08.10.199×

41 5 13
                                    

   Sevgili Günlük,

   Merhaba, seni tanımıyorum. Günlüksün ama kimsin bilmiyorum.
Kendimi tanıtmama izin ver, ben Charoite. Yeteneksiz kişi.

   Ceatra'da yaşıyorum. Yaşadığım yer ismi kulağa hoş gelse de, hayır öyle değil. Burası berbat bir yer.

   Kızıl kıvırcık saçlara, yeşil gözlere ve çillere sahibim. Klasik bir Ceatralıyım. Burası gezegenin batı tarafında yer alıyor. Ülkede suç oranı, gezegenin en fazla suç oranına denk. Kısacası suç oranlarında birincilik bu ülkede. Şimdi dönelim yeteneksizliğime.

   Youhiri'de (gezegenimizde) insanların özel güçleri olur ve bu doğuştan kazanılır. Youhiri Yasaları da herkese yeteneğinden yargılanmamasını söyler. Fakat, benim yeteneğim yok. Olmadı. 17 yıldır aradım ama bulamadım. Ben gerçekten yeteneksizim. Bu durum arkadaş çevremi etkiledi. Aslında bunu başka bir ülkede yaşayamazsınız. Fakat benim ülkem Ceatra'da apaçık yalnız kalırsınız.

   Yaşıtlarım, benden küçükler veya büyükler, yeteneğim olmadığı için çok güzel davranırlar. Taşlamak, yerde sürmek, yetenekleriyle ezmek... vb. Çok eğlenceli olmalı onlara göre ama bence değil. Hiç değil sevgili günlük.
Neden yeteneksizim? Bu sorunun cevabını asla bulamayacağım.

   Ailemden bahsedeyim -aslında ailem değil akrabalarımlar-;
Glaria teyzem ve Wergus amcam. Ah bir de aptal bir kuzene sahibim: Ertus.
Biraz aklında canlandırmana yardım edeyim.

   Glaria Cetryn'in yeteneği, görünmez dokunaçlar. Ben ona ahtapot çakması demeyi tercih ederim. Toplu düz kestane rengi saçları var. Badem rengi iri gözler ona eşlik ediyor. Balık etli ve çiçekli elbiseler giymeyi seviyor. Dıştan iyi sanarsınız ama... bana karşı pek öyle değil. Kim yeteneksiz bir yeğen ister ki? Ah... annem ve babamda istemediği için öldüler ya.

   Wergus Cetryn'in, zayıftır. Başka bir ülkeden gelme. Ama iyi ülkelerde de yok mu kötü insan? Wergus amca işte o. Sarı saçları ve orta büyüklükte gri gözleri var. Onun yeteneği ise, hızlılık. Bence havalı olduğu için ona Flash demeyi tercih ediyorum.

   Gelelim aptal kuzenim Ertus'a. Aptal yakışıklılığına sahip. Ona doğum gününde tavşan beyni hediye ettiğimi hatırlıyorum. Tabi daha sonrasında o beynin ağzıma tıkıldığını hatırlıyorum. Öhö. Mide bulandırmayacağım, tamam. Onun kumral saçları var ve hafif kıvırcık. Açıkcası gözlerindeki rengi bende bilmiyorum. Kahverengi değil ama kırmızıda değil. Her neyse. Onun yeteneği, aptallaşmak? Tamam şakayı bırakıyorum. Onun yeteneği, gölgeleri kontrol etmek.

   Şimdi seni nasıl buldum onu anlatayım:

   Glaria teyzeme doğum günü hediyesi almak amacıyla yola çıktım. Ona ne mi alacaktım? Elbette ısırgan otu! Evet hediyelerim kötüdür ama doğruyu söyler. Bu konuyu sonra tartışalım.

    Kasabamızın hemen yanında ormanlık alan vardı ve orada bana bakanlara harika hediyeler alabileceğim bir sürü şey vardı. Mesela Ertus'a aldığım tavşan neynini bu ormanda bulmuştum. Orman benim gibi yeteneksiz için tehlikeliydi. Kuralları kim dinler? Köklere takılmadan yürümeye başlarken ıslık çalıyordum. Pelerinim soğuk havaya karşı bir nebze olsun koruyordu. Fakat yeterli değildi.

   Etrafta ısırgan otu arıyordum ki, bir ağaç kovuğuna rast geldim. Bu kovuğun yeni olduğunu anlamam uzun sürmedi ve elimi korkusuzca içine attım. Deri bir şeye denk gelmiştim. Bir kutu muydu? Diğer elimide atıp çıkardım. Deftere benziyordu ama kilidi vardı. Anahtarı kilidindeydi. Ben de etrafa son bir bakış atığ kilidi açtım.

   Sayfalar sararmış, bazı sayfalar kopmuştu ama boştu. İmza bile yok. İsim falan hiçbir şey. Çantama attım ve etrafa tekrardan bakınıp ısırgan otu aramaya devam ettim.

   Bir saatimi almadan bir sürü ısırgan otu toplamıştım ve ezberlediğim yoldan geri dönmeye başladım. Etrafa tekrardan bakınırken kovuğa rastgelmedim. Bu yüzden yanlış yola saptığımı düşünmeye başlamıştım ki, ormandan çıktım. Ormana girdiğim yerden geri çıkmıştım.

   Sokaklarda dolanmaya başladım. Eve gitmek için çok erkendi. Bu yüzden keçeden yapılma kesemi çıkarttım ve mürekkep-tüy satan bir dükkana girdim.

   Etraf çok kötü kokuyordu.

   Zorla gülümseyerek mürekkep ve tüy istedim. Satıcı malzemeleri getirirken ben de defteri yine çıkartmıştım. O sırada büyük bir patırtıyla satıcı geldi ve bana doğru öldürücü bakışlar attı.

   Konuşmalar tam aklımda değil ama bana o defteri nereden buldun gibisinden bir şeyler mırıldandı. Ve ben ne mi yaptım? Yeterli miktarda altını masaya koyarak malzemeleri bir çırpıda aldım ve toz olmaya baktım. Yeteneği eğer feci bir şeyse ölmüştüm. Ama hayır... 90 yaşındaki bir adamdan ne beklenirdi?

   Eve hızlıca girdiğimde seni başıma bela ettiğimi düşündüm. Ama yine de sana yazdım. Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

  Sevgili Günlük,
Ben Charoite ve bir yeteneksizim.

   Hissettiğim duygu: Etraf bela kokuyor. Endişe.

   Tarih: 08.10.199×

Yetenek Avcısı: Sevgili GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin