''Eva, şu oyunu oynamayı bırakır mısın? Sesi çok rahatsız ediyor.''
''Olmaz. Rekoru kırmak üzereyim.''
''Sen ne ara oyun oynamaya başladın?''
''Oynuyorum işte. Neden-'' Sol gözüm seğirdi. ''Noora, mutlu musun? REKORU KIRAMADIM!''
''Ne bağırıyorsun? Bir daha oynarsın kırarsın rekorunu canım!''
''Öyle değil. Chris ile iddialaştık. Belirlediğimiz rekora gelmem gerekiyordu.''
Bunu duyan Vilde beş kişi sıkıştığımız yatakta kızların üstünden atlayıp dibime girdi. ''Sen Chris ile konuştun mu? Birlikte aynı oyunu mu oynuyorsunuz? AYNI TİŞÖRTLERİ DE GİYMEYE BAŞLARSINIZ SİZ ŞİMDİ!''
''Vilde, onunla birbirimize ısınma aşamasındayız. Aynı tişört ne ya? Ben o kadar düşmem.''
''Biz buna flört diyoruz hayatım. Sana bir Penetrator kazağı verir olur biter.''
''Ben o iğrenç kazağı giymem.''
''O kazaklar gayet rahat bir kere.''
Hepimiz Noora'ya döndük. ''Ne var? William'dan bir tane almıştım. Üstelik sadece evde giyiyorum ben onu. Bana öyle dik dik bakmayı kesin.''
Christina'ya oje süren Sana bize döndü. ''Ergen kız muhabbetlerinizden sıkıldım. Eva, çocuktan hoşlanıyorsun işte. Neden inkar edip duruyorsun?''
''İŞTE BENİM KIZIM!'' Vilde Sanayla beşlik çaktı. ''Birbirinizi destekleme kararı mı aldınız? Üstelik ben hiçbir şey inkar etmiyorum. Tamam, Chris çok yakışıklı ve ondan biraz hoşlanıyor olabilirim. Ama,'' Bir anda gözleri parlayan Vilde'ye parmağımı salladım. ''Bu ona aşık olacağım anlamına gelmiyor.''
''Ne demek o ya?''
''Şu demek; Chris bir Penetrator ve ben bir Penetrator'un kalbimi kırmasını istemiyorum. Sence benimle sevgili olursa kimseyle yatmayacak mı?''
''Yani, o kadar şerefsiz olamaz.''
''Olur. Hakkında konuştuğumuz kişi sevgililerini aldatmakla ünlü olan Christoffer Schistad. Onunla flört ediyorum ama gelecek hakkında kesin bir şey söyleyemem.''
''Flört ettiğini kabul etti!''
''O kadar söylediğim şeyden bunu mu çıkardın?''
''Ne istersem onu anlarım! Ay çok mutlu oldum!'' Vilde bana sarılınca gülüştük. Noora bana bakıp dudağını büzdü. Düşündüğüm şeyleri biliyordu ve bu canını sıkıyordu.
Ama ben buydum.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Öğle arasında kızlar kantinde bir şeyler yerken ben bahçede oturmayı tercih etmiştim. Hava hafif rüzgarlıydı ve bahçede çok az insan vardı. Yarım kalan kitabımı bitirmenin tam vaktiydi. Kulaklığımı takıp kitabımı okumaya dalmışken biri beni omzumdan sarstı.
Kulaklığımı çıkartıp beni sarsanın kim olduğuna baktım. Her zamanki sırıtışıyla bana bakıyordu. Gülümsedim. ''Otursana.''
Yanıma oturup okuduğum kitaba baktı. ''Hangi kitabı okuyorsun?''
''Yüreğinin Götürdüğü Yere Git. Sen okudun mu?''
''En son ne zaman kitap okuduğumu hatırlamıyorum desem?''
''Ben de kötü olmuş derim.''
''Ama bu kitabı biliyorum. Sen de mi yüreğinin götürdüğü yere gideceksin?''
Kitabı çantama attım. ''Bilmem. Onu zaman gösterecek.''
''Belki birlikte gideriz Kviig.''
''Onu da zaman gösterecek Christoffer.''
''Belirsizliği seviyorsun.''
''Kadere inanıyorum diyelim. Gelecekten konuşmayı pek sevmiyorum.''
''Beni hem korkutuyorsun hem de etkiliyorsun. Tuhaf.''
Elimi bankın ucunu tutan elinin üstüne koydum. ''Üç senedir seni öldürmediysem benden korkmana gerek yok.''
''Etkilenmeme gerek var yani?''
Ellerimi iki yana açtım. ''Ona da sen karar ver.''
=============================
Bugün keyfim Everestlerde Alplerde gezindiği için size bir anda iki bölüm atayım dedim buyurun doya doya okuyun jhngjnh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorry // Chris & Eva || SKAM
Short Story◼️ ... Someone will love you But someone isn't me ... ◼️ [Mohnstad #1] [Skam #1]