Sabah saat beş. Perdem ufak bir esintiyle kıpırdanıyor ve bulut perdesi kalkmış güneş içeriye doğru sırıtıyor. O saatlerin nahoşluğunu bünyemde barındırmanın verdiği huzur için, tüm göz altı halkalarımı yok sayabilirim belki. Ama bazen o kadar zayıf oluyor ki ruhum, terk ediyorum o güzel hissiyatı. Ve senide ona emanet ettim geçenlerde. Ama... dedim ya zayıfım,yorgunum şu aralar. Uğrayamıyorum oralara, nedendir bilmem. Yinede... sen güzel kal sabahın beşinde.
0006