" Ya da bu sadece bir mazeret çünkü şimdi ben..." Baekhyun zorlukla yutkundu. " Zayıfım..."
" Sen tanıdığım en güçlü insansın. Ve benimsin. Seni her zaman istiyorum. Sakın böyle düşünme."
/////****////
Fısıldayarak " Ne görüyorsun?" diye sordu. Kısa bir an için Chanyeol gözyaşlarına boğulacak gibi göründü. Sonra gözlerini kırpıştırarak pencereden uzaklaştı. " Hiçbir şey. Hadi geri dönelim." Dolu haldeki sırt çantasını ön tarafına geçirerek bağladı.
" Bekle. Hiçbir şey deme bana. Bir şey oldu." Baekhyun tekrar dışarı baktı. " Bir şey hissettin değil mi?"
Diğer boş sırt çantasına konserveleri tıkmaya başlarken " Evet. Sürüngenler." diye yanıtladı Chanyeol. " Gitmeliyiz."
Chanyeol ona bakmadan neredeyse koşarak Jennifer'in yanına gitti. Baekhyun arkasına bindiğinde ok gibi ileri fırlamıştı. Endişe Baekhyun'un midesini düğüm düğüm etmişti. Bir şey Chanyeol'u etkilemişti ama omzunun üzerinden baktığında... Hiçbir enfeksiyonlu göremedi.
***************************************
" Bu çok lezzetli olmuş Baekhyun. " Abby kaşığını hevesle çorbasına daldırdı. " Balık çorbasını severim. "
" Uhm... Teşekkürler. Kartonlarda bulduğum bakliyatlar ve Chanyeol'un yakaladığı balıkları katıp bir şeyler yapmaya çalıştım. Eminim sen daha iyisini yapabilirsin. "
" Ne yazık ki pek iyi bir aşçı sayılmam. Jacop en yakın şahidim değil mi? " Neşeyle oğlunu dürtükleyince Jacop " İyi pişirmişsin. " diye mırıldandı.
Bella'nın lüks salonundaki yemek masasının etrafında toplanmışlardı. L şeklindeki düzenlenmiş koltuklara kolaylıkla altı kişi sığabiliyordu. Yastıklar da özellikle Lilly gibi hafif bir çocuk için iyi bir yükseltici olmuştu. Baekhyun ağız dolusu çorbasını yutarken ufak bir konuşma yapabilmek için bir şeyler düşündü. Yoksa yemek herkesi gerecek bir sessizlik içinde geçecekti. Taze sebze yemeklerini özlemiş olsa da yaptıkları yemek de fena değildi. Gerçi büyük bir kasede hazırlanmış güzel bir salata olsa çok daha iyi olurdu.
Rüzgar kesilene kadar birkaç kilometre ilerlemeyi başarmışlardı. Şimdiyse güneş batmak üzereydi ve ufak bir kıya demir atmışlardı. Güneş her geçen gün daha erken batıyordu. Kasım ayında denizde olma fikrini bu yüzden hiç sevmiyordu. Kıyıya yakın durmak istiyorlardı ama bu da beraberinde kayalıklara yakın olmaları yüzünden Bella'nın gövdesinin zarar görme riskini getiriyordu. Kıyı şeritlerindeki uyarı işaretlerini gündüzleri görmek daha kolaydı. Kış gelirken onlar güneye doğru ilerledikleri için iyi olacaklardı.
Omzunun üzerinden demirledikleri koyun ötesindeki karaya baktı. Eğer biri yaklaşırsa Chanyeol'un duyacağını veya göreceğini biliyordu ama içgüdüsel olarak bakmak istemişti. O gün diğer yelkenliyi fark edememişlerdi, kimseyi görememeleri başka insanların dışarıda olmadığı anlamına gelmiyordu. Döndüğünde Chanyeol'un onu izlediğini fark etti. Gülümseyince Chanyeol da hızlıca geri gülümsedi ama ardından dikkati dağıldı, bakışları yeniden dalgınlaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Me 2 - Chanbaek
Fiksi PenggemarBir virüs insanları zombilere çevirdiğinde tüm dünya kaosa sürüklenmişti. Milyonlarca insanın öldüğü bu yeni dünyada güçlüler ve zeki olanlar hayatta kalacaktı. Hayatta kalma güdüsünün bir araya getirdiği, acımasız kaçışları sırasında aşkı ve birbir...