1

33 4 0
                                    

     Kimine göre yaşadığım hayat mükemmeldi.Ama bilmedikleri bir şey vardı ki o da benim bu mükemmellikte mutsuz olmamdı.
Herşey güzel olsa ne yazardıki; ben mutlu değilsem.
    "Ahu Hanım kahvaltıya bekleniyorsunuz"dedi kapının arkasındaki Ayşe Hanım.Evimizdeki 4 hizmetli den biriydi; aralarında ki en geç olan, kısa boylu, zayıf ve muhtemelen en çalışkanlarıydı.
Kapıya doğru seslendim"Tamam iniyorum şimdi " dedim Hernekadar da istemesem de. Erken saatlerde kahvaltı etmekten nefret ediyordum.Ama bu evdeki herşey planlanmış olduğu için -tüm hayatım gibi- sabah saat tam olarak herkes 8.00' de kahvaltıda olmalıydı herkes saat 8.15' e kadar yemeğini yemeli ve evden çıkmalıdır aksi takdirde "Patron" çok sinirlenirdi.
Saat şuanda 7.55' ti ve aşağıya zamanında inebilmem için 5 dakika vardı.
   Her sabah olduğu gibi-hiç şaşmaz-  Ayşe hanım kapıya gelir ve "patron" dışında diğer aile üyelerinin masada olduklarını vurgularmışcasına "aşağıdan bekleniyorsunuz" derdi
Bense bunun üzerine yatağımdan kalkar ve odamda ki banyoya gidip rutin işlerimi hallederim.Ardından banyoyadan giyinme odasına geçer ve okul üniforması olan siyah şort eteğimi giyer onun üzerinede beyaz  rengindeki sağ  göğüsünde okulun arması bulunduran tişörtü giyerdim. Tuvolet masasına gider ve aynanın karşısına oturur tam da şuanda olduğu gibi aynada kendime bakarım; kalp yüz tipi dedikleri bir yüz tipine sahiptim, elmacık kemiklerim çıkıktı. Yeşilin en koyu tonlarındaki gözlerimin etrafını simsiyah uzun ve kıvrık kirpikler çevreliyordu, küçük ince bir buruna ve burnum gibi küçük fakat dolgun olan dudaklara sahiptim.Koyu kestane olan gür ve beline kadar uzanan dalgalı saçlarımı yukarıdan atkuyruğu şeklinde topladım.Beni gören herkes güzel ve çekici buluyordu,bense bunu pek önemsemiyordum.Gözlerimin içi gülmedikten sonra güzel olmanın ne önemi vardı ki.Masanın üzerindeki makyaj malzemelerine baktım hiç birinin etiketi daha açılmamıştı anlayaçağınız üzere makyaj yapmazdım.Zaten makyaj malzemeleride üvey annem istediği için alınırdı.Bunun nedeniyse tabikide yapılan davetlerde süslü ve bakımlı görünebilmem içindi fakat ben yinede makyaj yapmazdım.
   Giyinme odasından çıktıktan sonra banyoya ordanda odama geçiş yapıp son kez odamı inceledim;Odam büyüktü ortasında yere yakın yatak başlığı kahverengi olan çift kişilik bir  yatak vardı, sağ tarafta ise yere kadar uzanan beyaz tüllere sahip  camlar vardı biraz ilerisinde ise banyomun kapısı vardı.sol tarafta çalışma odam onun biraz ilerisinde ise balkon kapısı yer alıyordu.
Çalışma odama girdim.Sol tarafta boydan boya uzanan camlar vardı gayet ferah bir odaydı ve arka bahçeye bakıyordu odamın aksine.Bu evdeki en sevdiğim oda burasıydı çünkü bir tek bu odadaki mobilyaları kendim seçebilmiştim siyah ve koyu mor renkleri ağırlıklıydı.Kısacası en sevdiğim iki renge döşenmişti.Camların önündeki çalışma masama yürüdüm siyah renkteydi,çok yüksek olmayan bir masaydı, masanın üzerinde sadece dizüstü bilgisayarım yer alıyordu.Masanin camın önünde olmasının nedeniyse ders çalışırken yüzüme aydınlık gelmesini sevdiğim içindi. Dönen sandalyemse mor renkteydi sandalyemin kolundaki siyah sırt çantamı aldım ve çalışma odamdan çıktım.
    Yatak odamdanda son kez arkama  dönüp baktıktan sonra çıktım.Ve kolidorda yürümeye başladım. kolidorun en sonundaki oda benim odamdı bu yüzden merdivenlere uzun bir mesafe vardı. Merdivenlerden aşağıya inmeye başladım merdivenler kahverengiydi ve son basamaklarda doğru sağa doğru kıvrılıyordu.Asagida ise büyük bir salon vardı.Sağ tarafta bahçeye açılan yere kadar uzanan camların önünde 10 kişilik bir yemek masası vardı.Sol tarafta ise kahve ve beyaz renginin ağırlıklı olduğu oturma grubu vardı.
   Yemek masasındaki yerime oturdum.masa uzun ince bir dikdörtgen şeklindeydi.Masanın başındaki yer "Patron"a aitti yani babama.Ona böyle dememin nedeni her şeyi kontrol etmesi-etmeye çalışmasıydı.Onun yanın da üvey annem,onun yanındaysa benden bir yaş büyük olan ikizlerden kız olanı oturuyordu.Patronun sol tarafında ise üniversite üçe giden bu evdeki bana yakın olan insanlardan birisi olan üvey abim oturuyordu.Ben abimin yanında benim yanımdaysa ikizlerden erkek olanı vardı.
   Yukarıdan sert bir kapı çarpma sesi geldi.Daha sonra ise malum kişi aşağıya inmeye başladı.Kahverengi olan gözleri benim üzerimdeydi.Yine ne yapmıştım acaba ... Neyse anlardım şimdi
    Sofradaki yerine geçerek bana doğru"Ahu bana söylemek istediğin birşey var mı?"  Kesin başım beladaydı ne yapmıştım? sesinde fırtına öncesi sessizliği vardı.
  

"PATRON"A KARŞI KUSURSUZ PLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin