#Yeni Bir Hayat#

73 10 6
                                    


Yere düşen damlalar sanki onları yavaşlatmak için düşüyordu. Ne kadar damlalar arasında koşmak zorlaşsa da onlar hiç vazgeçmiyordu. Çünkü eğer şimdi vazgeçerlerse bir daha vazgeçmek için fırsatları bile olmayacaktı. Arkalarına bile bakmadan sadece adamlardan değil, bütün yaşadıklarından kaçıyorlardı. Daha yaşları küçük olmasına rağmen her şeyin farkında olmak sanırım hayata karşı 1-0 yenik başlamalarına işaretti. Yollarına hiç durmadan nefes nefese kaçmaya devam eden çocuklar sonu ne olursa olsun o kaçtıkları yere bir daha dönmemeye kararlılardı.

" Toprak! Lütfen, lütfen duralım biraz."

" Olmaz Yaprak. Bak biraz daha dayan."

" Nereye gideceğiz Toprak biz? Ne yapacağımızı bile bilmeden bizden çoğu açıdan büyük olan adamlara karşı hiç şansımız yok. Biliyorsun değil mi?"

" Biliyorum! Tamam mı? Biliyorum. Ama başka çaremiz yok. Sen de bunu biliyorsun değil mi?"

" Biliyorum. Tamam. Dayanacağım."

" İşte benim kardeşim!"

Yaprak oldukları yere, havaya inat ışıldayarak gülümsedi. Onlar ikiz kardeşlerdi. Gerçek sandıkları ama daha birkaç gün önce gerçek olmadığını öğrendikleri 'ailelerinden' kaçıyorlardı. Gerçek anne ve babasını merak eden iki kardeş ne yapacağını düşünmeden bir hışımla kaçmışlardı.

" Yaprak. En iyisi birilerini bulana kadar kaçmak."

" Ya birilerini bulamazsak?"

" Bulacağız. Güven bana."

" Güveniyorum."

O sırada adamlar yaklaşmışlardı. Toprak ve Yaprak panikle hızlandılar. O sırada karşılarına bir araba çıktı. Onlar arabanın karşısına çıktı desek daha doğru olur tabi ki. Araba ani bir fren yaparak çocuklara çarpmanın kıyısından döndü. Ön koltuktaki adam panikle dışarı çıkıp çocukların yanına geldi. Çocuklar adamı incelediler. İş adamına benziyordu. Toprak hızlıca adamın paçasına yapıştı. Denize düşen yılana sarılırdı sonuçta buradan onları çıkartacak herhangi bir ihtimale razıydı o an. 

" Amca peşimizde birileri var. Lütfen kurtar bizi."

Adam önce kaşlarını çattı. Sonra çocukları süzdü. Çok yorgun olmalarına rağmen ikisinin de gözleri parıldıyordu. Gerçekten çaresizlermiş gibi görünüyorlardı. 

" Sakin olun çocuklar. Tamam. Kurtaracağım sizi. Hadi binin bakalım."

" Çok teşekkürler."

Çocuklar heyecanla arabanın kapısını açtılar. Toprak önce Yaprak'ı bindirdi. Kendisi de binince titreyen elleriyle kapıyı kapattı. Adam da hızla binip arabayı çalıştırdı. Adam direksiyonu çevirip geldiğinin tersi yönüne doğru çevirdi. Araba hızla yolda akarken birkaç adamın yanından geçtiler. Adamlar nefes nefeseydi v etrafını inceliyorlardı. Çocuklar adamları görür görmez panikle ön koltuğun önüne eğildiler. Neyse ki tam zamanında eğilmişlerdi. Adamlar çocukları görmeden araba yanlarından geçip gitmişti. Adam kaşlarını çattı ama sesini çıkartıp tek kelime etmedi. Çocuklar arabanın hareket ettiğinden iyice emin olunca koltuğa tekrar oturdular. Daha doğrusu sadece Toprak oturmuştu. Yaprak ise sadece başını çıkarmış kocaman kahverengi gözleriyle adama bakıyordu. Adam Yaprak'ın ona baktığını fark edince kaşlarını çatarak Yaprak'a baktı. Yaprak adam kaşlarını çatınca gözlerini kaçırıp başını Toprak'ın bacağına gömdü. Toprak Yaprak'ı tutup yukarı çekti. Koltuğa yerleştirip başını omzuna koymasını sağladı. Bu şekilde uyuyacağını biliyordu. Dediği gibi de oldu. Yaprak arabanın ısıtıcısı ve kardeşinin verdiği güven sayesinde yorgun düşüp uykuya daldı. Toprak Yaprak'a bakıp uyuduğunu görünce tebessüm etti. Adam Toprak ve Yaprak'ın bu halini görünce kendi çocuklarına benzetti. Büyük ihtimalle kızıyla aynı yaştaydılar. Toprak adama döndü minnetle.

KayıpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin