BÖLÜM 2 : ÇIKMAZ MI CENNET Mİ ?

75 8 0
                                    

Hayal 'in görüntüsü ;

Bu bölümü ben bile şaşırarak yazdım doğrusu : )) Umarım beğenirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölümü ben bile şaşırarak yazdım doğrusu : )) Umarım beğenirsiniz . Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın . İyi okumalar dilerim ^ ^











Güvenliğin kapıyı açmasıyla hem irkildim hem de düşümcelerimden sıyrıldım . Belli ki dalmıştım . Akın abi - güvenlik - benim halime acırcasına gülümsedi . Ancak ben bana kimsenin acımasını isteyen biri olmadım olmam da . Gurur ile alakası yok . - Yani gururuma yediremediğimden falan da değil . - Akın abiye hızlıca döndüm ve " Bana acıma ! Bana acıcak kadar zavallı bir duruma düşme ! " dedim , kesin , ayrıca sert bir biçimde . Söylediklerimin ağır olduğunun farkındaydım . Sonuçta benden büyük birine emir vererek konuşmuştum ve " zavallı " kelimesini de kullanmıştım . Sinirlenince kendimi kaybeden biriyimdir . Bu huyumu şuan yurt dışında tedavi gören dedem annemden aldığımı söyler hep . Annemin sinirlenince kendine hakim olamayıp ne dediğini kestiremediğini ve kimin canını yakacığının umrunda olmadığını . Aslında gerçekten tam olarak annemden almışım bu huyumu .

Koşar adımlarla bahçede yürümeye başladım . Yarattığım gergin havadan uzaklaşmak istiyordum . Yarattığım gergin havadan uzaklaşmak istiyordum . Daha hızlı , hızlı , hızlı derken bahçedeki taşlardan birine takılıp sendeledim . Bir yere tutunuyum derken bahçıvan masasının örtüsüne tutundum . Ancak hem düştüm hemde örtüyle beraber kafama gübre su döküldü . Tüm vücudum su ve gübre olduğu için savaştan kaçmış mülteciye benziyordum doğrusu .

Okul çantamı sırtımdan çıkardım ve yere düşerken elimde olan telefonumu aramaya başladım . Neyse ki kuru çimenlerin üstüne düşmüştü . Telefonumu elime aldım ve ayağa kalktım . Kalktığım gibi de gübreler su ile karıştığı için montumun üstünden çamurlar akıyordu . Şeyda teyze ve Hakan amca - bahçıvanlar - yanıma koşarak geldiler . Şeyda teyze " Kızım ne oldu ? ! " dedi bende en itici sesimle " Sizin temizlemediğiniz taşlara takıldım ve ortada bıraktığınız gübre ve su üstüme devrildi ! " dedim  . Bunun üzerine Hakan amca " Kızım bahçede temizlik günü unttun mu ? Temizlik günlerinde bahçede taş , börtü böcek herşey çıkıyor ve biz burayı temizlediğimiz için doğal olarak eşyalarımız ortada oluyor . Zaten temizlik günlerinde bahçeye o yüzden çıkmıyorsunuz ya . " . Evet haklıydı . Sanki evren bana oynuyordu . Benim sinirlerim iyice gerilmişti . Gözlerimi devirdim ve neredeyse yere işkence çektirerek ayaklarımı yere vura vura yürüdüm .

Evin kapısını adeta yumruklayarak çaldıktan sonra Semiha teyze - hizmetçi - kapıyı açtı ve gözlerini pörtleterek bana baktı . Ağzını tam açacakken " Hiç sorma ! " dedim sesimin tonuna sıkıştırdığım sahte sevecen bir sesle . Merdivenleri parmaklarımın ucundan çıktım ve kimseye bu halimle görünmediğim için sevinirken babam , odasından çıktı . Kahkaha atarak " Bu hal ne kızım ? ! Çöplükten falan mı çıktın ? " dedi . Benim ise tek tepkim gülümsemek ve dişlerimin arasından " Çok komok ! Hohoho " demek oldu .

Odaya girdikten sonra binevi eşyalarımı fırlattım ve banyoya girdim .

                                                                                  **********************

Banyodan çıktıktan sonra üstümü giyindim ve kimilerinin kızıl kimilerinin - bayağı - açık kahverengi dedikleri saçlarımı taradım . Saçımı havluya sarıp banyodan çıktım ve ağzım açık kaldı . -Üvey - annem - Tuanna - yatağımın ucundaki koltuğa oturmuştu . Banyo kapısını bilerek , biraz daha sert bir şekilde annem sırf beni duysun diye kapattım . Bana döndü ve yatağımın bu sefer de yanında bulunan L tipi koltuğa oturdu . Sonra bana anlam veremediğim sevecen ve şefkat dolu bir sesle " Gel Hayal . Otur yanıma lütfen . Seninle gerçekten önemli bir konu hakkında konuşmam gerek . " dedi . Tam yanına oturmuştum ki babam içeri öyle bir daldı ki ikimizde oturduğumuz yerden sıçradık . Babam " Hayır Tuanna ! Daha anlatamazsın ! Zamanı değil ! " dedi . Bu sefer de annem oturduğu yerden ayağa kalkarak " Bu onun da hayatını ilgilendiriyor ve bilmesi gerek ! " dedi . Ama babamın kararı netti . Babam ne derse o olurdu. Ben gerçekten neler olduğunu anlam veremeden ve annemin beni korumasının şokunu atlatamadan babam anneme öldürücü bakışlar atmasını bitirip odadan çıktığında annem ; " Madem şimdi zamanı değil sadece şunu bil . Önce çıkmaza , sonra cennete gitmişsin gibi hissedeceksin . Ama cennete gitmen zaman alabilir çünkü çok kötü şeyler olucak ..." dedi ve saçımı okşadı . Ardından odadan çıktı .

-------------------------------------------------------

Lütfen oy vermeyi ve yorumlara görüşlerinizle beraber teorilerinizi yazmayı unutmayın . İyi günler dilerimm

İMKANSIZLIĞIN PENÇESİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin