prolog

21.7K 1.2K 600
                                    

Odamızın ince tül perdesi her zamanki gibi uçuşuyordu. Bu mevsim, kuzey cepheye bakan bu odada daima sert rüzgarlar eserdi fakat asla bugünkü kadar sert olmamıştı. İki bedenin aynı odada birbirinden bu kadar uzak kalışı kadar yüzüme çarpmamıştı hiç. Rüzgar bizi hiç bu kadar sert savurmamıştı.

"Yanlış bir şey mi yaptım?" Eşyalarını tepercesine bavula doldurmaya devam ederken bana dönüp bakmadı bile. Pantolonlarıyla gömleklerini küçücük alana tepti, ütüsüz olmalarından nefret ederdi oysa ki.

"Bana neden cevap vermiyorsun?" Sesimin istemsizce titriyor oluşu bile ısıtmamıştı içini, bakmadı bana. İçimdeki korku kırıklarını bir kenara savurarak üstüne basa basa geçtim, topuklarımda izi asla geçmeyecek yaralar vardı artık. Onun yüzündendi, yapma demediği içindi bu kadar yara alışımın sebebi. Gitmiyorum buradayım, demediği içindi. Yanına ulaştım, iki gün önce tereddüt etmeden sarmaladığım göğsüne tereddütün en koyu tonuyla dokundum. Beni itti. Beni elinin tersiyle ittiği gibi gözlerini de gözlerimden çekti.

"Jimin!" Bağırışım penceremizin kenarına konan serçeleri bile kaçırmıştı, kanat seslerini duymuştum. Nefesimi tekleten o kollarından tutup kendime çevirdim onu.

"Neden?" Diye fısıldadım sonra. Az önceki gücümden eser yoktu.

"Bana tek bir neden söyle." Elinde tuttuğu en sevdiğim tişörtünü yere attı, ellerimden kurtuldu.

"Neden mi istiyorsun?" Ses tonu giderek yükseliyordu. Eğildi ve gözlerimin içine öfkeyle baktı. Dün gece bu odada, ışıkları kapalı odamızda, yatağımızda seviştiğimiz gibi bakmıyordu hiç. Kollarına düştüğüm gece yarısında yakalandığım bir kabus gibiydi bakışları, hâlâ uyanamamıştım sanki.

"Birbirimize verdiğimiz sözü hatırlıyor musun, Jungkook?" Kafamı aşağı yukarı salladım.

"İşte ben, verdiğim o sözü tutmayacağım." Tutmaktan deli gibi hoşlandığım elleri, deli gibi sallanıyordu şimdi karşımda.

"Sana bağlı kalamam. Sonsuza dek sana bağlı kalamam." Bir adım geriledi.

"Sonsuza dek yanında kalmak istediğim kişi sen değilsin." Bir adım daha...

"Evde sen kal. Anlaştığımız gibi sözü bozan, gider." Arkasını döndü, bavulunu aldı, en sevdiğim tişörtünü yerde bırakarak çıkıp gitti. Saniyeler sonra dış kapının sesini duyduğumda saçlarımı okşadığı bir akşamda dudaklarından dökülen sözcüklerin yalanı yankılandı zihnimin boş dört duvarında.

"Söz veriyorum Jungkook, bağlı kalacağım. Ellerim teninde, dudaklarım saçlarında, yanağım şakağında, ruhum ruhunun baş ucunda durmaktan vazgeçene dek sana bağlı kalacağım."

"Şimdi sen de bana söz ver, benimle olacağını söyle bana. Sen de benden asla vazgeçmeyeceğini söyle."

"Ve de ki, eğer sözünü bozarsan, seni sevmekten vazgeçeceğim çünkü bu, sana verebileceğim en büyük ceza."

*

Merhabalar.

Uzun bir aradan sonra bir jikook ficiyle geri döndüm. Çooook özlemişim, nasıl çok anlatamam.

Kairos'u okuyanınız varsa bu da onun gibi çok sıkmadan, sık sık ve kısa bölümler halinde gelecek.

Sürüm sürüm sürünen aşık Jungkook yazmaya bayılıyorum. Umarım sizde bayılırsınız, çoook güzel şeyler olacak.

İlk bölümde görüşmek üzere, öpüldünüz.

apego ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin