Tatlı Sapık

Merhaba...Yeni bir hikayeye başladım arkadaşlar. Size hemen bu hikaye hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Hikayeyi komik bir üslupla yazmam gerekiyor. Ama bu konu da pek başarılı olduğum söylenemez.Lutfen bu konudaki görüşlerinizi belirtin iyi ve ya kötü.

Ayrıca hikayeyi yaşadığım bir olaydan esinlenerek yazıyorum.

Umarım beğenirsiniz...

Otobüsten iner inmez eğilip secde ye gitmemek için kendimi zor tuttum. Alanya'nın o kendine özgü kokusunu bile özlemiştim.

Lahmacun, deniz ve egzoz-olmazsa olmazımız-kokularının birleşiminden oluşan müthiş bir kokuydu bu.Tabi bu müthiş kelimesi lahmacun kokusu diğerlerine ağır bastığı zaman geçerliydi.

Valizlerimi - 2 bavul ,1 valiz ,1 de poşet ,eşyaları valizlere düzgün yerlestiremeyince önce dalga geçtiğim sonra zorda kalınca kuzu kuzu uyguldığım bir taktikti bu poşet,- almak için otobüsün bagajının önünde beklerken sanki körmüşümde onu göremiyecekmisim gibi el sallayıp üstüne bir de adımı resmen haykırarak bana yaklaşan babamı gördüm. Gözlerimi devirip onu tanımıyormuş gibi davranarak arkamı döndüm.Tamam belki terbiyesizce bir davranıştı ama yan taraftaki üç tane taş gibi çocuğa rezil olmak istemiyordum. Ki ben zaten bahtsız bedeviydim. Her zaman en istemediğim şey başıma gelirdi. Şu an ki gibi.

Önüme dikilip bana "Duymuyor musun kızım? " diyen babama salak ayağına yattım.

"Duymamışım babacım müzik dinliyordum da henüz çıkardım. "Yalana bak yalana.

Allahtan otobüsten inerken çıkardığım kulaklıkları çantama tıkıştırmamış elimde tutmuştum.

Babam bunun üzerinde pek durmayıp bana sarıldı. Öyle ki nerdeyse ölüyordum. Ben de ona sarılıp "Seni çok özlemişim babiş. "

diyerek olası isteklerim için babama karşı kullandığım tatlı kız moduna geçtim.

Bu tekniği evde genellikle babam üzerinde uyguluyordum. Annem üzerinde etkili olduğunu söyleyemem. Genelde daha ben sevgi seansına başlayamadan amacımı anlayıp etkiye tepki olarak kafama o an elinde ne varsa fırlatıyordu.

öyleki bir keresinde kabak bile firlatmıştı. Sonra da yemek için kullanacağı kabağı kafamda parçaladığı için beni suçlamış, beni markete kabak almaya yollamıştı.

Tabi babam öyle mi?

Bana sarılmayı bırakıp ellerini yanaklarıma götürüp sıkmaya başladı. "Oyş kızım beni mi özlemiş? Babacım beni mi özledin sen? "

Ne oluyo ya?

Hemen babamın ellerinden kurtulup göz ucuyla yanda ki taşlara baktım.

Bana bakıp gülüyorlardı.

Ne yaptın baba ya? Başlayamayan ilişkimi başından bitirdin.

Tabi bunu sesli söylesem önce iyice rezil olayım diye yanaklarımı kızarana kadar sıkar sonrada anneme teslim eder.O da erkeklerine mi bakıyon sen diye morarana kadar...Neyse.

Çocuklardan utançla gözümü ayırıp babama döndüm. "Ne oluyo baba ya? Yine mi komşunun bebeği? "

Babam umutsuzca başını sallayıp onayladı. "Annen dün akşam Alper'i eve getirdi. Neymiş te annesiyle babasının evlilik yıl dönümüymüş, kutlayacaklarmış.Ben hiç evlilik yıl dönümümüzü kutlamamışım. En azından o çocuğa bakmalıymışım falan filan diye başımın etini yedi. Beni de çocukla bırakıp Nejla ablanlara gitti. Bende Alper'i susturmak için şekilden şekile girdim. Işte son halim de bu."