Yedi yaşındaydım ve bir rüya gördüm, Çok mutluydum rüyamda mutluluğu tatmıştım. Yanımda sayamayacağım kadar arkadaşım önümdede Çimen'lerle kaplanmış yeşil, uzun bir yol vardı sadece koşuyorduk. Uyandığımda anladım ki o rüya benim son gülümsemem olucakmış.
Ve on sekiz yaşındayım yanımda kolumdan çekiştirerek her gün bir adım beni ölüme götüren acı, önümde ise sekiz senedir ismini sormaya bile tenezzül etmediğim biri benle konuşmaya çalışıyordu ama sanki derdi beni anlamaktan çok sıkıldığı için konuşacak birileri aramasıydı."Hey! Senle konuşuyorum"
Onu duymamazlıktan gelip duvardaki küçük ayrıntıya odaklanmıştım... birden sustu.
"Seni anlıyorum jungkook yedi yaşında aileni kaybetmek cidden kötü bir şey ama benim annemede anne diyebilirsin babamada baba diyebilirsin. Beni sevmiyorlar diye düşünme jungkook. seni sevmeseler yetimhaneden seni alıp bu yaşa kadar büyütmezlerdi öyle
değil mi?"Öyle değildi. Beni kimse annemin bana baktığı gibi bakmadı. On üç yaşında bir karar vermiştim artık kimseyi sevmeyeceğim diye çünkü sevdiğim herkes ölüyordu arkadaşlarım, abim, annem, babam ve öğretmenim işte o zaman kimseye bir daha değer vermeyeceğim diye yemin etmiştim.