Saat 11'e geliyordu.Haftasonları kahvaltıyı bu saatlerde ederlerdi.Mutfakta üvey annesi gazete okuyordu.Evlerine yeni aldıkları hizmetçi Wayne ise krep yapıyordu.
"Günaydın anne."
"Hiç yaranmaya çalışma cezandan 1 gün bile indirmem." Diye tıslayarak kahvesine geri dönmüştü.Manyak kadın.Aklı fikri kötülük.
"Onun için dememiştim."
"Tamam kes de tabakları taşı."Wayne'in masayı kurmasına yardım ederken şu kahvaltı belası bitse de odama çıkıp kitapla ilgilensem diye düşünüyordu.
Babası ve üvey kardeşi de uyandığında iğrenç bir mutlulukla aşağıya inmişlerdi.
"Günaydın herkese."
"Günaydın."
"Günaydııın."
Birbirlerini kucaklamaları bittiğinde, Dolunay kahvaltısına başlayabilmişti.
Odasına çıktığında cep telefonuna İlhamiden mesaj gelmişti.
"Konuşmamız gerek."
Telefonu kapatıp , siyah üstünü ve açık mavi kotunu giyip evden fırlamıştı.Beklediği gibi İlhami arabasını sitenin önüne park etmişti.Koşup arabaya bindiğinde adam son derece sakindi.
"Geleceğini biliyordum."
"İlhami ne oldu ? Neden çağırdın acil olan nedir?"
"Seni görmek istedim."
Dedikten sonra arabayı ileri sürdü.Dolunay anlamlandırmaya çalışıyordu.Sadece görmek isteyen birisi neden bu saatte kapısına gelsin ?
"Sen iyi misin." Arabayı heyecanla süren adama dönmüştü Dolunay.
"İyi değilsin arabayı kenara çeker misin."
Adam aceleyle arabayı kenara çektiğinde inip boş deniz kenarında yürümeye başladılar.
"Değilim.İşte değilim.Bana yaptığına bak ! Senden kopamıyorum."
"Ama sihri geri aldım.Almıştım tanrıça öyle söylemişti."
"Ne sihri ? Ne tanrıçası ? "
"Bak her şeyi açıklayacağım ama zamanı gelince."
"Neyi açıklayacaksın canım ?"
Dolunay'ın artık bir şeyler söylemesi gerekiyordu.
Bu yalanın yükü çok fazlaydı.Onun için bile."Ben sana sihir yaptım."Bunu en ciddi haliyle söylemişti.
İlhami uzun süre çocuğun gözlerine baktıktan sonra kahkahasını koyuverdi.
"Ben de ciddi bir şey söylemeni beklemiştim."
"Hayır ciddiyim."
"Haha bak ya devam ediyor."
"Devam ediyorum çünkü ciddiyim."
"Tamam canın.Söyle nasıl yaptın ? "
"Karanlığın kitabı vardı ve ondan dilek diledim.
"Hahah hangi masalda okudun bakayım hadi gel buraya."
Çocuğu kucağına aldığında Dolunay sinirden delirmek üzereydi.Daha önce hiç bu kadar sinirlenmemişti.Bu onun tahammül sınırıydı.Ciddiye alınmamak ne kötü şeydi.
"Rahat bırak beni ! "
"Sihirin sadece masallarda olduğunu öğren."
Bileğindeki ay dövmesinin yandığını hissediyordu.Dolunay içindeki nefretinin gücünü sesine vermişti.
"SANA BENİ RAHAT BIRAKMANI SÖYLEMİŞTİM ! "
Ayakları belli belirsiz toprak zeminden yukarı yükseldi.
Dolunay'ın üstünde mavi bir parlama oldu ve deniz seviyesi yükselerek kıyıların bir kısmı sular altında kaldı.
Dolunay'ın gözü döndüğü için farkında bile değildi.
"O LANET DİLEĞİ DİLEDİM VE SONUCUNDA DA PİŞMAN OLDUM."
İlhami korkuyla denize bakıyordu.
"Boşver sonra konuşuruz,tsunami geliyor.Türkiye'de hiç görülmezdi çok ilginç.Gitmemiz gerekiyor hadi."
"BEN YETERİNCE ACI ÇEKTİM.GERÇEK DIŞI BİRSÜRÜ ŞEY GÖRDÜM ŞİMDİ ÇIKMIŞ BU KADAR ŞEYİ BENİM UYDURDUĞUMU MU SÖYLÜYORSUN ?"
"Dolunay şaka yapıyordum lütfen gidelim buradan."
Su yavaş yavaş yükseliyordu.Az önce bulundukları yer çoktan sular altında kalmıştı.
"BEN ARTIK BU LANET ACIYI ÇEKMEK İSTEMİYORUM"Sular yükselmeye devam ediyordu.Tahminen 10 metreyi geçmişti.İlhami Dolunay'ı yakalayıp götürmek istedi ama çocuk yerinden kıpırdamıyordu.Sanki yerine çivilenmişti.Beton gibi ağırdı.
Yapabileceği tek şey olarak Dolunay'a sarıldı.Çocuk konuşmaya devam ediyor aynı oranda sular da yükselmeye devam ediyordu.
İlhami sarıldığında Dolunay'ın etrafına yaydığı mavi ışık söndü ve sular inmeye başladı.Su olması gereken seviyeye indiğinde.Her şeyin geçtiğini anlamıştı.Dolunay ağlıyordu.
"Ben çok özür dilerim ben bunu istemedim."
Kalın işaret parmağını Dolunay'ın gözyaşlarıyla ıslanan dudaklarına bastırarak onu susturdu.Sonra geri çekilerek ;
"Shh , sakın özür dileme .Senin hatan değildi.Her şeyin suçlusu sen değilsin.Bir daha böyle şeyler duymak istemiyorum."
Onu kucağına nazikçe alarak arabaya bindirdi.Dolunay'ın ise aklında tek düşündüğü şey suya ne olduğuydu.***
Tanrıça !
Tanrıça Nyks !
Bir süre seslendikten sonra çaresizce beklemeye başladı ama ne gelen vardı ne giden.
Hemen tanrıçaya bugün ne olduğunu sormalıydı.Hiç normal şeyler olmamıştı ve cevaplara ihtiyacı vardı.
Deneme yapmaya karar verdi.Sahiden suyu kontrol edebiliyor muydu ?
Mutfağa iniyordu.Kimseye özellikle üvey belalarına görünmemeliydi.Şimdi hiç onları çekecek havada değildi.Merdivenin son basamağına basmadan inmişti.Hep gıcırdardı o basamak.
Parmak uçlarıyla sessizce koridoru geçerek tv izleyen ailesine görünmeden mutfağa ulaşmıştı.
Mutfakta hizmetçileri Wayne bulaşık yıkıyordu.
"Ne arzu etmiştiniz küçük bey ?"
"1 bardak su alabilir miyim."
"Tabi hemen getiririm odanıza."
"Yok ben götürürüm."
"Bulaşık yıkıyorum burda içiverin de hemen yıkayayım."
"Odamda içeceğim teşekkürler."Suyunu alıp uzaklaşırken sinir olmuştu bu her şeye burnunu sokan aptal hizmetçiye.
Odasına dönerken o kadar sinirlenmişti ki mutfakta arkasından sinsi sinsi gülümseyen Wayne"i farketmedi bile.Çok uzun yıllardır yanlarında çalışıyordu Wayne.Kimse ondan şüphelenmezdi.Odasına geldiğinde suyu çalışma masasına koydu ve izlemeye başladı.Odaklanırsa olurdu.
İzledi izledi izledi.
Suda kıpırdanma bile olmadı.Sadece izledi.
"Ommm"
"Neden aptal aptal suya bakıyorsun ezik."
Odanın kapısının açık olduğunu o zaman farketti Dolunay.
"Sana ne Eylül !"
Eylül sadece can sıkmak için orda bekliyordu.
"Buldum buldum hem ezik hem sıkıcı."
"Çıksana odamdan sen."
"Benim evimdeki benim odam."
"Tatlım o zaman şu an seni senin evindeki senin odandan resmen kovuyorum."
Kızın bir şey söylemesine fırsat vermeden odadan atıp kapıyı da çarptı.
Sinir oluyordu şu Eylül'e derken dikkatini dağıtan bir olay oldu.
Büyük bir olay.~🌙~
"Dolunay.Dolunay ile konuşmalıyım."
"Tanrıçam çok bitkinsiniz."
"Kes sesini ulak.Onunla konuşmam gerektiğini söylüyorum."
"Tanrıçam doğru deği-"
"Sana sesini kesmeni söylemiştim.O çocuk tehlikede.İşaretime sahip oldu.O bir gece halkı üyesi.Çok geç olmadan onu iyi tarafa çekmem gerekiyor.Erebus onu keşfederse gücünü kendisine geçirir."
"Sizin için ne yapmamı istersiniz tanrıçam ?"
"Nyks'i çağır."
Ulak Nyks'i çağırmak için gittiğinde Bendis bir süre odada dolaştı.Biraz ambrosia içtiğinde çocuğu uyarmak için yeterli güce sahip olduğunu biliyordu.
Nyks geldiğinde onunla konuşarak aşağıdaki boyuta inecekti.
Sadece Nyks'i beklemesi gerekiyordu.
Sadece beklemesi.~🌙~
"Yok artık beee"Dolunay'ın o an ağzından çıkan tek şey bu olabilmişti.Havada süzülen su damlacıklarını gördüğünde şaşkınlığını bu şekilde dile getirebilmişti.
Yavaşça yaklaştı 1 damlaya dokundu.Eli ıslanmıştı.
"Gerçek su mu bu ! "
Damlaların altına girmişti.Havada yerçekimi yokmuşçasına süzülüyordu.
"Su altında nefes alan ilk insan olacağım."
Kendi iğrenç esprisine bir süre güldükten sonra , suyu havada nasıl tuttuğunu düşünmeye başladı.
Bir süre kendi etrafında döndü.Büyülenmişti.Suyu nasıl kontrol edebilir ? Ve her zaman bu gücü var mıydı?
Belki yıllardır vardı ve aptal olduğu için bu yaşında yeni farketmişti.
Şu an bu cevapların da önemi yoktu önemli olan tek şey büyüleyici olmasıydı.
Damlaları izledikten sonra damlalara dokunmak için uzanıyordu ki sertçe kapı açıldı.
O an konsantrasyonunu kaybetti ve bütün su üstüne döküldü.
Yerde büyük bir göl olmuştu.Üvey annesi sinirle kapıyı açtığında söyleyeceklerini unutarak bu su birikintisine yoğunlaştı.
"Buranın hali ne böyle !"
"Anne açıklayabilirim tamamen kazaydı."
"Kes sesini çabuk burayı temizle."
"Ahh efendim viledayı yeni çıkartmıştım , yerleri siliyordum , küçük beyin odasını da temizlerim."
O sırada ikisi de dikkatlerini kapıda,elinde su kovasıyla dikilen hizmetçi Wayne'e yoğunlaştırdılar.
Kafasıyla sessizce onayladı.Kadın sonuçta yardım etmek istiyordu.
Odasındaki koltuğuna oturdu.Üvey annesi çıktıktan sonra Wayne büyük bir bezle yerleri silmeye başladı.
"Görünüşe göre büyük bir kaza olmuş."
"Evet kaza oldu."
"Bana pek kaza gibi görünmedi , doğaüstü bir şekilde dökülmüş gibi sanki.
"Küstahlık yapmaya mı geldiniz ? Yerleri silmeye mi ? Eğer birinci seçenekse zahmet etmeyin ben kendim temizlerim."
"Kusura bakmayın hallediyorum hemen."Kadın odadan çıktıktan sonra Dolunay rahat bir nefes aldı.Neticede daha kötüsü de olabilirdi.Sihrini denemek için yanlış yeri seçtiğini düşündü.Bir dahakine daha dikkatli olacağım diye mırıldandı.
Kitabı kullanmayacaktı.Ne olursa olsun bu kitap lanetliydi.Kendi istediklerini yapıyordu.
Sıcak yatağına girdiğinde ,
göz kapaklarıyla birlikte oda karanlığa gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın kitabı(Gay)
FantasyBu büyü ile sağlanan sahte bir aşk mı ? Yoksa gerçekten mi bana aşıksın sevgilim. Asla anlayamayacağım. *** ~Eşcinsel konulu fantastik bir hikaye, okumayı düşünen herkese teşekkürler.