"Kuzenciğim hadi kalk saat yedi okula gitmemiz için yarım saatimiz var" Gözlerimi açtığımda Soner yarı uyanık şekilde karşımdaydı.Dün sabaha göre daha kibar kaldırmıştı beni tabi bu sabah uykusunu alamamış beyefendi o yüzden böyle uyandırdı beni.
Yataktan kalktıktan sonra lavabo ya gidip elimi yüzümü yıkdım.Dolaptan yeni aldığım okul kıyafetlerini alıp giyinmeye başladım.Eteğinin altına ten rengi tül çorabımı giydikten sonra okul tişörtünü üstüme geçirdim.Kumral saçlarımı düzleştirdikten sonra gözlerimin rengini birazcık belli etmek adına kalem ve rimel sürdüm.Yeni aldığım mavi ayakkabılarımı giyip odadan çıktım.Mutfağa gitmek için yönelmiştim ki ayklarım beni Soner'in odasına götürdü,kapıyı hafifçe tıklayıp içeri girdiğimde Soner uyuyordu.Bu beni şeytani gülümsememi sağlamıştı. Masanın üstünde buran bir bardak suyu elime alıp Soner'in yanına gittim ilk başta onu nazikçe uyndırmayı denedim ama o 5dakika daha deyip arkasını döndü.Elimdeki bardağı Soner'in suratına boşalttım.
Soner yerinden sıçradıktan sonra geldik mi? demesiyle kahkaha atmaya başladım.Soner yastığı tam bana atacakken kendimi odadan dışarı attım.
Mutfağa gidip kendime ve Soner'e tost yaptım.Ben tostumu yerken Soner üstündeki pijamalardan kurtulmuş, yerine oklu formasını giymişti.Kısa bir günaydınşalmadan sonra Soner de masanın üstündeki tostu yemeye başladığında, ben tostumu bitirmiş dişlerimi fırçalamak için lavaboya ilerledim.Diş fırçalama işlemim bitirdikten sonra askıda duran mavi çantamı alıp kapının önünde Soner'i beklemeye başladım.Uzun bir beklemeden sonra Soner geldi ve okula doğru yürümeye başladık. Okul fazla uzakta olmadığı için yürümeyi tercih ettik, sabah sporu misali.
"Kuzen sen şimdi kimseye söylemeyecekmisin hasta olduğunu?"
"Hayır Soner kimseye söylemeyeceğim sen de söyleme olur mu?"
"Ama sonradan öğrenirlerse sen yalancı durumuna düşeceksin ve sen yalancı durumuna düşmekten hiç hoşlanmazsın bildiğime göre."
"Evet haklısın ama yapacak bir şeyim yok eski okulumda benimle dalga geçiyorladı , bağzıları korktuğu için yanıma bile oturmuyorlardı yani dışlanıyordum böylesi daha iyi olacakmış emine yengen öle arz etti"
"Eeee yani kuzen ben olsam bende korkardım."dediğinde ensesine bi tane yapıştırmıştım, ama o hala gülmeye devam ediyordu.
Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra sonunda o muhteşem özel Farabi kolejine gelebildik.Okul gerçekten zengin işine benziyordu ve ne yalan söyleyeyim çok güzel bir okul.4 katlı beyaz bi rengi vardı.Okulun yan kısmında otopark vardı ve içinde o kadar çok araba var ki bunların hepsinin öğretmenlerin olmadığına emindim.
Bahçenin kapısından girdikten sonra Soner etrafa bakıp hayranlık duyuyordu.Ne yalan söyleyeyim en az Soner kadar hayrandım ben de ne kadar bu okulu istemesemde.
Soner hem etrafa bakıp hem de bana okulun bahçesinde neler olduğunu gösteriyordu sanki ben körüm(!)
"Kuzen o kadar okul gezdim ama bu kadar havalısını görmedim be"Soner'in kurduğu cümle ile kıkırdamaya başlamıştım.Yüzümdeki gülümseme yayılırken okulun kapısında duran iki çift yeşil gözün bana baktığını gördüğümde yüzümdeki gülümseme düşmüştü.Soner'in yanından yürüyüp okul kapısına doğru yürümeye başladım.O yeşil gözlere yaklaştıkça bir yarden tanıyormuş gibi oldum ama çıkaramamıştım, tam kapının yanına geldiğime o yeşil gölerin sahibini bulmuştum Mutlu.Evet evet bu Mutlu'ydu o fotoğraflar deki yeşil gözlerin sahibi oydu.
Ama o gerçekten mutlyudu ,espiri yapmak gibi olmasın ama gülüyordu yani.Bu düşündüklerim beynimde dolaşırken ben de gülmeye başladım. Mutlu'nun yanında duran çocuklar bize bakıp hoş geldiniz dedi.Soner hemen koluma girip hoş bulduk dedi. Mutlu'nun yüzündeki gülümseme gittikçe sönmeye başladı ve yerini ciddi bir ifade aldı.Ben daha ne olduğunu anlamış bile değilken Mutlu kolumdan tutup beni arkasından sürükledi.Bileğimdeki elinden kurtulduktan sonra bana döndü.
"Sen ne yapıyorsun be sen kimsin de beni böyle peşinden sürükleye biliyorsun."dedim ve gerçekten çok sinirlenmiştim.Ve o da benimle aynı durumdaydı.
"Asıl sen ne yapıyorsun kızım, sana şaka yapalım dedik ciddiye aldın sonra özür diledim, sen benimle arkadaş olmak istemediğini söyledin."Bu dedeiklerine sinirlenmiştim bunun yüzünden mi beni buraya kadar sürükledin yani.
"Sen neden bunu bu kadar önemsedin ki ben bu okulda bir sürü erkek arkadaş da yapabilirim kız arkadaş da buna sen karışamazsın ve görünüşe göre senin arkadaş çevren de çok geniş benimle bu kadar arkadaş olma sebebin ne"
"Çünkü seninle arkadaş olmak istiyorum"
"Peki neden başka kimsen mi yok neden ben"
"Ben seni....ımmm yani diyerlerinden farklı buluyorum"nasıl yani bu çocuk bana bildiğin asılıyor bee...Gözlerimi devirip Mutlunun yanından uzaklaştığımda karşıma Soner çıktı.
"Neredesin sen ya meraktan öldüm"deyip ellerini boynuma doladı.Ben de ona karşılık verdiğimde karşımda duran mutlu kızmışa benziyordu ama neden kuzenimden beni mi kıskandı yoksa hah saçma.
Soner'den ayrılıp müdürün odasına doğru yol aldık.Boş koridorlarda yürürken Soner fazla dayanamayıp neler olduğunu sordu.
"bu çocuk ne ayak kuzen"Soner'in sorduğu soruyu biraz düşünmüştüm.Ve olayları ta baştan anlattım.
"Kuzen benden söylemesi bu çocuk senden hoşlanıyor başka bir açıklaması olamaz."Soner haklıydı ama belki öyle değildir, belki gerçekten benimle arkadaş olmak istiyordur.
"Ya bir git Soner ya kim sever benim gibi hasta bir kızı millet başına dert aramıyor."
"Ama millet senin hasta olduğunu bilmiyor kuzen bunu unutma."Soner haklıydı bu durum aklıma geldikçe beni daha çok sinir ediyordu.
Müdürün odasının önüne geldiğimizde Soner kapıyı çalıp içeri girdi.Ben de onun arkasından ilerleyip içeri gidim ve arkamdan kapıyı örttüm.Müdür orta yaşlarda havalı bir öğretmendi.Kumral saçlı ela gözlü ve uzun boyluydu.Müdür bizimle tokalaştıktan sonra Soner hangi sınıfta olduğumuzu sordu , müdür önündeki kağıtlara bakıp Soner Kaya 11/D. Ukte Yağmur 11/C dedi.
Soner'le ayrı sınıflarda olmamız biraz üzmüştü beni ama her gün görüyorum sonuçta o yüzden sorun yok.
Müdürün odasından çıkıp Soner'le vedalaşıp sınıfa doğru yol almışken bir anda yerimden sıçradım.
"Gerizekalı korkuttun beni"dedim ona ölümcül bakışlarımı atarak "ne var ne istiyorsun benden"
Mutlu ise duvara yaslanmış sırıtıyordu."bir şey istediğim yok"bu çocuk gerçekten mal.
"Eee ne diye benim önümü kesiyorsun ya daha sınıfımı bulacağım oyalama beni" ben tam yürümeye başlamışken Mutlu aniden kolumu tutup beni kendine çekti.Oha bir insanın gözleri bu kadar güzel olamaz yeşilin en güzel tonu.
Mutlu gözlerime bakıp duruyordu benimde ondan farkım yoktu."Aynı sınıftayız ben yardımcı olabilirim"dediğinde ondan ayrılıp saçımı geriye attım.Dur bir dakika o biraz önce ne dedi aynı sınıfta mıyız yok bu bir kabus olmalı.
"Ne dedin sen aynı sınıfta mıyız ben senle aynı sınıfta okumam"dedim gözlerimi devirerek.
"Benim yapacağım bir şey yok Ukte hanım kurallar böle, ama sen sevgilinle aynı sınıfta olamak isterdin dimi? hım bu arada bana sevgilin olduğundan hiç bahsetmedin?"ne saçmalıyor bu çocuk neyden bahsediyor ki?
"Ne sevgilisi be"dedim anlamsız gözlerle.
"Şu yanındaki çocuk "dedi fazla gecikmeden.Yok artık Soner ile beni sevgili mi sanmıştı bu? bir anda kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım ve yoluma devam ettim.Fazla aramadan sınıfımı bulmuştum sonunda kapının önüne geçip kendime şans diledim Mutlu uyuzuyla aynı sınıfta olmak işte asıl macera şimdi başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFREN KIZ
Novela JuvenilHerkes sevmeyi ve sevilmeyi hak eder sen her ne olursan ol ister şizofren ister deli farketmez ama şunu unutma ki yalan söyleyerek bir ilişki kurmaya çalışma eğer bunu yaparsan ya da bunu yapmak için zor durumda kalırsan sana en doğru ne geliyorsa o...