Multimedya: Çınar Kaya
*************
Hiç bir işi tam yaparken o işi yapmaya karar vermenin ne kadar aptalca olduğunu hissettiniz mi?
Ben şuan tam öyle hissediyordum. Ne kadar sıkılırsam sıkılayım bu eve girmeyi aklımın ucundan geçirmemeliydim. Böylece şuan olduğum durumda olmazdım.
Boğazımda hissettiğim baskı nefesimi düzensizlestiriyordu. Ben hırsız falan değildim. Neydi bu şimdi? Karşımda karanlıktan biraz zor gördüğüm gözler dengemi daha çok bozuyordu. Çok korkunç bakıyordu. Birden sol göğüs tarafımda hissettim baskıyla az da olsa şok halinden çıkmıştım. Bu kadar aksiyon bana fazlaydı açıkçası. "Evimde ne işin var?" Basit bir soruydu ama cevap verecek halde değildim. Hem bu adamın sesi ne kadar değişikti böyle. Boğazıma dayalı bir silah vardı ve ben adamım sesini düşünüyordum. Tam bir salağım.
"Burda ne işin var? Hırsız mısın? Biri için mi çalışıyorsun?" Silahı daha çok bastırıp sinirle soruları sıraladı. Artık canım çok fazla yanmaya başlamıştı. Sanki saatlerce nefessiz kalmış gibi nefes alıyordum. "B-ben kötü biri değilim. Sadece e-eve baktım." Daha fazla dayanamayarak elimi silahı tutan eline attım. Bu hareketimle bir süre bekledi ve silahı boğazımdan çekti. Çok korkuyordum. Hala beni kendisi ile duvar arasında sıkıştırmıştı. "Ceylan hadi gidelim baktık işte eşyalara." Can'ın alt kattan bana seslenmesiyle buraya eşyalara bakmaya geldiğimizi vurguladığı için ona minnettardım. Adam sol elini kaldırıp duvarda bir düğmeye bastı ve etraf aydınlandı. Karşımda merdiven basamaklarındaki fotoğraflarda olan sarışın adam vardı.
Işıkla birlikte yüzünü tam net görmem beni sarsmıştı. Oldukça belirgin olan çene kemikleri sarışın olmasına rağmen hafif koyuya çalan saçları ve yüzündeki benlerle kusursuz biri gibi duruyordu. Ama şuan bu umurumda olan en son şeydi. Hiçbir şey demeden benden uzaklaştı. O bir iki adım geriye gider gitmez hemen kendimi merdivenlere attım ve alt kata indim. "Ceylan sakin ol" Can bu halimi görüp endişe ile söyledi. Onu kolundan tutup bahçe kapısından çıkardım. Nefes almak artık canımı yakmaya başladığında kendimi zor atmıştım bizim bahçeye. Kendimi minderlerden birine bırakıp nefesimi kontrol etmeye çalıştım. "Sana ne oldu böyle? İlaçlarını getireyim mi? Biraz sakin ol Neslihan teyze gelecek şimdi." En az benim kadar telaşlı ve gergindi. Onu elimle durdurup zar zor konuştum. "Fazladan ilaç alamam. Asıl sen sakin ol annem dizi izliyordur zaten." Babam bugün eve gelmemişti. Bir davetteydi.
Ben yavaş yavaş kendime gelirken Can kenarda oturmuş tırnaklarını yiyerek beni izliyordu. Bir anda gelen gülme isteğiyle kahkaha attım. Sanırım kafayı yiyordum. "Evin sahibi içerdeydi." Gülmemi durdurmaya çalışarak konuştum. Can aniden ayağa kalktı. "Sana demiştim hiç girmemeliydik oraya. Bir şey yaptı mı sana? Ne dedi?" Onun bu panik hali beni daha da güldürdü. Son bir kaç senedir yaşadığım en heyecanlı geceydi. "Adam boğazıma silah dayadı." Bu dediğime aldığım tepki ile kulaklarımı kapattım. "NE!" Can öyle bir bağırmıştı ki gülmeyi kestim. Kolumdan tutup beni hafifçe doğrulttu. "İyi misin Ceylan? Babana haber vermeli miyiz? Ya da içeri girip o adamla konuşmalıyım." Biraz sinirlenmiş gibiydi. Kolundan tutup onu durdurdum. Gidip kavga çıkaracaktı ama bana bugünlük bu kadar heyecan yeterdi. "Gerek yok Can ben konuştum hallettim." Hayır hiçte halletmemiştim adamın karşısında biraz çırpınıp kurtulmuştum o kadar." Hem biz girdik adamın evine şimdi kızamayız beni hırsız sandı büyük ihtimalle." Bu konuda doğruyu söylemiştim. Ama şu kimin adamısın diye sorması garipti. Daha fazla düşünecek halim kalmadığı için beraber eve girdik. Annem televizyonun karşısında uyuyakalmıştı. Can halsiz olduğumu anladığı için ben hallederim deyip beni kendi odama gönderdi.
Odama çıktığım an üzerimi değiştirmiştim. Oda hava alsın diye perdeyi çekince karşı evdeki camdan o adamı görmüştüm. Hızlıca içeri geri girdim. Yaptığımız yanlıştı ama fikir benden çıkmıştı. Bu olayları annem ve babam duysa büyük ihtimalle artık bahçeye bile çıkmam izin vermezlerdi. Aklımın bir köşesine o adamdan doğru düzgün özür dilemeyi not edip yatağa girdim. Zaten yorgun olan bedenim kendini uykuya bırakırken. Aklımda sadece o adamın yüzü vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU KOMŞU!
Teen FictionÜstümdeki beyaz gelinlik daha çok kefen gibi gelmeye başlamıştı bana. Halbuki ne heyecanla, sevinçle seçmiştim. Üzerime tam oturmasına rağmen boğuyordu beni. Kolayca taşıyabileceğim bu elbise ağır geliyordu, yük gibiydi. Odadaki ışık yaklaşık 2 saat...