0.0

784 8 1
                                    

Şemsiyemin kontrolünü çoktan kaybetmiştim.Ve artık ıslanmak umrumda değildi.Hızlı adımlarla bir binanın altına sığınıp yağmurun dinmesini beklemekten başka çarem yoktu.
"Kusura bakmayın şarzım bitti annemi araya bilirmiyim?"
Sözcük kullanmak yerine direk telefonumu uzattım. Küçük bir tebessüm atarak önüme döndüm.
"Annem bakmadı telefona. Yinede teşekkür ederim."
"Önemli değil ""
Diyerek yanından ayrıldım. Arkamdan ayak seslerini duydum ve duyduğum şey yanımda belirdi. Şemsiyeyi kafamın üstüne getirerek "Çok ıslanmışsın "
"Hayır gerek yok" diyerek şemsiyenin altından ciktim. Tekrardan şemsiyeyi bana doğru uzatınca
"hasta olucaksin"
"Islanması seviyorum" kolundan tutup daha da altına sokarak ve kendine yaklaştırarak
"peki o zaman şemsiye senin olsun"diyip şemsiyenin altından çıktı. Yanımda yürümeye başladı.
"Islanmayı sevmediğini biliyorum"
"Nereden ?"
"Daha demin şemsiyen kırılınca yaptığın paniği gördüm ,saçlarını saklamaya çalışıp kollarını birbirine bağlayarak hızlıca yürümeye başladım "
"Her yer sisti nasıl gördün beni?"
"İnsan görmek istediğini görüyor galiba. Neyse numaramı kaydettim akşam yazarsın"
Biraz uzaklaştıktan sonra arkası dönük bir şekilde "şemsiyeme iyi bak bir dâki yağmurda sen bana getirirsin ödeşiriz" Yüzümde gülümseme vardı mutlu olmuştum böyle davranmasına.
"Nereden kaldın Hazal ! Bu yağmura yavaş yavaş yürüyosu. Çabuk adımlarla arkamdan hızlıca gel"
Emir veren abim Oğuz...
Ve her seferinde onun emrinin altı da kalan ben...

*_*_*_*_*_*_*_*_*__*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*__*
Oğuz niye araya giriyor olum diyen +
Kız ıslanan taş gibi çocugun kalbini niye kiriyosun diyen+
Yazar bu bölümü beğendim devam ve diyen +

Abimin DüşmanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin