~Bölüm 5~

295 13 8
                                    

Evet tam tamına 2 gün geçti ve hala mesaj gelmedi.Bu çocuk kendini ne sanıyor? Popüler,yakışıklı,zengin,başarılı,tatlı, muhteşem,fevkalede olabilir ama bu bana mesaj atmasına engel değil.Kendini bilmez kibirli şey ne olacak!

Zaten mesaj atacak ve birlikte birşeyler yapacağız diye Bulutu erteleyip duruyorum.

En sonunda Buluta mesaj atmaya karar verdim hem en fazla ne olabilir ki? Bana iltifat edip durur bende kendimi iyi hissederim.Baranıda unuturum bir süre.

Elime telefonu aldığım gibi Buluta mesaj attım:

-Eğer müsayitsen borcumu bugün halletmek istiyorum.

Ekranın ışığı sönmeden mesaj gelmişti.(İşte bu duruma bayılıyorum)

-Yarım saate ordayım.

-Nerde?

-Evinizin önünde.

-Evimizi nerden biliyorsun be sapık! Neyse konumuz bu değil nereye gideceğiz?

-Bilmem nereye istersen.

Cevabı okuduktan sonra.Yatağın üstünden kalktım ve dolabımın karşısına geçtim.Bir süre düşündükten sonra bol bir tişört ve siyah bir tayt giydim. O kadar özensizdim ki bu kombini ancak dağınık bir topuz tamamlardı.Makyaj bile yapmaya gerek duymadan aşağıya indim.Bulut arabaya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu.

Birşey demeden arabanın kapısını açtım ve içine yerleştim.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Tam düşündüğüm gibi avmye gelmiştik.Büyük sehirlerde heryer beton yığını olduğu için gezilebilecek tek yer burasıydı.(yazar burda sosyal mesaj veriyor)

Arabadan önce inip kapımı açtı.Gülümsedim ve arabadan indim.Birlikte dolaşmaya başladık.Aynı filmler,aynı diziler,aynı kitaplardan hoşlanıyormuşuz.Aslına bakarsanız çok iyi vakit geçiriyorum.

Biraz vakit geçtikten sonra alışveriş yapmaya karar verdik.Girdiğimiz mağzada Bulutu özel olarak karşıladılar.Annesinin mağazasıymış.

-Bence bu sana çok yakışır.

Birden sesini duyunca çok korkmuştum

"Ayy hoşt ulan ödümü sıçırttın" demek istesemde

-Bulut malmısın sinsi sinsi yaklaşmasana az ses çıkar.

Konuşmaya devam ederken gözüm elindeki elbiseye takıldı.Gerçekten muhteşemdi.Ve tam bedenime göreydi.Yinede bozuntuya vermedim.

-Bu ne be!

-Elbise

-Hadi canım burdan bakınca araba motoru gibi görünüyorda.

-Ya of tamam işte sana bir elbise beğendim.

-Anladık be ver deniyim.

Elbiseyi aldığım gibi kabine gittim biliyorum biraz fazla kabayım ama gölge gibi peşimde dolaşan bir sapığa daha fazla kibar olamam.

Kabinde elbiseyi denedim ve dışarı çıkmadan aynada kendime bakıp geri çıkarttım.Gerçekten zevki baya iyiymiş.Kabinden çıkıp Bulutun yanına gittim.

-E bi elbiseyle çıksaydında görseydik.

-Teallam bide defilemi yapacağım! Ben beğendim alıyorum bunu.

dedim ve kasaya yöneldim.Bir kol beni durdurdu ne var dercesine baktım

-Seni buraya ben getirdim izin ver elbiseyi de ben alıyım.

-Ne münasebet be!

-Lütfen en azından bu kadarına izin ver.

Gerçi elbise ucuz bir şey değildi yani kalan son paralarımı buna veremezdim.

-İyi.

Elbiseyi elimden aldı ve gülümsedi.Ardından kasada birşeyler yaptı ama para ödemedi.Eminim.Of kesin şuan romantik not yazıp poşetin içine atacak kurtarın beni! O sırada gözüm telefon servisinin kapısına  takıldı.

Oha!Baran! Biliyodum ya of telefonu bozuk olmasa bana kesin mesaj atardı!!

Hiçbir şey söylemeden mağazadan çıktım ve bir koşu Baranın yanına gittim.Bu sefer kendime güvenim tamdı.Önce omzuna dokundum bana doğru döndü konuşmasına izin vermeden ağzıma geleni söyledim

-Biliyodum ya biliyodum! Sen telefonun bozulmasa bana mesaj atardın.Çok tatlısın yaa garibim haber de veremedi.Of sana kızdığım için özür dilerim.Tabi senin kızdığımdan haberin yok.Bir sövdüm arkandan.Neyse işte ama hepsini geri alıyorum.Se-

-Bir dakika nefes al.Bu annemin telefonu.

KOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin