'1'

46 1 0
                                    

Selam , yaz geldi sınavlar bitti ve ne zamandır yazmak istediğim kitabı sonunda yazmaya başlayacağım. Okuyup desteklerinizi ,yorumlarınızı ve kalplerinizi eksik etmeyin lütfen. Bazı yazım yanlışlarım olabilir şimdiden özür diliyorum yanlışlarımı yorumda belirtirseniz seve seve düzeltirim . Şimdiden hepinize keyifli okumalar 🙌💜

●●●

''Kafanı yere indir , Allah aşkına vurulmak mı istiyorsun !" Diye sitem eden benim yakın arkadaşım Denizdi. Ne zamandır bu işi yapıyorduk farkında değildi herhalde yani onun aksine profesyonel sayılırdım . Ya da belki de şans şimdiye kadar arkamı kollamıştı kim bilir.
"Ah tamam sakin ol , bir şey olmaz bana" diyerek endişesini geçirdim. Alt tarafı bir keskin nişancıydı ve onu etkisiz hale getirmek bana ve Denize kalmıştı.
Sanki dediğimi çokta dinlemiyor gibi "Vurabilecek misin bu herifi ,yoksa son duamı etmeye başlayayım mı " Diye sesinde ufak bir endişe hissettim . Adam gerçekten bu işte çok iyiydi, birazdan onu öldürmek zorunda olmasam tanışmak ve bir kaç numara öğrenmek isterdim . Ki o anda saklandığımız küçük kulübenin camları kırılıp üzerimize cam parçaları yağdığında onu mutlaka öldürmem gerektiğine emin oldum .
Dirseğime saplanan cam parçalarını görmezden gelerek Denize doğru hamle yaptım, bacaklarında cam parçaları vardı ve kanı çoktan yerde ufak göletler yapıyordu .
Kafasını kaldırıp bana baktı

" Pekala artık öldür şu herifi de gidelim yoksa senin şu kendini ispatlama saçmalığın yüzünden telef olacağız" diye sonlara doğru bağırmıştı.

Savrulan silahıma doğru uzandım, o keskin nişancı ise ben daha iyisi idim. Onu gördüğüm an indirecektim. Kahretsin ! Çok iyi saklanmıştı. Yerime geri oturdum ve kafamı Denize eğdim.
" Çok iyi saklanmış onu göremiyorum, sen burada kal ben başka pencereden şansımı deneyeceğim." Dedim .
Deniz çok sıkılmışa benziyordu . Sadece başını sallamakla yetindi.

Yanından sürünerek ayrıldım ve pencereye ilerledim . Hafifçe doğrulup pencereye silahımı dayadım, Deniz tamda bu anda sessiz olması gerektiğini biliyordu en ufak dikkat dağınıklığı gerçek anlamda hayati olurdu.
Siyah deri ceket , siyah kar maskesi ile çam ağaçlarının altında kendini sergiliyordu.
Gözlerimi hedefimden ayırmadan "Onu gördüm "dedim. Deniz den nefes verme sesi geldiğinde , hadi yap da gidelim Alya karısı der gibi bir işaret alarak hedefime kesildim. O anda hareket etmeye basladı ve silahını benim olduğum pencereye çevirdiğinde göz göze geldik.
Simsiyah gözlerini gözlerimde hissettiğimde neresine isabet ettiğini önemsemeden silahımı ateşledim , anlaşılan o da öyle yapmıştı ki tam boynumun kenarında geçip ardımda ki tahta duvarı delen kurşun beni vurmak üzereydi.
O panikle kendimi yere atmıştım. Deniz vurulduğumu sanarak sürünerek yanıma gelmişti. Benim için dizindeki cam kırıklarını önemsememesi duygulandırmıştı, "Alya iyi misin , bir şey söyle " diyor aynı zamanda gözleriyle yaralanıp yaralanmadığımı kontrol ediyordu.

"Tamam sorun yok iyiyim ben " diyebildim. Aynı zamanda adrenalin yüzünden kalbimin hızlı atmasına engel olamıyordum.
"Vurabildin mi " dedi sonucunun evet olmasını umarak.
"Bilmiyorum" dedim. Gerçekten bilmiyordum. O yüzden gidip vurup vurmadığımı kontrol edecektim.

Denizi yanımda götüremezdim zaten buraya kadar benimle gelmişti daha fazla hayatını riske atamazdım. Meraklı gözlerle bana bakarak " Ne düşünüyorsun Alya karısı, ne halt edecez " diyip koyu saçlarını çekiştirmeye başlamıştı bile . Tuhaf aksanlı konuşması beni tebessüm ettirsede tekrar eski ciddi halime geri döndüm.
Bacağıma saplanan cam parçasını çıkarırken "Gidip kontrol edecem " dedim. Ayağındaki tozları elinin tersiyle iterken " Az kurşunumuz var " dedi .
Kafamı kaldırıp nihayet ona baktıgımda "Sen burada kalıyorsun Deni " dedim . Gözleri yuvalarından fırlar gibi oldu "Kız gibi burda oturmayacağım aptal karı aynı eğitimi senle birlikte bende aldım ve üstelik benim kaslarım var " dedi. Ben son dediğine kıkırdarken tek kaşı havaya kalktı " Ne yok mu yaani kaslarım " dedi. Bu onun en hassas noktalarından birtanesiydi. Müsait bir ortam olsa uğraşabilirdim ama şu an konsantre olmam lazımdı. Ona doğru eğilip tek elimi onun elinin üzerine koydum, " Hiç birseyin dikkatimi dağıtmasını istemiyorum bu görev bana verildi ve seni daha fazla riske atmayacağım." Dedim .

'HIRS'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin