Londra'da Bir Türk Kızı

Tanıtım

Elindeki büyük siyah valizleri Heathrow havaalanın kaygan zemininde sürerken insanlara çarpmamak için büyük bir uğraş veriyordu Beste. Annesini dinleyip bu kadar alışveriş yapmamış olmayı diliyordu içinden ama olan çoktan olmuştu. Önüne düşen ışıltılı kahve tonlarındaki saçlarını üfleyerek yüzünden uzaklaştırmaya çalıştı,olmadı. Bulduğu boş koltuğa elindekileri bırakırken bir yandan kol çantasına koyduğu tokasını arıyordu. Omzunda kesilmiş düz saçlarını tepeden topladı, şimdiden kendini daha iyi hissediyordu.

''Evet ... '' dedi içinden.

Yıllardır gelmek için her fırsatı kullandığı , aşık olduğu şehirdeydi Beste. Her yere başvuru yapmıştı,projeler geliştirmişti ve en sonunda gelmişti Londra'ya.

Telefonunu uçak modundan çıkarıp annesi Aylin hanımı aradı. Aradaki saat farkını unutmuştu heyecanından. Annesinin uzun uzun çalan telefonu sonunda açıldığında uykulu sesiyle karşıladı kızını.

''Beste, kuzum indin mi? Nasılsın?''

Kız eşyalarını koyduğu koltuğun ucuna ilişti. Gerçekten çok yorulmuştu ama bu tatlı bir yorgunluktu.

''Evet annecim yarım saat olacak ineli. Babamın ayarladığı otobüse gideceğim şimdi. Vardığımda yine ararım seni.''

Telefonu kulağından uzaklaştırıp saate baktı. Otobüsün kalkmasına yarım saatten az bir zaman kalmıştı.

''Tamam kuzum. Kendine iyi bak.Öpüyorum seni.''

Telefonu ceketinin cebine koyduktan sonra valizlerini eline alıp otobüsün kalkacağı alana gitti. Aldığı bileti adama gösterdikten sonra en öne geçip oturdu.Aşık olduğu bu şehri gece bile olsa görmek için can atıyordu.

Yaz stajı için başvurular başladığında heyecandan elleri titriyordu genç kızın. Not ortalamasını sırf Erasmus için yüksek tuttuğu sırrını kimseye söylememişti. Sonuçlar açıklandığında oda arkadaşı Eda kızın bayılacağını düşünmüştü. Beste sıkıca kapattığı gözlerinden birini yavaş yavaş açtığında Londra'ya çıkan sonucunu görüp sevinç naralarıyla birlikte Eda'nın boynuna atlamıştı.

''Oldu bu sefer gidiyorum!''

Eda'nın uzun kıvırcık saçları Beste'nin ani hareketi yüzünden her yere dağılmıştı. Eda onları düzeltmeye çalıştıkça Beste'nin zıplamasıyla daha da birbirine giriyordu.

''Kafamda saç kalmayacak Beste! Kız , dur!''

Aklına gelen anıyla Eda'ya karanlıkta olsa fotoğrafını çekip attı. Saat 2:00yi geçiyordu.İstanbul'da saat çoktan 4:00 olmuştu. Otobüs tamamen dolmadan kalkıp Londra'ya ilerlemeye başladı. Tahminen bir saat sürecek olan yol kızın gözlerinin yavaş yavaş kapanmasına sebep oldu. Omzunun dürtülmesiyle gözlerini araladığında gelmiş olduklarını anladı. Adamın İngilizce konuşması uyku sersemi olan kızı ilk önce afallattı ama kendini toparlayıp valizlerini eline aldı. Elindeki adres 3 yıl önce kuzeninin kaldığı evin adresiydi. Eğitimini tamamlayan kuzeni aldığı evi arada kullanıyordu lakin bir seneye yakın bir süredir ev boştu. Halası evi kullanması için ısrarda bulununca adresi ve anahtarı almıştı. Yoldan bir taksi çevirdi. Yollar saatin üç sularına gelmesine rağmen kalabalıklığını koruyordu. 15 dakika sonra bir apartman dairesinin önünde durduklarında başını yukarı kaldırdı. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu kızın. Kısa dönemli de olsa yeni yuvası olacak yer çok güzel duruyordu. Bekleyen taksi şoförüne parayı ödeyip hızlı adımlarla apartman kapısına ilerledi. Kapıdaki şifreyi girdikten sonra beşinci kata,yeni evine, asansörle çıktı. Kapı kilidini çevirdikten sonra elleri ışık düğmesini aradı. Aradığını bulmanın sevinciyle ışıkları yakarken valizleri hole bıraktı.

''Sabah vaktim olacak nasılsa...'' diye düşünüp salon olduğunu düşündüğü yere ilerledi. Kuzeni o gelmeden bir arkadaşı sayesinde evi temizletmişti. Evin içerisi havasız kalmıştı, gidip pencereleri araladı. Pencerenin önündeki beyaz berjere oturduğunda derin bir nefes aldı. Gözleri mutluluktan parlıyordu,yorgunluğunu ise şimdi hissetmeye başlamıştı. Üzerindeki kıyafetleri kirli sepetine atıp ılık bir duş aldı. Kol çantasına koyduğu tayt ve bluzu üzerine geçirip yatak odasına geçti. Telefonunun şarjı neredeyse bitecekti. Şarja taktıktan sonra annesine eve geldiğini, merak etmemesini söyleyen bir mesaj atıp hayallerinin şehrinde ilk uykusuna daldı.