16:55Gözlerimi ekranın sağ alt kısmındaki analog saatten başka yere çeviremiyordum. Mesaimin bitmesine beş dakika kalmıştı lakin hep böyle olurdu. Bütün gün iyi kötü geçerdi de, bu son beş dakika bitmek bilmezdi.
16:56
Nefesimi tıslayarak dişlerimin arasından bıraktım. Biran evvel çıkıp kendimi sahile atmak istiyordum. İş çıkışı plaja gidip yüzmek en büyük hobimdi. Kabul, tek hobimdi.
16:57
Yine saate kitlendiğimi fark edince kafamı ekranın yukarısına çevirdim. Ardı arkası kesilmeyen küfürlerimi sıralayacakken posta kutuma düşen mailin bildirimi hareket edip duruyordu. Hemen imgeye tıkladım ve keyfim biraz olsun yerine gelmişti. Cüzi bir rakama abone olduğum burç yorumlarım biraz da olsa havamı değiştirmeye yetiyordu.
"Sevgili Başak Burcu;
Yeni aya başlarken hayatına giren yabancı, günlerini haylice değiştirecek. Geride bıraktığımız yıl içerisinde yolunda gitmeyen şeyler, bu dönemde sürekli ayağına dolanabilir, hız kesmeden önüne bakmalısın.
Söz konusu aşk ve ilişkiler olduğunda ise...
Aşk gezegeni Venüs sahnede yerini alıyor, ancak yıldız haritan kara şimşeklerin yaklaştığını gösteriyor, dikkatli olmakta fayda var.!
Yolun ışıkla dolsun•Mitolojik Cadın Circe"
Yüzümün aldığı şekli değiştirmeye fırsat bulamadan kapıdan gelen adım sesine çevirdim kafamı. Cam kapıya telle asılmış bir çan bağlıydı. Uzaktan görebildiğim kadarıyla büyük eller teli kavrayıp çekti ve çan çaldı, kapı ses çıkararak açıldı. İri yapılı adam kapıdan, girişteki masama kadar olan mesafeyi üç adımda tamamlamıştı.
Şapkasının altından bile şekilli suratı bariz şekilde gün yüzündeydi. Masmavi gözleriyle gözlerime bakarken kuru havayı dağıtmak için hızlıca nefes alıp verdim.
Giyim tarzı ve geniş omuzlarıyla turist olduğunu her halinden belli ediyordu.
"Niels'e hoşgeldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?"
Göz kapaklarını hiç kırpmadan buz gibi bakışlarıyla suratıma bakıyordu. Sanki az önce soru sormamışım gibi!
İngilizce bilmediğini varsayarak bozuk Yunancam'la tekrarladım.
"Nasıl yardımcı ola-"
"Kapıdaki tabelada burasının otel olduğu yazıyor, değil mi? Sence ne isteyebilirim?."
Tezimi çürüterek aksanlı ingilizcesiyle konuşmuştu, evet. Ama çok...soğuktu. Buz gibi sert. Ve ürkütücü.
Gözlerimi tüyleri diken diken olan kolumdan çekip çekmeceden bir anahtar çıkardım ve 11 numaralı odanın anahtarını adama uzattım. Kafasıyla masayı işaret edip anahtarı masanın üstüne bırakmamı istedi. Söylediğini yapıp anahtarı bıraktım. Hızlıca aldı ve uzun bacaklarıyla merdivenlere doğru yürürken arkasından seslenmek zorunda kalmıştım.
"Kayıt için isim almam gerekiy-"
"Mirza."
Kendisi gözden kaybolduğunda arkasında sadece sesinin yankısını bırakmıştı.
Bu da neyin nesiydi böyle?
17:00
Tutmuş olduğum soluğu öylece bıraktım ve paydos yapmadan önce Eleni'yi beklemeye karar verdim. Sonuçta bu butik otelin sahibi oydu ve belki böylesine şirin yerde bu gibi kaba adamların kalmasına izin vermezdi. Düşüncemi onaylarcasına kafamı sallarken masamın üzerinde gördüğüm şey üzerine tabureme düşüşüm sadece iki saniye sürmüştü.
Az önceki adamdan masama düşmüş olan ve kurumaya yüz tutan kırmızı küçük dairelere bakıyordum. Beş-altı damla şeye.. Kan damlasına...
~~~
Adam gizemli.
Kadın göründüğü kadar net değil..
Adam suçlu.
Kadın çok da masum değil..
Adamın sırları var.
Kadının kendinden bile sakladığı gerçekleri..
Türkiye'den Yunanistan'ın İskeçe/Xanthi şehrine uzanan, yolları tuhaf bir şekilde kesişen iki insan.. Maceraya hazır mısınız?
::; Arkadaşlar henüz çok yeniyiz lütfen yorum bırakın, eleştirin. Takibinizi ve vote'larınızı bekliyor olacağım. Çok görmeyin bana 😘 Ailemiz biraz daha büyüdüğünde ilk bölümü ekliyor olacagım. ;::
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirza
AdventureAdam gizemli. Kadın göründüğü kadar net değil.. Adam suçlu. Kadın çok da masum değil.. Adamın sırları var. Kadının kendinden bile sakladığı gerçekleri.. Türkiye'den Yunanistan'ın İskeçe/Xanthi şehrine uzanan, yolları tuhaf bir şekilde kesişen ik...