Taşmak isterim aşamam bendimi
Eller ne bilsin ki benim derdimi
Yaşasam da bulamam ki kendimi
Can evim yanık can evim yaralı
Sarı Çin Uygur Türk'ünü kıralıKızıl Çin adeta bir canavar gibi hareket ediyor. Kominst yaşam şartlarını Doğu Türkistanlı Uygur Türklerine empoze etmek ve Uygur Türklerini asimile etmek istiyor.
Kahpeliğin ve serefsiziliğin en adisini asimine faaliyetlerini hızlandırmak için gözünü bile kırpmadan uygulayan Kızıl Çin yönetiminin yasakları; Türk bayrağı, ay yıldız taşımak, cep telefonunu kapak yapmak yasak. Cezası üç yıl hapis."Dinde Aşırılıklarla Savaş" yasası çıkartılmış. Dini içerikli vaaz, nasihat dinde aşırılık sayılıyor. "Selamünaleyküm" demek de öyle.
Ana sınıfı öğrencilerine Çin millî kıyafetleri giydirilip gösteriler yaptırılıyor. Uygurlar İlahiyat eğitimini önemsiyor. Bunun için milli duyguları önde olanlar çocuklarını Türkiye'ye, dini duyguları ağır basanlar Mısır'a gönderiyorlar. Bu ilahiyatçıların ülkeye dönmeleri çağrısı yapılıyor. Dönenler tutuklanıyor kamplara konuyor.
"İslam" ve "Türk" çağrıştıran her tür isim koymak yasak. "Ankara" ismi veriliyormuş çocuklara. İlk kez duyuyorum. O da yasak.
Önceleri "eğitim dili Çince'dir" deniyormuş. Şimdi "devlet dili Çince'dir" deniyor.
Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Nevruz Bayramı kutlamalarına yasak konmuş.
Çin'de rüşvetsiz iş yapılamıyor. Yurt dışına çıkmak en zor işlerden. Pasaport için en az 15 bin dolar gerekiyor. "Hassas ülkeler" belirlenmiş. Afganistan, Cezayir, Azerbaycan, Mısır, Endonezya, İran, Irak, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Libya, Malezya, Nijerya, Pakistan, Rusya, Suudi Arabistan, Somali, Güney Sudan, Suriye, Tacikistan, Tayland, Türkiye, Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan ve Yemen" Bu 26 ülkeye girmek çıkmak suç. Pasaportlarına el konulup kampa alınıyor bunu göze alanlar.
Çin'den Türkiye'ye göstermelik turist gönderiliyor. Doğu Türkistan'dan gelenlerin pasaportları bir görevlinin çantasında taşınıyor. İstanbul Konya gibi yerler dolaştırılıp götürülüyorlar.
Demografik müdahale etnik tansiyonu yükseltmiş. Kişisel DNA'ları toplanıyor.
Girilip evin içinde bile baş örtüsüne müdahale ediliyor.
Ayrıca en kahpece olanı en serefsizce olanı ise Doğu Türkistanlı kızların Çinli erkekler ile zorla evlendirilmesi ve Doğu Türkistanlı her evde bir Çinli erkek bulundurulmasıdır. Bu durum tam bir serefsizlik tam bir kahpeliktir.
1980-1990 doğumlu, 18 -45 yaş arası erkeklerin yemeklerine ilaç katılıyor. Kısırlaştırılıyor. Çok sayıda saygın isim yapmış kişiler var aralarında. Doğu Türkistan insanının % 90'ı Çince bilmiyor. Öğrenmek de istemiyor. Büyükler Çince konuşana kafir nazarıyla bakıyor. Öğrenilmesin istemiyor. "Allah'ı inkar et" baskısı yapılıyor. İntihar edenler var bu yüzden. Sosyal puan veriliyor. Uygur ise eksi 10, hassas kabul edilen 26 ülkeye gitmişse eksi 10 daha v.s. Geleceği karartılıyor bu fişlemeyle."Uygun Özerk bölgesi" tabeladan ibaret tamamen göstermelik. Uygulamada yok öyle bir şey. Doğu Türkistan'da Çinli oranı şimdiden % 47. Böyle devam ederse Uygur Türkü yok edilecek. "Kardeş Aile" adı altında her eve Çinli yerleştirilmiş. Rapor veriliyor içeriden. İnternet'e erişimi yok.
"Facebook" "whatsApp" yasak.
ABD'nin çıkarı gereği bazı destekleri var. İnsan hakları ihlallerinin rapor edilmesi. Aktivistlerin desteklenmesi, bazı radyo kanallarının açık tutulması gibi. Türkiye'nin destekleri ise tatminkar olmaktan uzak.
Özetle:
Uygur Türk'ü kaderiyle baş başa.
Doğu Türkistan Çin işkencesinin "Eğitim ve Uygulama Laboratuvarı" olmuş durumdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azadlık Yolunda Solan Güller
ActionDoğu Türkistan için neler yapılabileceğini anlamak ve anlatmak için mücadele veren bir askerin öyküsü. Doğu Türkistanın bağımsızlığı için solan güller. Savaş meydanlarından pekin sokaklarına giden yol...