Shot #3 Final / Keep This Fire Burning

13.4K 400 496
                                    

Notcuklar:

Bir: En az benim kadar emeği geçen, her seferinde derdimi tasamı dinleyen Mim'e çok teşekkür ederim. O olmasa leş gibi bir mantık hatası okuyacaktınız... Sen hiç benden gitme.

İki: Yazım yanlışları varsa ya da bizim yakalayamadığımız mantık hataları varsa hemmen görmezden geliyorsunuz, hemmen. Çaktırmayın hiç, ben sonradan düzeltirim onları.

Üç: Bu hikayeyi sizin kadar, belki de daha çok seven biri tarafından yapılmış videoyu koyuyorum buraya. Umarım izlersiniz ve beğenirsiniz. Seni çok seviyorum Esintoşum!

Dört: Tabii ki cinsel içerikli sahneler var, tedbirinizi alın.

Beş: Bazı kelimeler birbirine yapışmış ve eksik görünüyor, nedenini anlamadım. Wattpad her zaman olduğu gibi arkamı kollamıyor maalesef ki, kusuruma bakmayın bir sıkıntı varsa. Siz görürseniz bi tuhaflık, bana yazın lütfen.





"Demek Jongin'e yanıktın."

"Ya Baekhyun, aslınd-"

"Demek Jongin'e başından beri yanıktın."

Biraz durdu, gözlerini yeni törpülediği tırnaklarından çekmedi. Sanki 'tırnaklarımı mahvetmeye değer mi, değmez mi?' diye düşünüyordu. Kararını vermiş gibi dudaklarını büküp ellerini kucağına düşürdü.

"Jongin'e yanıkmış göt."

"Ne kızıyorsun ki şimdi sen? Ne olmuş yani, sen de Kyungsoo'ya yanıktın."

"Kızarım tabii! Evet, yanığım ve sen bunu biliyordun. Kyungsoo'nun pipisinin boyutunu bile biliyorsun sen! Nasıl söylemezsin bana?"

"Tamam, ben de Jongin'in pipisinin boyutunu söyleyeyim, kapatalım bu konuyu."

Ağzıma eşek arıları doluşsaydı da düşünmeden konuşmasaydım keşke. Bir anda hinlikle parlayan gözlerini üstüme dikti. Benim gözlerim bir onda, bir sahada koşturup duran Jongin arasında gezinip duruyordu. Normalde asla dikkatimi Baekhyun'a vermezdim fakat tırnaklarının işlevini iyi bildiğimden tedbirli davranmak zorundaydım. Kalabalıkta sesini duyurmak için dibime kadar girdi. İkimiz de sahanın kenarındaki banklardan birinde oturuyorduk.

Maç başlamadan önce herkes gibi tribünlere geçmiştim ama Jongin anında yanımda bitmiş, beni buraya sürüklemişti. Neymiş, sevgili olduktan sonra ilk maçıymış bu, yakınında olmak zorundaymışım. Hatta onun okul ceketini de giymem gerekiyormuş -evet onu da zorla giydirdi- onu uzaktan izlersem ne zevki olacakmış. Haklısın demiştim, hepsinde de haklıydı. Sevgili kelimesinden sonra kuracağı her cümleye hak verirdim ben. Sevgilisiydim çünkü, nasıl hak vermeyeyim? Hem Jongin'in bitmek bilmeyen sızlanmalarını dinlemektense herkesin gözü önünde olmayı tercih ettim mecbur. Fakat keşke etmeseydim, Baekhyun onca insanın arasından haykırışlarla sıyrılmış ve kendini yanıma atmıştı. Bana tavırlı olması, olmaması hiç önemli değildi. Tüm alfaları gözden geçirip boyutları hakkında kafasından tahminler yapmak, sonra bunu dedikodu sürüsüyle paylaşmak, bir de onlarla tahminler yapmak asıl önemli olan şeydi onun için. Yine de dayanamayıp konuyu bana, bize getireceğini bilmeyecek kadar eşek değildim. Kabul etmem gerekir ki iyi dayanmıştı, maçın sonuna gelmiştik neredeyse ve o daha yeni konuşmaya başlamıştı benimle.

"Nasıldı?" diye sordu koluma yapışıp.

"Yapışma hemen, Kyungsoo'ya anlatırım başka erkeklerin pipisinin boyutuna olan merakını, o zaman kapıma düşersin, 'Kyungsoo pipisini benden sakınıyor' diye ağlayıp zırlarsın."

The Boy is on Fire || sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin