Geçmiş: Off nerde bu çocuk.
GÖRÜŞCEZ CHRIS ROSS
***
Kafeler dışında başka yerlere bakmaya başladım. Denizden biraz uzakta bir bina gördüm ve oraya doğru gittim. WHITE BAR. Iyyyy bar mı? :( Mecburen bara girdim. Iyy sigara ve alkol kokusundan yıkıldım ya bu ne? Yine mecburen etrafa bakindim. Heyy neden tüm erkekler bana yiyecekmiş gibi bakıyo.
Neden olabilir?
Ahaa iç ses. Cidden neden olabilir.
Ohaaaaaaaaaaaaa böyle bir şey düşünüyo olamazlar dimi? OHH NOOOOO!
Zaten Chris yok. Bu yüzden barın çıkışına doğru ilerledim. Ama bi el kolumu tutup kendisine çevirdi.
- Hey daha yeni geldin nereye?
Son kelimeyi söylerken bacaklarıma bakmisti. Off lanet olsun. Sort giymiştim.
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
dedim klasik bir söz olarak...
- Hayır ama öğrenmek isterim.
Hemen telefonumu alıp bir raportaj videomu açtım. Izledi. Sonra gözleri büyüdü.
- Sen Jonathan Russell'in kızı mısın?
- Evet.
- Baban bu barın sahibi + ülkenin en zenginlerinden biri + giyim mağazası var.
Hepsini biliyordum fakat barın sahibi olması beni şaşırtmisti. Sadece bunu bilmiyordum.
- Babam barın sahibi mi?
- E yok artık! Bilmiyor muydun?
- Hayır
- Baban pek uğramaz buraya. Sadece ara sıra eksik var mı diye gelir veya maaş verir.
Ohaaaaaaaaaaaaa babamdan haberim yok aq.
- Sen nerden biliyorsun.
- Burda çalışıyorum
Çüş ya. Bir günde bu kadar şok gecirmem hiç iyi değil.
- Tamam peki o zaman buraya istediğim zaman gelebilirim değil mi?
dedim ve çocuğu arkamda birakarak içeri girdim. Ama hâlâ korkum tavan yapmış durumdaydı. Sakin ol Duru. Kendimi böyle sakinleştirerek etrafa göz gezdirdim. Oldukça lüks bir bardı. Hem de fazlasıyla... Genellikle koyu yeşil ve lacivert kullanılmışdı. Eminim ki burayı babam tasarlamadi. Babam mimardır. Annem ise iç mimar. Burayi annemin de tasarlamadığına eminim. Annem bir bar için daha açık renk düşünürdü. Yani bence öyle yapardı. Tahminim % 100 doğru çıkacak garanti veriyorum.
Herhalde herkes beni tanıdı ki hala bakıyorlar. Onlara sahte gülümseyip barmenin yanına gittim.
- Selam!
- Selam?
dedi sorar gibi. Ben ona anlamaz bakışlarımı yollarken devam etti.
- Siz hiç uğramazdınız da ondan böyle bir tepki verdim.
- Hımm anladım.
dedim ve DJ'den mikrofonu isteyip sahneye çıktım.
- Merhaba ben Duru RUSELL. İlk olarak Türkçe bir şarkı söylemek istiyorum.
...
İçime yalnızlığın çöktü bu aksam.
Gel desem gelemezsin.
Kaldı umut yarına.
Üstüme titrerdin ya her çağrışımda.
Kadere boyun eğdim sensiz yatağımda.
Kelimelerle anlatilamayan fedakarlık bu.
Karşılıksız sevgi tarif et bana.
Biliyorum zor gelecek.
Belki bana hiç gelmeyecek.
Kalbimi mühürledim yalnızlığıma.
Duygularını bile bile bana apaçık gösterdin ya.
Kaygılarını yene yene sevgileri öğrendik yaa.
Birbirimize iyi gün kötü gün diye söz verdik yaaaaa.
KAYBEDECEK HİÇ BIR VAKTIM YOK! ...
Şarkı bitince bar alkışlara gömülmüştü. Ben de konuştum:
- Herkese çok çok çok çok çok çok teşekkür ederim. Sizlerden bir şey istemek istiyorum.
Cümleye bak lan.
Sen sus iç ses.
Herkes kabul etmişti. Devam ettim:
- Buraya geldiğimi babamın bilmesini istemiyorum. Lütfen babama bir şey söylemeyin.
O sırada arkalardan siyah giyimli biri yaklaştı. Herkes 'EYVAH!' 'YAZIK OLDU' 'GEÇMİŞ OLSUN ABLA' tarzında bir şeyler söylüyordu. Geleni görünce korkulacak bir şey olmadığını fark ettim. Gelen çocuk ben bardan çıkarken benle konuşan kişiydi.
" Ama bi el kolumu tutup kendisine çevirdi.
- Hey daha yeni geldin nereye?
Son kelimeyi söylerken bacaklarıma bakmisti. Off lanet olsun. Sort giymiştim. "
Hatırladınız umarım. Kolumu sertçe tutup bardan dışarı çıkardı. Otoparka doğru gidiyorduk.
- Heyy ne yaptığını zannediyorsun?
- KAPA ÇENENI!!
- Bana cevap ver.
- Ah lanet olsun seni kurtarıyorum.
- Ne?
- Baban... baban barda.
dediği gibii yerimde durdum.
- Sen ciddi-ciddi misin?
- Hayır ismim Ciddi değil.
Offff. Karşımda son model bir araba vardı. Alışkın olduğum için ezikler gibi bi saat arabayi incelemedim ve arabaya bindim.
- Gerçekten o barda çalışıyor musun?
32 diş sırıtıyordu.
- Hayır.
- Ne?
Arabayı çalıştırdı.
- Sen gerçekten kolay kandırılabilecek bir tipsin.
dedi ve sigara aldı eline. Dudaklarına yerleştirdi. Sigarayı yaktı ve içine çekti.
- Beni kaçıracak mısın yani?
***
Ohhh yesss....
Okunma sayısı fena değil hanyy. Daha yeni bu kitap. Bence okunma sayısı bu oranka iyiiiii. Tekrar thanksss...
▶ ♥ ◀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ın Farklı Yüzü (Ünlü) *bitti*
Fiksi RemajaTüm hakları saklıdır. İzinsiz çoğaltma yapılamaz. ¤ - Duru - Efendim? - Ayrılalım. - Tamam... - Tamam mı bu kadar çabuk mu? - Evet hadi baybay... deyip telefonu yüzüne kapattım. ♥