|1|

16 2 0
                                    

herkese merhabalar! yeni bir maceraya başlıyoruz. umarım yeni hikaye 'Tayfa' kadar sevilir. sizi seviyorum, iyi okumalar!

*Bildirim sesleri*

Sabah sabah yine kim mesaj yağmuruna tuttu beni? Tabii ki de Güneş... Elimi yan tarafta duran masama doğru uzattım. Telefonu elime alıp ekran kilidini açtım. Mesajlara bakıcak iken 27 tane mesajın olduğunu ve hâlâ daha geldiğini gördüm.

Ciğerpare'm🌸 (Güneş):

Kızıııım
Çileeer
Hop
Usta
Başkan
Birader
Ya gıcık!
İnternetin açık
Arattırma, bak şu mesajlara
Alooo
Baksana kızım
Lan!
Sabah Sabah
Şu mesajlara bilerek bakmamazlık yapma
En uyuz olduğum şey
Çileeer
Çilliii
Zillii
Ya kızım
!!!
BAKSANA YA
Önemli konuu
Bak ararım?
Arıyorum?
Sen okulda görürsün Çiler.
Hâlâ bakmıyor ya
CİDDEN SİNİR EDERSİN ADAMI!

Bildirim sesini kapatıp telefonu geri koydum. Evet haklı, mesajlara bilerek bakmıyorum. Bildirim ışığının yanmasına bayılıyorum çünkü. Ve birde, karşı tarafı sinir etmeyi de azcık seviyor olabilirim. Bir süre sonra üstümdeki yorganı kaldırıp telefonu elime tekrar aldım. Banyoya doğru giderken bir yandan mesajlara baktım. Telefonu pijamamın cebine koyup elimi yüzümü yıkadım. Güneş iyice sinirlenmeye başladı sanırım, mesaj attıkça atıyordu.

Ben:

ne var gene sabah sabah ya.

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

HELE ŞÜKÜR!
Uyuz musun kızım sen?
Neden bakmıyorsun mesajlara?

Ben:

yeni kalktığım için olabilir mi sayın Güneş Hanım?

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

Off, neyse ne. Ben yazdım mı anında bakıcaksın önemli diyorum.

Ben:

ay neymiş o önemli olan şey?

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

Hazır mısın?
Söylüyorum?
3
2

Ben:

YA KIZIM SÖYLE HADİ!

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

AHHAHAHAHA
Tamam tamam, ağlama.
EREM BENİ OKULA BIRAKICAKMIŞ

Ben:

hadiii! ciddi misin?

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

Herhalde kızım. Hatta şu an hazırlandım onu bekliyorum.

Ben:
ulan ya, bizi anca dolmuş şoförü Hikmet abi bıraksın kızda ki şansa bak

Ciğerpare'm🌸(Güneş):

Seni de ileride biri bırakır canım
Neyse ben gidiyorum, okulda görüşürüz civciv

Ben:

tamam, görüşürüz ciğerpare'm

Mutfağa doğru giderken telefonu masaya koydum. Ablam benden önce kalkmıştı sanırım, kahvaltısını bitiricekti. Karşısına oturup kahvaltımı yaptım. Bir yandan sabah stalkımı yaparken, bir yandan da kahvaltımı hızlı bitirip ablamın çenesinden kurtulmaya çalışıyordum. Tabağımı tezgaha bırakıp odaya doğru gittim. O sırada ablam makyajını yapıyordu. Hızlı olmazsam bir aslan gibi kükremeye başlıcaktı... Hızla giyinip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı taradım, küpelerimi ve kaşıma piercingimi taktım. Parfümümü sıkıp ceketimi giydim. Çantamı sırtlıyıp ablama "Hadi çıkalım, ben hazırım" dedim. Kapıdan aynı anda çıkıyorduk ama okullarımız ayrı olduğu için o üst taraftan arkadaşlarıyla buluşmaya giderken, ben de benim harika çetemle buluşmaya otobüs durağına doğru gittim. Benimkiler orada bekliyordu. Selin, Beyza, Oğuzhan, Gökhan ve Ömer. Genelde Güneş'te bize katılırdı ama o bugün flörtü olan Erem'le beraber okula gidicekti. Bizimkilerin yanına gittim ve hepsine;

-Günaydın ey benim muhteşem çetem!

Oğuzhan:

Oo, Çilli Hanımlarda buradaymış.

Gökhan:

Sonunda be kızım, sen gelmeden önce 2 tane otobüs gitti.

Selin:

Sonuç? Çiler Hanım yüzünden gene Fizikçi Gülübitti'nin dersine geç kaldık ve yok yazılıcaz.

Ben:

Ay abartmayın. Şurdan şuraya koşsak derse yetişiriz.

Beyza:

Bir sor bakalım hangimiz koşmak istiyor?

Ben:

Tamam tamam hemen mızmızlanmayın. Hallederim ben. Yok felan yazmaz.

Ömer:

Gene neyi bahane edicek acaba.

Biz konuşurken tam o sırada bir otobüs daha gelir ve hepimiz hızla ona bineriz. Sabahları genelde öğrenciler olduğu için daha hızlı kullanırlar. Birkaç dakika sonra okulun önüne gelmiştik. Koşturarak içeri girerken arkamızdan meşhur gür sesli Engin müdürümüz bize seslenmişti;

-Çocuklar! Pardon, çete. Gene ve gene geç kaldınız değil mi?

Hepimiz yavaşça müdüre doğru döndük. Herkes yere doğru bakarken ben müdüre;

-Hocam biliyorum, geç kalmalarımızdan siz de bıktınız ama malum toplu taşıma araçları.

Engin Müdür:

Her gün aynı bahane demirli kız. Yarında aynı şey olursa, içeri almam sizi ona göre kalkıp hazırlanın. Ve o kaşındaki şeyi de okulda takmıyorduk değil mi?

İyice boka bastık. Engin müdür bizi fırçalarken ders saati ilerliyordu. Selin'e bana yardım etmesi için işaret verdim.

Selin:

Aa! Hocam, bizim hemen gitmemiz lazım ama. Fizikten sözlü olucaktık.

İçimden "İşte benim kızım!" derken diğerleriyle beraber Selin'e katılıyormuş gibi yaptık. Koşa koşa sınıfa giderken Gülübitten o fizikçimize güzel bir bahane de bulmuştum.

LiselilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin