı ayakları bağli çaresizce oturuyordu.
Ne olduğunu anlayamadan, "kook senin ne işin var burda kook iyi misin aşkımm"
Dedim ama adam beni çok sıkı tutuyodu.
Sonra arkadan topuklu ayakkabı sesi ve sırıtma sesleri duydum.
Döndüm ve onun Rose olduğunu görünce"Rose Kook bu haldeyken nasıl piç smile atabiliyosun sen he?"
"Ahhh lisaa sen kendini bişe zannetmeyi bırakta, sevgilin için neler yapabilirsin onu düşün bence!"
"Neden ki niye yani Rose sen neden bu kadar soğuk..."
"Şiiitttt"sesleri sözümü kesmiş ve konuşmamı bastırmıştı.
Kook orda çaresiz bakislar atarken arkasında olan bağlı elinde bi makas olduğunu fark ettim ve göz hareketleri ile cebine koymasını sağladım.
"Şiiit" sesini çıkartan Rose bana;
"Adalet mi istiyosun tatlım?"
"Gerekirse evet. Ama gerekmicek gibi gozukuyo"
Dediğimde siritmasi yerine kızgın bakışları yer aldı.
"Kooookkkkk aşkım seni bırakmicam gerekirse beraber can vericez ama seni bırakmicam" sozlerinden sonra gözlerinin güldüğünü fark ettim.
"Sus gerizekalı otututturun onu da şuraya!"
"Ya sen neden böyle davranıyosun Rose?"
"Istediğim gibi davranırım. Batıyo mu?"
"Evet batıyo. Sen boyle deildin."
"Eheee tabi canım! Ben gidiyorum yarım saate donerim!"
"Ben de çiğkofteyim" dedi biri arkadan.
"Hey kim var orda?"
"Kimse yok. Meslektaşım Jin var"
"Ohaa o da mı? Jin siz iyi deilsiniz, bırakın bizi!!"
"Yiooo niyeymiş oo?"
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Selam ponçikler yb geldi..❤Öpüldünüz🍷
![](https://img.wattpad.com/cover/151220492-288-k404893.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LISA FALL IN LOVE JUNGKOOK💜💜💜
FanfictionBu hikayede ben BP'den en sevdigim olan LALISA'yı ve BTS'den de en çok sevdiğim JUNGKOOK'u birbirine nasıl aşık olduklarını ele aldım😁 inş zevkle ve bir dahaki ki bölümü sabirsizlikla bekleyerek okursunuz📌 . . . . ÖPÜLDÜNN😚