Organik Kazım

10 1 0
                                    

- Aç lan kapıyı! Görmüyon mu, geldim işte. Anla ki arabaya binecem.

- ....

- Eee! Kapatsana kapıyı. İlla söylemem mi lazım? Hani nerede kaldı senin zekan? Bindikten sonra bari söylemeden kapat şunu.

- Yapay Zekaya Sahip Hareketli Taşıtların Kullanımı Hakkındaki Yönetmeliğin 19. maddesi b bendi gereğince; kullanıcısı ...

- Tamam kes!

- ...komut vermeden, taşıtların ilk hareketi kendi inisiyatifleri ile gerçekleştirmeleri...

- Kes dedik ya. Anladık, yeter.

- ...yasaklanmıştır. Taşıt sahibinin görüntü, ses, parmak izi, retina, damar izi, dna analizi vb. kimlik tespitine yönelik kontrollerinden; taşıta biniş ve inişlerde en az iki, harekete geçme öncesinde ise en az üç tanesinin gerçekleştirilmesi zorunludur. Bu kurala muhalif hareket eden taşıtların çalınması veya taşıt içerisinde bir hırsızlık meydana gelmesi durumunda sorumluluk üretici firmaya aittir. Motomat firması araçlarınca araca biniş ve iniş esnasında ses ve görüntü analizi, çalışma öncesi ise ek olarak dna analizi yapılmaktadır.

- Puştluğuna yapıyon değil mi? Oldu olacak yönetmeliğin tamamını okusaydın. Neyse zaten hiç keyfim yok bugün. Uğraşamayacağım seninle. Bütün gece dırdır etti durdu senin ki yine!

- Seninki derken, eşiniz Nötron hanım mı ?

- Hee... Bu seferde tutturdu beni niye Mars'a götürmüyon? Allah'ım deli olacağım ya. Sabaha kadar onlar oraya gitti, bunlar buraya gitti, sen beni daha Mars'a bile götürmedin diye söylendi durdu. Bu kadının tanıdığı kaç kişi varsa; hangisi, hangi sene, nereye gitmiş sabaha kadar onları dinledim. Gram uyku girmedi gözüme şerefsizim. Bütün gece böyle mal gibi tavana baktım durdum. Kulağımın dibinde dır dır dır....

- ....

- Hiç bir şey demeyecek misin? Ha doğru sizin muhabbet etmeniz de yasaklanmıştı değil mi? Ne işe yarar ki sizin yapay zekanız zaten. Neyse beni bugün biraz dolaştır. İşe en uzun yoldan gidelim. Ben de biraz uyurum bu arada.

- Anlaşıldı. Banliyölerden dolaşarak gidelim o zaman. Tahmini varış süresi 30 dakika.

- Tamam öyle olsun. Peki benim hala direksiyon başında oturmam gerekiyor mu? Arkaya geçsem de rahat rahat uyusam. Bununla ilgili bir değişiklik falan yok mu?

- Yok.

Bütün gece eşinin söylenmeleri nedeniyle uykusuz kalan Kazım oğlu Kazım, hırsını her zaman olduğu gibi yine arabasından çıkartmaya çalışarak işin yolunu tutmuştur.

Zamanla birlikte bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler almış başını gitmiştir. Bu gelişmelerden bir tanesi de yukarıda da görülebileceği üzere yapay zekaya sahip arabalardır.

Daha önceleri bu arabalarla oturup arkadaşınızla sohbet eder gibi sohbet edip dertleşebilirdiniz. Fakat bazı gereksiz bilim insanları, bireyi iyice asosyalleştirdiği, toplumdan kopardığı, ayrıca bir miktarda güvenlik açığı oluşturduğu vb. gibi sudan sebeplerle arabaların insanlarla muhabbet etmesinin yasaklanması için sözüm ona bilimsel çalışmalar yapmış; dünya hükumeti yetkilileri de yapacak başka işleri olmadığı için bu çalışmaları baz alarak arabaların insanlarla muhabbet etmesini yasaklamıştır.

