Kurban Olduğum Yeşiller

607 33 7
                                    

Nefes'ten

Kahvaltı için deniz kenarında bir yere gelmiştik. O kadar güzel ve huzur doluydu ki istemsizce yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve dışarıyı seyrederken garson gelmişti  , Tahir siparişleri verince ben de ona döndüğümde hala gülümsüyordum.

T:Nefes
N:Efendim Tahir
T: Sen hep gülümse olur mu?
N: Sen hep yanımda kal olur mu? Bu arada ben teşekkür ederim dün ilke defa o kadar güzel uyudum.
T:Ben senin hep yanındayım zaten Nefesim.

Sözlerini bitirince birden utanıp başımı eğdim ama sonra Tahir çenemi tutup başımı kaldırdığında " Nefes Kaleli'nin başı hiç eğilmesin olur mu?"  dediğinde gözlerinde o güveni gördüm ve ona anlatmam gerektiğini düşündüm. Sonuçta en zor anlarımda yanımda o vardı ve hep yanımda olacağına söz vermişti. 

N:Tahir , sahile gidelim mi?
T: Gideriz tabi sen iyi olacaksan.

Oradan çıkıp sahile doğru yürüdük. Kayalıklara oturmuştuk.  Sadece denizi seyrediyordu  bir kaç dakika sonra konuşmaya başladım.

Tahir'den

Sessizce oturuyorduk onu konuşmaya bile zorlayamazdım. Biliyordum çünkü ne zaman güvenirse o zaman konuşacağını biliyordum ki onun sesiyle düşüncelerimden kurtulup ona döndüğümde o da denize dönmüştü.

N: Daha 14 yaşındaydım. Babam ve annem şehir dışına çıkmıştı , o  Vedat evdeydi Salih abimi şirkete göndermişti. Evde sadece ikimiz vardık. Vedat babamın önceki evliliğinden olan oğluydu , o çok küçükken annesi ölmüş. Sonra babam annemle evlenmiş. O gün evde çalışanlarda yoktu babam olmayınca Vedat onlara izin vermiş. O gün okuldan geldiğimde olacaklardan habersiz odama çıkıp ders çalışmaya başlayacaktım. Birden odama girdi ben ne olduğunu anlamadan beni zorla bodrum kata götürdü çok soğuktu çok karanlıktı. Üstüme gelmeye başladı korktum bağırdım ama o daha da bağırarak kimse sesimi duymasın diye sürekli bağırıyordu çok korkuyordum ve sustum o da sustu ,üstümü çıkarmaya çalışırken  yine bağırmaya başladım ve o daha çok bağırdı ama bu defa susamadım artık daha fazla dokunuyordu. O gün orda bana tecavüz etti.

Sus demek istedim ama konuşması gerekti başka türlü aşamazdı ve artık döktüğü her bir gözyaşı içime kör olup düşüyordu. Sarılmak istedim korktum. Derin bir nefes alıp devam etti.

N: Yerde yatıyordum etrafa kan bulaşmıştı ben sadece çıplak bir şekilde orada yatıyordum. Hiçbirşey yapacak gücüm kalmamıştı. O sırda üstünü giyip bana o odayı temizletti  ve odaya çıkardı. Kimseye anlatamayacağımı biliyordu. Kimse inanmazdı başkası sanıp beni öldürürlerdi çünkü. Gerçi ölsem de o halde olmaktan daha iyiydi. Ama anlatamadım. O günden sonra bazen geceleri odama gelirdi bişey yapmaz ama dokunurdu ben yine susardım. Evde en ufak şeyde bağırırdı ve beni korkutmak istediğinde de bağırırdı.  O sabah kahvaltıda bunu hatırlatmak istedi bana. 

Gözyaşları artık yağmur gibi akıp gidiyordu. İçimde kör alev yanarken bir yandan da o herifi öldürmek istiyordum. Bir insan kardeşine nasıl yapar bunu anlayamıyordum.  Ben kardeşim için hayatımdan vazgeçmiştim. Ama o kardeşinin hayatını karartmıştı. Bir an dün mutfakta olanlar aklıma geldi be kendime sağlam bir küfrettikten sonra Nefes'e baktım hıçkırarak ağlıyordu. Birden onu göğsüme çektim ve ben de onunla beraber ağlamaya başladığımda o da bana sarılmıştı.

T: Affet Nefes'im kurban olayım ben bilemedim affet kurban olduğum.
N: Seni çok seviyorum.

Söyledikleri bir nebze olsun beni gülümsetmişti ama hala içim buruktu. Sesini duymayınca uyuduğunu farkettim. Kucağıma alıp arabaya götürdüm. Eve vardığımızda hala uyuyordu uyandırmadan yukarı çıkarıp yatağa uzattığımda boynuma sarıldı.

N: Tahir gitme
T: Burdayım güzelim bir yere gittiğim yok ben hep senin yanındayım sen merak etme.

Cümlemi bitirmeden yanına uzandım oda boynuma sanki gitmemden korkuyor gibi sarılıyordu. Öylece uyuyakalmıştı.

Bugün kurban olduğum yeşillerinden o kadar yaş akarken o iti öldürmek istedim ama daha dün benim yüzümden hastanelik olmuştu. Düşündükçe kendime küfrediyordum. Ben bu düşüncelerle boğuşurken onun uyandığını farkettim ve birden kalktı ve irkilmişti biraz.

N: Şeyy... Ben özür dilerim kendimi tutamadım. 
T:Saçmalama Nefes ,  burda en son özür dileyecek olan sensin. Asıl ben özür dilerim sen o yaraları almadan gelemedim sana affet yeşillerine kurban olduğum.

Nefesin gözleri dolmuştu şaşkınlıkla bakıyordu.

T:Sakın Nefes ne olur artık ağlama zaten benim yüzümden girdiğin kriz aklıma geldikçe çıldırıyorum. Bir damla gözyaşına bile kıyamıyorum ki ben.  Affet sen beni daha doğrusu affetmeye çalış ama bunu yapmak zorunda değilsin bu arada.
N: Sen bana iyi geldiğin için mi özür diliyorsun yoksa sana güvenip hayatımda ilk defa yaşadıklarımı sana anlattığım için mi? Ama biliyor musun ben artık geçmişe üzülmemekte karar verdim çünkü senin gibi bir adamı hak etmek için geçmem gereken bir sınavmış.  Ve o günkü olay için kendine kızma sadece izleri kaldı o kadar. Ayrıca yine o sınavın ödülü olarak da sen geldin karşıma yaralarımı sarmaya başladın belki bilerek belki bilmeyerek ama beni iyileştirmeye başladın. Şimdi istersen tabi kalan izleri ve yaralarımı da benimle beraber sararmısın ?( Nefes elini uzatır. )
T:(Elini sıkıca tutar. ) Senin yaraların beni daha çok yakar be Nefesim ama ben senle yanmaya da acımaya da varım.

Sonra gözlerimin içine bakarak gülümsedi. Ben ilk defa böyle güzel bir gülümseme gördüm , demek acısı çok olan insanların çok güzel güldüğü de doğruymuş. O gülünce dünya güzelleşti sanki cennete düşmüştüm ama benim cennetim zaten onun kurban olduğum yeşilleriydi ya.

T:Hadi bakalım şimdi teşekkür etmemiz gereken insanlar var ama önce aşağıya inelim.
N:Kime teşekkür edicez ki?( Şaşırmıştı)

O arada hala elleri kenetlenmişti.

T:(Ellerine bakarak) Belki farkına varmadılar ama bu elleri kavuşturanlara.

BELKİ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin