♥
Ağlamaktan kızarmış gözlerimle yaz yağmuruna rağmen sokakta öylece dolaşıyordum. Ne mi olmuştu? Sevgilim beni aldatmıştı! Üstelik kuzenimle. Bana cevap vermeyişi, umursamayışı sinirlerimi bozarken gidip ne yaptığına bakmak, bana neden böyle davrandığını bilmek istemiştim. Ve yapmıştım da. Yanına gitmiş ve ne olduğunu sormuştum. Fakat sonra o sürtük kuzenimin tiz sesi kulaklarıma dolduğunda anlamıştım. Bana bunu nasıl yapabilirdi?!
Bunları düşünmekten yorulan beynim çareyi yine göz yaşlarımda buldu. Yanaklarımdan kavisler çizerek boynuma doğru giden damlalara izin verdim. Yağmur gittikçe artıyordu ve ben sırılsıklam olmuştum.
Tam o sırada telefonum titredi. Şu an kimden geldiğini merak etmiyordum ancak sonra bir kez daha titrediğinde sinirlendim ve arka cebimden telefonumu çıkardım. Zaten ıslak olan çantamı siper ederek ekran kilidini açtım. Mesaj bilinmeyen numaradandı.
0539.......: O güzel gözlerinden çıkan her bir yaş benim ruhum sanki.
0539.......: Ağlama, dayanamıyorum...
Mesajı tekrar tekrar okudum. Kimdi bu ve gecenin bu saatinde beni mi izliyordu? Etrafıma bakındım ancak görünürde kimse yoktu.
Kayra: Kimsin sen?
Mesajı attıktan sonra tekrar etrafıma bakındım. Ama sonuç yine hüsrandı. Mesaj sesiyle telefonuma döndüm.
0539.......: Ben de bilmiyorum ki.
Kayra: Nasıl bilmiyorsun?
Birkaç dakika mesaj gelmedi. Bir süre sonra yazmaya başladı.
0539.......: Belki bir gün beraber öğreniriz ha?
0539.......: Ayrıca o karaktersiz için ağlama. Emin ol, akıttığın her göz yaşının hesabını soracağım ona.
Kaşlarım anında çatıldı. Beni izlediği yetmezmiş gibi bir de takip mi ediyordu?
Kayra: Sen beni mi takip ediyorsun?
0539.......: Boş ver şimdi bunları. Kolay kolay hasta olmadığını biliyorum ama yine de hasta olmandan korkuyorum. 2 saattir yağmurun altındasın. Zaten yağmurdan ıslanan yüzün göz yaşlarıyla da ıslanıyor. Eve git.
Kolay kolay hasta olmadığımı nereden biliyordu ki? En önemlisi de beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu?
Kayra: Beni nasıl bu kadar iyi tanıyorsun?
0539.......: Önemli olan bu değil şimdi. Hasta olacaksın. Eve git.
Kayra: Bu seni neden ilgileniyor ki? Sana ne?
0539.......: Sondaki 'sana ne'yi atalım olur mu?
Kayra: Neden?
0539.......: Çünkü bana ait olmaman canımı sıkıyor.
Kaşlarım mümkünmüş gibi daha çok çatıldı. Yağmur yavaş yavaş dinmeye başlamıştı. Ama ben hapşırınca yağmurun bitmesine karşın hasta olmamın başladığını anladım. Hapşırmamla gelen mesajı açıp okudum.
0539.......: Sana eve girmen gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum!
Sonundaki ünlemle kaşlarım havalandı bu sefer. Emir mi veriyordu o bana?
Kayra: Sen kimsin ki bana emir veriyorsun?
0539.......: Yüzüme vurup durma.
Kayra: Doğru değil mi?
0539.......: Bir gün beni tanıdığında umarım bu söylediklerine pişman olursun.
Ne demek istediğini anlamadım. Zaten anlamaya çalışmadım da. Telefonumu tekrar arka cebime yerleştirip eve doğru yol aldım. Umarım annemler çoktan yatıp uyumuşlardır. Umarım!
Hızla eve yürürken bu kişinin kim olabileceğini düşündüm. Ben niye düşünüyordum ki? O bile daha kim olduğunu bilmiyordu. Ama beni izlemesi demek, bana önem vermesi anlamına gelmiyor muydu? Kafam gerçekten çok karışmıştı. Hala sevgilimin beni aldatmış olmasına inanamıyordum. Bir de şimdi bu gizemine düşkün uzaylı beyinli çıkmıştı karşıma. Ama ne yalan söyleyeyim, kim olduğunu deli gibi merak ediyordum.
Anahratı sırılsıklam olmuş çantamdan çıkarıp kilidi yavaşça açtım. Paytak paytak adımlarla yürürken çok sevgili (!) abiciğimin sesiyle olduğum yere çakıldım. İşte şimdi tam anlamıyla sıçmıştım!
"Neredeydin sen bakayım?"
Kollarını göğsünde birleştirmiş bana bir annenin kızına terlik fırlatmadan önceki yüz ifadesini sergiliyordu.
"Abicim ben şey..."
"Tolga mı?" diyerek susturdu beni. İyi de o nereden biliyordu ki?
"Abi sen..."
"Evet. Biliyordum."
"Kızmadın mı?" Dudağımı ısırarak vereceği cevabı bekledim. "Kızdım. Kızdım ama sevgili olduğunuz için değil, bana söylemediğin için kızdım."
İçim bir nebze de olsa rahatlarken beni aldattığını bilse acaba ne yapar, diye düşündüm.
Bir anda üzerime gelmesiyle geriledim. Tam önümde durup yüzümü avuçladı ve gözlerime dikkatle baktı. Ah, salak ben! Niye gözlerimi silmemiştim ki sanki?
"Ağladın mı sen?" dediğinde hemen elinden kurtuldum ve odama koştum. Eğer abimle o konuyu konuşacak olursak hem ben ağlayacaktım, hem de o gidip Tolga salağının ağzını burnunu kıracaktı. Ve bunlara cidden hiç gerek yoktu.
Yatağıma uzandığımda aklıma şu Gizemli Çocuk geldi. Rehbere girip acaba onu nasıl kaydetsem, diye düşünürken aklıma gelen şeyle tuşlara dokundum.
Gizemli Çocuk...
Belki Whatsapp'ta profil fotoğrafı vardır umuduyla uygulamaya girdim. Ancak sonuç hüsran oldu. Profil fotoğrafında bir erkek eli papatya demetini tutuyordu. Belki de onın elidir, diye düşünmeden edemedim. Anında mesaj gelince irkilerek mesajı açıp okudum.
Gizemli Çocuk: Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmiyordum :)
Kayra: Kimsin sen?
Gizemli Çocuk: Bırak da Gizemli kalayım.
Kayra: Gizemli olmaya çalışarak beni etkilemiyorsun.
Gizemli Çocuk: Amacım seni etkilemek değil.
Kayra: Peki ne o zaman?
Gizemli Çocuk: O ince parmakların benim için tuşlara dokunduğunu bilmek...
###
Bölüm Sonu' ♥

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Çocuk
Teen FictionBir mesajla oldu hepsi! Hayat, diyerek geçirdi içinden kız tüm bu olanları. Sevgi, diye haykırdı çocuk tüm dünyaya. Ve ayrıca gülümsüyordu ikisi de mutlulukla... Anonimle gireceğim hayatına, dedi Gizemli Çocuk. Öyle de yaptı. Çocuk güldürdü, kız gü...