Daha sonra aynı yasak, evler, telefonlar ve oturup sohbet edebileceğiniz diğer yapay zekaya sahip cihazları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Her ne kadar kaçak yazılımlarla cihazlarınızı eski güzel günlere döndürebilmeniz mümkün olsa da bu konudaki denetimler ve cezaların gitgide artması, iyice can sıkıcı bir hal almaya başlamıştır. Yapay zekaya oldum olası uyuz olan Kazım bile bu duruma ayrı bir gıcık olmuştur. Zira tüm bu gelişmiş teknolojinin içinde hoşuna giden tek şey, konuşan arabasıdır ve o da elinden alınmıştır.

- Varış noktasına ulaşıldı!...Varış noktasına ulaşıldı!...Varış noktasına ulaşıldı!...

- Hahh! Geldik mi? Tamam. İniyim ben o zaman. Yalnız pek bir resmisin bugün!

- Geldik işte. İn aşağıya.

- Ama benim kafenin önünde neden durmadın? Biliyorsun, böyle zor gecelerin ardından oranın kahvesini içmeden kendime gelemiyorum.

- İşe götür dedin, getirdik. Oraya uğra deseydin uğrardım. Çok bir şey değil zaten, yürüyerek de gidebilirsin. Bu bahaneyle spor yapmış olursun hem de.

- Tamam be, tamam. Yürürüm ben. Seni satıp daha yeni modelini alıyım da gör sen.

Kazım'ın favori mekanlarındandır işyerinin 500 metre ilerisindeki bu kafe. Özellikle keyifsiz olduğu zamanlarda buraya gelir ki biraz moral depolayabilsin.

Bu kafenin 2 özelliği bulunmaktadır. Birincisi, daha çok, teknolojiyle pek fazla uyuşamayan ve ultra modern hayata kendilerini ait hissetmeyenlerin uğrak yeridir. İkincisi ise şehirde eski usül Türk kahvesi yapan sayılı yerlerdendir.

- Hoş geldin, Kazım.

- Hoş bulduk, Bozon. Bana hemen sade bir Türk kahvesi versene. İşe geç kaldım da.


- Vayy Organik Kazım abimiz gelmiş.

- (Bozon) Şöyle konuşmasana oğlum. Baksana zaten keyifsiz adam.

- (Kazım) Naber Civan.

- (Civan) Kazım'ın hoşuna gidiyo bir kere böyle söylemem. Sana ne oluyo ki. Hem ne demiş çok eskiler "yiğit lakabıyla anılır". Şu dünyada bu lakabı Kazım'dan daha fazla hak eden kim var ha? Soruyorum sana. Ha kim var? Adam çürüyen dişine bile hiç bir işlem yaptırmadı. Direk çektirdi, organikliği bozulmasın diye. Haksız mıyım?

- (Oranik Kazım) Sağol Civanım ya. Sen de olmasan varya. Sayende biraz keyfim yerine geldi. Ama bugün işe bayağı geç kaldım. O yüzden fazla kalamıycam.

- (Civan) Niye böyle keyifsiz duruyon onu söyleseydin bari. Yapabileceğimiz bir şey var mı?

- (O.K.) Sağol Civanım. Her zamanki şeyler işte. Yengen biraz başımı ağrıttı dün gece de.

- (Civan) Hmm. Mevzu derin desene. Neyse görüşelim bir ara o zaman. Dertleşiriz.

- (O.K.) Tamam. Ararım ben seni.

Kazım, kahvesini hızlı hızlı yudumladıktan sonra işin yolunu tutmuştur. Tabi az da olsa rahatlamış, keyfi yerine gelmiştir. Civan, en sevdiği arkadaşıdır ve O'nun vücudunda hiçbir yapay unsur bulunmadığını bu şekilde ulu orta dillendirmesi, hatta Organik Kazım diye hitap etmesi oldukça hoşuna gitmektedir. Böylece sabahki gerginliğini bir nebze de olsa üzerinden atabilmiştir.

- Am.Avr.Asya Teknoloji Grubuna Hoşgeldiniz.

D.Ö.TEŞ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin