-Harry’nin Ağzından-
‘’Allison?’’
Kollarımın arasına yığılıp kalan bedenine baktım.Bayılmıştı.
Derin bir iç çekip kolumu bacaklarının altından geçirdim ve onu kucağıma aldım.Eve girdikten sonra topuğumla kapıyı kapattım ve dikkatlice merdiveni tırmandım.Misafir odası kilitli olduğu ve anahtarını bulamadığım için onu kendi odama götürmek zorunda kalmıştım.
Yatağa yatırıp üstünü örttükten sonra baş ucuna oturup onu incelemeye başladım.Bunu neden yaptığımı bilmiyordum,sadece canım öyle istemişti.Beline uzanan dalgalı,açık kahverengi saçları biçimli dudakları vardı.Beyaz teninin üzerindeki çiller aykırı bir görüntü oluştursa da onu sevimli kılmıştı.Üstünün örtülü olduğundan emin olduktan sonra ayağı kalktım ve biraz dinlenmesi için onu yalnız bırakmaya karar verdim.
Odanın kapısını kapattığımda bir süre düşündüm.Neden böyle tuhaf ve hoş hissediyordum?Onu polise şikayet etmem gerekirdi,bense onu evime almıştım dahası yatağımda baygın bir şekilde yatıyordu.Ne zaman uyanırdı ki?Onunla konuşmam gerekiyordu,bu yaptığı gerçekten çok saçma ve çocukçaydı.Hem,siteye nasıl girmişti ki?
Onu gördüğüm pencerenin yanına gidip çevreye göz attım.Duvarın arkasındaki çam ağacı gözüme takılmıştı,hırsız girmesin diye alt dalları kesilmişti.Oradan gelebilmesi imkansızdı.
Aç olması ihtimaline karşılık ona yemek hazırlamayı düşündüm ancak yumurtadan başka bir şey yapamıyordum.Bu yüzden bir tava çıkardım ve biraz yağ döküp yumurtayı içine kırdım.Ocağı yaktığım sırada telefonum çalmaya başlamıştı.Sessiz bir küfür savurup ellerimi tezgahın üzerinden aldığım havluya sildim ve cebimden telefonumu çıkarıp kim olduğuna bakmadan açtım.
‘’Efendim?’’
‘’Harry,sana bir iyi bir kötü haberim var.’’
‘’İyi olandan başla.?’’
‘’Şey…Arabanın hava yastıkları iyi çalışıyormuş.’’
‘’Zayn!Arabamı çarptığını söyleme bana!?!’
‘’Maalesef dostum.Üzgünüm.’’
‘’Ah,pekala neredesin?Ve sen iyi misin?’’
‘’Sitenin yakınlarındayım.Adresi mesaj atarım.Ve kendimi kötü hissediyorum.’’
‘’Ah,pekala…Oradan ayrılma.Geliyorum.’’
Telefonu kapattıktan kısa bir süre sonra gelen mesaja göz atıp evden çıktım.Çok uzun süre dışarıda kalacağım için Allison’ı evde bırakmıştım.O uyanmadan eve geri gelirdim.
***
Zayn’in tarif ettiği yere ulaştığımda hızla onun –arabamın- yanına koştum.
Ön camın olması gereken yerde bir…Elektrik direği vardı.
‘’Zayn,Tanrı aşkına!Bunu nasıl becerdin dostum?’’
‘’Tek suç kavşağa elektrik direği koyanda.’’
‘’Evet,tabi.Sen mükemmel ötesi bir sürücüsün zaten.’’
Gözlerini devirip bana sarıldı.
‘’Dostum,gerçekten üzgünüm.Böyle olmasını-‘’
‘’Pekala,bu kadar duygusallık yeter.Çekiciyi arayalım da şu arabayı yolun ortasından alsın.’’
***
-Allison’ın Ağzından-
Boğulma hissiyle gözlerimi açtığımda bulunduğum yer göremeyeceğim kadar dumanlıydı.
Tanrı’m,neredeydim ben?
Büyük bir çabayla yattığım yerden doğrulup etrafıma bakındım.Odanın kapısı cayır cayır yanıyordu,yanık çam ağacı kokusuyla karışık duman kokusu genzimi doldurduğunda öksürüp ellerimi sallayarak dumanı dağıtmaya çalıştım.Neler oluyordu?
Büyük bir dikkatle ayağı kalkıp alevlerin henüz ulaşmadığı bir köşeye doğru yürümeye çalıştım.Fakat sert bir şeye takılıp yere yığılmıştım.Sürünerek o tarafa gitmeye çalışıyordum,ancak takıldığım şey buna izin vermiyordu.Alevler kısa bir süre içinde odayı sarmıştı,bulunduğum yere gelmesi uzun sürmezdi.
Ayağımın dolandığı şeyden çırpınarak kurtulmaya çalışıyordum ancak ben debelendikçe sanki daha fazla çekiliyordum alevlerin içine.Gözyaşlarımın izin verdiği kadar yüksek sesle bağırmaya çalıştım ancak ağzımı açtığım an genzime dolan duman yüzünden büyük bir gürültüyle öksürmeye başladım.Belki sesimi böyle duyurabilirdim.
Elimle yüzümün önündeki dumanları uzaklaştırma çabalarım sonuçsuz kalmıştı.Burada diri diri ölecektim.
Bilincim kapanmaya başladığında son bir kez bağırabilmiştim.
‘’Lütfen yardım edin!’’
Yanaklarımdan süzülen gözyaşları,söndürebilir miydi o yangını?
-Yazarın Ağzından-
‘’Burada bir kız var!’’ diye bağırdı itfaiyeci.Odanın ortasında baygın yatan kıza endişeyle bakıyordu.Girip onu kurtarması gerekiyordu,bu onun göreviydi.Ancak alevlerin içine dalacak kadar cesur değildi.
İçine dolan vicdan azabına karşılık geri döndü itfaiyeci.Gerekli ekipmanları alıp söndürecekti yangını ve kimseye o kızı gördüğünden bahsetmeyecekti.O,cesur değildi belki ama ondan cesur olan biri vardı.
‘’Allison!’’ diye haykırdı çocuk.
‘’Belki de sevgilisidir.’’ Diye düşündü itfaiyeci.Onun kurtarması gerekiyordu o kızı.Filmlerde hep böyle olmaz mıydı?
Buklelerinin tutuşmasına aldırmadan alevlere daldı genç çocuk.Büyük bir hızla odaya girdi ve aynı hızla,kucağında minik bir bedenle dışarı çıktı.Yanan sandalyenin ayağına takılınca tökezlemişti çocuk.Ancak kısa sürede toparlanıp yangının içinden çıkmıştı.İtfaiyecinin yapamadığını yapmış,alevlere büyük bir cesaretle dalmıştı.Peki ya kurtarabilmiş miydi onu?
Kızın bedenini soğuk kaldırım taşına bıraktı ve isten simsiyah olmuş yüzünü gözyaşlarıyla yıkadı.
‘’Allison,aç gözlerini.Yalvarırım aç.’’
Daha yeni tanımıştı onu,ancak kalbinin derinliklerinde karşı konulmaz bir çekim hissediyordu ona karşı.Elleriyle yüzünü sildi ve az önce ambulanstan inen sağlık görevlilerinin onu çekiştirmelerine karşılık yanağına bir öpücük kondurdu.
Tadı duman ve çam ağacı gibiydi…
Merhabalaar ^^
Böyle saçma ve kısa bir bölüm yazayım dedim :D
Ekşını sanki biraz fazla kaçırdım ama oldun,sevdim ben :D :D
Görüşlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçık Hayran || Harry Styles Fanfiction
FanfictionAllison Grace'in sadece peşine takılan sapık hayranlarından biri olduğunu sanıyordu.Ancak bir noktayı atlamıştı. O, bir hayrandan daha fazlasıydı. ©Tüm Hakları Saklıdır.