Yıldızlar, yıldızlar,yıldızlar. Böyle sonsuza kadar yıldızlar yazabilirim. Yıldızların da sonsuz olduğu gibi.. Sen de, sen de yıldızları sever misin ha? Onlara her gece, tüm gece; hiç sıkılmadan bakabilir misin? Yıldızlar bazen bize birilerini çağrıştırır. Yanında olmadığımız zaman belki ailemizi, eski günleri, çocukluğu, arkadaşları; çoğu zaman sevdiğimiz, hoşlandığımız birisini, hatta aşkla bağlı olduğumuz, onun için yaşadığımız birisini hatırlatır. Yıldızlar bize en uzak şeylerdir belki ama, aslında en yakın olduğumuz da onlardır. Hayat gerçekten çok sıkıcı değil mi? Böyle mi düşünüyorsun? Düşünme. Hayatı sıkıcı yapan da, eğlenceli yapan da kendinsin. Bir şeyler bulup onları avantaja çevirmek senin elinde. İnsanlara bağlıyoruz bu durumu öyle değil mi? İnsanlarda bazen bize bağlıyor. Ama hiç kendimize bakıyor muyuz? Hayır. Yıldızlarla ne alakası var, diyebilirsin belki. İşte tam olarak anlatmak istediğim de bu. Yıldızlarla olan alakası senin sevgin. Sevdiğin kişiyi düşünerek yıldızlara bakıyorsun. Bakıyorsun, bakıyorsun. Bekliyorsun. O da beni sevsin, o da benden hoşlansın. Öyle şey olur mu hiç? Dedim ya, her şey senin elinde. Yıldızlara bakmakla olmaz. Bir şeyler istiyorsan, karşılık bekliyorsan, öylece durup beklemek yerine harekete geçmelisin. Dünya bile yerinde durmuyor, gezegenler bile hareket ediyor, ama sen bir şey yapmadan karşılık bekliyorsun. Sevgin çok büyük olabilir, her zaman istediğin ayağına gelmez. Hadi kalk, sevdiğinin yanına git. Onu sevdiğini söyle. Sonra bak bakalım, hayatında neler değişmiş.
Sehyoon,ağzı açık okuduğu kitaptaki şu bölümü yine ağzı açık okumuştu. Her şey gerçekti. Yıldızlara bakması, sevgisi, karşılık beklemesi. Gece kitap okumayı çok severdi. Ne zaman boşlukta hissetse kitap okuyordu. Yine bu gece, başlamıştı bir şeye. Ne olduğu farketmiyordu. Ona okuyacak bir şeyler verseniz yeterdi. Aşkını düşündü. Herkesten saklaması gereken, dibinde duran aşkını. Işığını kapattı. Yatağından çıkıp, penceresine yürüdü. Camı açtı ve içeriye dolan mis gibi temiz havayla olmayan uykusunu tamamen kaçırdı. Bugün fazla sıcaktı ama gecesi her zamankinden daha serindi. Rahatladı. Sandalyesini çekip her zamanki gibi oturdu. Yıldızlara baktı. Bu gece her zamankinden daha güzeldi. Daha fazla ışık saçan yıldızlar, daha serin bir gün, rüzgarın çıkardığı o hışırtılı yaprak sesleri... Onu rahatlatmıştı. Yıldızlarına bakmaya devam etti. Sevgisini hissetti, ne kadar büyük bir sevgisi olduğunu. Aşkını düşündü tekrar. Düşüne düşüne olmayan uykusunu getirdi. Gözleri kapanıyordu. Sarılması gereken birileri vardı.
*Kapı sesi*
İçeriye giren Byeongkwan'dı. Uzun zamandır geceleri gelen olmuyordu. Hatta gelen olmuyordu.
Byeongkwan?
Sehyoon, ben bugün biraz korkuyorum. Sıkıntı yoksa beraber uyuyabilir miyiz? Sadece bu gece, lütfen.
Tabii olur, ama neyden korktun? Bir şey mi oldu?
Bir nedeni yok, sadece bugün biraz sarılmaya ihtiyacım var.
Sehyoon'un da sarılmaya ihtiyacı vardı. Bu iyi olmuştu. Sarılmaya ihtiyacı olan iki kişi, tek bir yatak, yıldızlı gece..
Geç yat, üstümü değiştireyim, geliyorum yanına. Ama, önce gözlerini kapat.
Tamam, kapattım.
Sehyoon elbise dolabından pijamalarını aldı. Önce üstünü çıkardı. Kaslı vücudu ortadaydı. Byeongkwan gözlerini kapatmış mıydı? Emin olması gerekti. Döndü ve baktı.
Hey! Bakıyor musun sen?!
Yoo. Ne bakacağım ya, döndüm işte.
Tamam tamam.
Parmaklarının arasından bakıyordu. O kaslı vücudu görmüştü. Kusursuzdu. Çok güzeldi.
Sehyoon üstünü giydi. Sıra alttaydı. İki saniyede çıkarıp iki saniyede giymeyi planlamıştı. Ama yapamadı. Yine mükemmel bacakları göründü. Byeongkwan çaktırmadan bakıyordu. Hoşuna gitmişti. Değişik duygular hissetmişti. Sehyoon tamamen giyindikten sonra,
Bir isteğin var mı Byeongkwan? Su falan?
Yok,sağol. Ben sadece sana sarılmak istiyorum. Hadi gel yat artık yanıma.
Sehyoon Byeongkwan'ın yanına yattı. Byeongkwan yumuşacık bir ayıcığa benziyordu. Zayıf ayıcık. Byeongkwan Sehyoon'a kolunu attı. Sehyoon da Byeong'a.
Rahat mısın böyle Sehyoon?
Rahatım böyle Byeong.
Tamam o zaman Sehyoon.
Tamam o zaman Byeongkwan.
Küçük bir taklit sonrası kısık sesle güldüler. Sonrasında sustular ve birbirlerine baktılar. Sehyoon'un yıldızı tam yanında yatıyordu. Ama bunu söylemek için çok vakti vardı.
Byeongkwan Sehyoon'un yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Melek gibiydi. Küçük bir melek gibi. Sehyoon da karşılık vermek istedi. Ama zaten Byeongkwan yanağını uzatmıştı çoktan. Utançla küçücük öptü.İyi geceler Sehyoon, seni, s-seviyorum.
Sana da iyi geceler Byeongkwan. Ben de seni.
Ve sarılarak uykuya daldılar. İkisi de birbirinden habersizdi. İkisi için de mükemmel bir geceydi.
Yıldızlar ay ışığında parlar mı? Yoksa kendi ışıkları mı vardır? Sevdiğin kişi bir yıldızsa, sen de onun ay ışığısın. Hiç kimse mükemmel değildir. Sevdiğin kişi sen sevdiğin için mükemmel olur. Kimse biri fark etmeden kendi özelliğini farkedemez. Yıldızın sen sevdiğin için gözüne parlak gelir. Işığı yoksa bile sen ona ışık olursun..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love again, love holic|| Wowkwan,Wowson
Teen Fiction"...Byeongkwan, seni seviyorum."