Bölüm 7: Nasıl İstiyorum Seni...

1K 29 199
                                    

Edip Merve'nin durulduğunu anladı. Öfkesi dinmişti, bir hoş bakıyordu gözlerine. Bu halini fırsat bilip bir elini usulca beline doladı, tepki vermemesi üzerine koluyla yavaş yavaş daha sıkı sarmaya başladı. Merve gözlerini dikmiş, soluksuz Edip'e bakarken, dudakları sanki hala boynunda dolanıyormuş gibi içi titriyordu. "Öp beni" dedi içinden. "Öp beni... Lütfen..." Gözleriyle anlatmaya çalıştığı duyguları, kafese ilk kez konup da kurtulmak için çırpınan kuşlar gibiydi. Edip ise bir şey demeden hafif ve davetkar bir tebessümle Merve'yi adeta gözleriyle yerken, aslında ondan bir adım bekliyor, ruh halini anlamaya çalışıyordu. "Nasıl istiyorum seni Merve... Nasıl deli ediyorsun..." diye geçirdi içinden, parmağını yanağında gezdirirken. Onun bu baştan çıkarıcı yakınlığına karşı koymak çok zordu. Karşısında durmuş çaresizce bir tepki vermesini beklerken, sardığı belini "hadi" dermişçesine hafifçe sıktı ve Merve'yi vücuduna doğru bastırdı. Edip'in hareketiyle Merve'nin istemsizce gözleri seyirdi. Bir şey diyecekmiş dudaklarını araladıktan sonra bir anlık duraksamanın ardından yutkundu. Dudaklarını ıslattı. Alçak ve oldukça sakin denebilecek bir ses tonuyla konuşurken, gözlerini Edip'ten alarak başını yana çevirdi.

"E-edip, tamam."

Merve zaten buraya gelerek yeterince küçük düşmüştü. Daha fazlasına gerek yoktu. Edip'e olan zaafını artık reddetmese bile, bunu ona göstermek istemiyordu. Talepkar bakışlarını düşününce Edip'in onu öpmediğine memnun oldu, deli gibi istiyordu çünkü onu, biliyordu, karşı koyamayacaktı. Ama kalbinden geçenleri susturmayı, kendini çabucak toparlamasını da çok biliyordu, en iyi yaptığı şey değil miydi bu zaten? Üstelik kendine hala hakim olabilecek kadar kızgın sayılırdı hala. Sabahtan beri yaşadığı kabus gibi gün için Edip'i suçluyordu ve bu bile tek başına yeterdi belki. Bu sebepten de sırf ona istediğini vermemek için kendi kendini gaza getirdi. Ve içinde yükselen duygularını gururu bastırırken, her şeyin mümkün olduğu o kısacık andan koparak yavaş yavaş dünyaya döndü.

Merve'nin bakışlarını çevirmesi üzerine Edip elini yanağından çekti, Merve'ye dayadığı vücudunu da yavaşça serbest bıraktı, ama onu bırakmak istemiyordu. Yine de iradesine yenilip yanlış bir şey yapmak istemediği için, kendine hakim olarak kolunu gevşetti. Merve de ellerini temas etmeden, geri çekilmesini desteklermiş gibi Edip'in göğsünün üzerine götürdü. Edip'in bırakası yoktu. Diretene kadar belini sarmaya devam ettiyse bile, Merve'nin parmak uçlarıyla göğsünden iterken yüzüne bile bakmadan çekilmesini istediği vakit, gönülsüzce elini belinden çekti.

"Edip tamam dedim!"

Edip Merve'yi bıraktığı gibi düşünceli bir ifadeyle geri çekildi ve eliyle kanepeyi işaret ederek konuştuktan sonra yanından ayrıldı.

"Tamam... Sen geç otur, ben sana sıcak bir şeyler getireyim."

Merve ayak sesleri kesilene kadar kafasını öbür yana çevirmedi. Edip'in tamamen odadan ayrıldığından emin olunca, ceketini çıkarıp kenara astıktan sonra kanepeye oturdu. Aslında ona böyle davrandığı için kendini çok kötü hissetmişti, ama öylesine derin bir anın üzerine gözlerine bakmaya bile cesareti yoktu. Yine çok yakınlaşmışlardı. Çok tehlikeliydi bu yakınlık, git gide daha deli bir hal alıyordu. Hele ki dün gece yaşananlardan sonra, git gide karşı koyması daha da zorlaşıyordu. Edip'le kendilerinden geçmişçesine öpüştükleri anları düşündü. Vücudunda gezinen elleri... Dudaklarının ilk teması... Nefesine karışan sıcak nefesi... Asla pişman değildi, aksine, her düşündüğünde içi eriyor, her bir anı yeniden yaşıyordu sanki. Ama düşündükçe de çıldıracak gibi oluyordu. Serhan'ın hayatında bir kadın olduğuna emin olduğu zaman yaşadığı hayal kırıklığını hatırlayınca kendini bir çıkmazda buldu. İçi sıkıldı. Çünkü onu aldatmış olsa bile belki hala evli olduklarından, belki de Mila yüzünden, kendini hala Serhan'a karşı sorumlu hissediyordu. Hem Merve Aksak kendini öylece aşkın kollarına bırakamazdı. Aşk en büyük zayıflık, insanın elini kolunu bağlayan en güçlü zaaf, sonu olmayan bir derin tutsaklık... Ona hayatının en büyük acısını yaşatan da bu değil miydi? Edip değil miydi? Yirmi sene sonra göz göre göre uçuruma yürüyordu. Olmazdı. Kalbinden geçenleri bastırdıkça, böyle bir yerde Edip'le bulunmaktan bile rahatsızlık duyuyor, mantığının sesi her şeyi bulandırıyordu. Oysa dün gece ne kadar tatlıydı... Her şey ne kadar sıcaktı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Edip&Merve | EdMer🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin