Uykusuzluğun bahşettiği müthiş halsizlikle kendimi kantinde boş bulduğum bir sandalyeye öylece bıraktım ve başımı daha fazla havada tutamadığım için kollarımı masaya yerleştirerek başımı arasına aldım. Dün gece hiç uyuyamadığım için uykusuzluktan kantinin ortasında bile bayılabilirdim. İlk dersin boş olduğunu bilmediğim için sabah erkenden okula gelmiştim ve çaresiz bir şekilde kendimi kantine atmıştım. Gözlerim kapalı olduğu için kendimi yavaş yavaş uykunun kollarına bırakıyordum ama yanıma birisinin oturmasıyla istemsizce gözıerimi açmıştım. Tüm tatlılığıyla gülümseyerek bana bakan Berkan'ı görmemle ben de gülümsemiştim.
"Günaydın."
Neşe saçan sesi kulaklarıma ulaştığı zaman kendimi kaybedeceğimi düşündüm. Bu çocuk her geçen gün daha çok tatlı gelmeye başlamıştı bana.
"Uykusuz gözüküyorsun."
Yüzündeki gülümseme usulca yerini düz bir ifadeye bırakmıştı bunu bana söylediğinde. Kafamı olumlu anlamda sallayarak söylediğinin doğru olduğunu belirttim.
"Dün gece Rüzgar iyi değildi. Tüm geceyi uyumadığı için uyuyamadım."
Dirseğini masaya, yüzünü ise eline yaslayarak kaşlarını çattı.
"Yalnız mı bıraktın?"
"Hayır annem evde bugün. Zaten dün gece uyumadığı için ben eve dönene kadar muhtemelen uyuyacaktır."
Kafasını sallayarak anladığını belirttiği sırada ben çoktan onun gözlerine dalmıştım. Erkenden kalkmanın onu da zorladığı gözlerinin hafif şişliğinden belli oluyordu. Eline yasladığı için yanağı geriye doğru çekilmişti ve dudakları bu nedenle bebek dudaklarını anımsatacak bir şekil almıştı.
"Bana öyle bakamasana."
Huysuzca geriye yaslanarak söylendiğini görmemle gülümsemiştim. Bu çocuk gerçekten çok güzeldi.
"Çok güzelsin."
Masanın üzerinde duran elinin üzerine elimi koymamla kalbim hızlanmaya başlamıştı. Çekingen bir tavra büründüğü an hayran bakışlarımı saklama gereği duymadan içimden geçeni pat diye söylemiştim. Duyduğu cümlenin etkisiyle gözleri anında büyümüş ve elini benden kurtarmıştı.
"Poyraz, yapma bunu."
"Neden?"
Yüzünü elleri arasın alarak ofladığı zaman kalbim sıkıştı. Bu görüntüyü sevememiştim. Onun böyle çaresiz, üzgün görünmesine dayanamadığımı o an daha iyi anladım. Berkan sadece mutlu olmayı hak ediyordu. Tatlı gülümsemesi hep yüzünde olmalıydı.
"Poyraz, böyle davranarak bilmeden ikimizide çok üzüyorsun."
Başımı mahçup hissederek eğdim. Belkide haklıydı. Böyle davranarak onu üzüyordum.
"Özür dilerim."
Fısıltıyla söylediğim özrün hemen ardından Berkan'ın elini dizimde hissettim.
"Böyle davranarak sana kapılmama neden oluyorsun."
Duyduğum şeyle hızla başımı kaldırıp aşık olduğum yüze baktım. Bakışlarım yüzünde dolanırken sanki söylediğinin gerçeklik payını ölçüyordum. Bu hareketim ona komik gelmiş olacakki yüzünde yine tapılası bir gülümseme belirmişti.
"Murat'ı sevdiğimi biliyorsun. Onu bu kadar çabuk unutacağım bana pek inandırıcı gelmiyor."
Kalbimin tam ortasından başlayarak tüm vücuduma bir anda yayılan acı beni oracıkta gebertecek güçteydi. Kardeş dediğim yakın arkadaşımı bir gün bu denli kıskanacağımı aklımın ucundan bile geçirmemiştim.
"Senin bana karşı olan davranışların sanırım beni etkiliyor. Duygularımı anlamamktan ve bu yüzden seni üzmekten korkuyorum. Bana beslediğin duygular yüzünden sana karşı bir şeyler hissettiğimi düşünebilirim ve sonrasında bunun yüzünden altından kalkamayacağımız bir yıkıntının altında kalmamızdan korkuyorum."
Söyledikleri doğru ve acı vericiydi. İçimde beni kemiren duyguları, boğazımı acıtan yumruyu umursamamaya çalışarak başımı salladım. Haklıydı. Çok haklıydı. Bir insanın haklı olması anca bu denli acıtabilirdi canımı.
Masanın yanında yerde duran çantamı alırken ona söylemek için bir şeyler düşündüm ama aklıma bir türlü hiçbir şey gelmiyordu. Zaten gelse bile konuşabilceğimi pek sanmıyordum. Boğazımı acıtan yumru şimdide gözlerime baskı uygulayarak yaşlanmalarına neden oluyordu. Zorlukla bile olsa gülümsemeyi en sonunda başarmıştım. Sahte gülümsememi ona sunarak yanından aceleyle ayrıldım.
Hayatımda beni en çok zorlayan gülümsemi sunmuştum ona...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorunlu | Texting | BxB
Cerita PendekKarakterler "Rüzgarına Kapıldım" hikayesiyle ilgili