Yazar: yuni3010
Çeviri: SeKasim & diremaniacs
Baekhyun kızları uyurken gözlerini dikmiş, onları izliyordu. Sabit aralıklarla birinden diğerine buğulu bakışlarını neredeyse takıntılı denebilecek şekilde gezdiriyordu, sanki yeterince dikkatini vermezse kafasını çevirdiğinde boş bir yatakla karşılaşacağından korkar gibiydi. Bir kez daha bu denli derin ve can acıtan bir duygusal durumla başa çıkamayacağından onun bu paranoyak hareketleri anlaşılırdı. Yorgunluk onu fazla zorluyordu.
Odanın aslında bir sürü ziyaretçiyle dolu olması gerekiyordu ama Baekhyun o an için odadaki tek yetişkin oydu. Chanyeol Baekhyun'un ona konuşmaları gerektiğini söyleyip onu kurnazca ikna etmeye çalışmasını görmezden gelip Sooyoung'la konuşmak için izin istedi. Bayan Park ve Yifan daha önceden Joohyun ve ,mucizevi bir şekilde, Dahyun'a da aldıkları hediyeleri getirmeye gitmişlerdi. Onları takip eden azimli bir Sooyoung onca yolu trenle aşarak Sokcho'ya gelen Kyungsoo ve Sehun bir yerlerde öğle yemeği yiyordu.
Tek başına olmasına rağmen yalnız hissetmiyordu. Hatta bu duygudan bayağı uzaktı. Yalnız olmak ve huzurlu olmak—ya da buna yakın bir şey—uzun zamandır çok da sevgiyle anmadığı birer tecrübeydi, özellikle boşanmalarından ve tek ebeveynlik yapmasından sonra. Artık şükretmenin zamanı gelmişti çünkü bu durum kısa sürede sona erdiğine göre artık neşelenmesi gerekirdi.
Haftaya orada olacağım. Bekle bir saniye, sakın o cadının veya aptal oğlunun seni etkilemesine izin verme, Heechul'un gönderdiği mesajda böyle yazıyordu. Baekhyun boynunun ve köprücük kemiklerinin büyük bir kısmının kırmızı lekelerle kaplı olduğunun bilincindeydi ve gergince bileklerini bacaklarına sürterek dikkatini dağıtmaya çalıştı. Çenesi acıyana dek dişlerini sıkmıştı ve dikkatini yine kızlarına vermişti. Baekhyun onlara odaklanmışken neredeyse Heechul'un kızgın azarlamalarını ve hemen ardından onun dikkatsizliği ve aptal hareketleri hakkındaki yorumlarını duyabiliyordu.
"Papa?" Dahyun kalın ama buna rağmen bala benzeyen tatlı sesiyle seslenmişti. Kalbi kaburgasının içinden fırlayacak gibi olmuştu ve Baekhyun gözünü açıp kapayana dek kendini kızının yatağın yanında dikilmiş şekilde bulmuştu.
"Hey, papa... Seni özledim." küçük kız gülümsedi ona, yüz ifadesi iç eriten bir samimiyetle aydınlanmıştı. Halsiz bir şekilde yüzünün yarısını yastığa gömdü ve kız bakışlarını etrafta gezdirirken Baekhyun yastığı tekrar düzeltmişti."Iı, şey appa nerede?"
Baekhyun konuşmadı, kızının kaküllerinin birazını kulağının arkasına sıkıştırdı ve dikkatlice parmaklarını kızının mat saçlarında gezdirdi. Kızına güzel bir gülümseme sunmak istemişti ama gülüşü beceriksizce yüzünü buruşturmuş gibi durmuştu.
"Merdivenlerde. Ziyaretçisi var."
"Kim...Kim o gelen?" Puslu bakışları ve neşelendiren konuşmalar yapan Joohyun, ne kadar uykulu olduğunu ele verdi ve onların olduğu yöne bir bakış atmadan önce birkaç şey zırvaladı. Aslında Baekhyun'la konuştuğunu anlayınca gözleri git gide büyümüş, boğazını temizlemişti ve yanaklarıyla boynuna parlak bir kırmızılık yayılmıştı. "Papa..."
Dahyun zayıf ama kurnaz bir gülümsemeyle homurdandı. "Jojo... fotoğrafların ömrü daha uzundur. Bence bir fotoğraf çekmelisin."
Baekhyun'un yüzü de tıpkı Joohyun'un yüzü gibi kıpkırmızı kalmıştı ve büyük kızının alnına kibarca vurma isteğini bastırmıştı. Baekhyun zavallı kızaran kızına yaklaşıp alnına bir öpücük kondurmuştu, daha sonra yataklarının arasında duran sandalyeye oturmuştu, tam olarak ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Kızlarının tekrar birlikte olduklarını ve iyi anlaştıklarını görmek hala hayal gibi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Décalcomanie
FanfictionYazar: yuni3010 Çeviri: SeKaism & diremaniacs İzin alınmıştır. Orj link: https://www.asianfanfics.com/story/view/1301169/d--calcomanie-mpreg-baekyeol-chanbaek-fluffandangst YETİŞKİN İÇERİK.