Bu temin bi kaç aya evlenicez mi dedi bana mı öyle geldi bu orangutan kendini fazla kaptırdı heraldde ben bunla evlenicem hee öylemi yav he he canım amin diye düşünürken figen teyzenin sesiyle kendimi geldim
"Hayalcim iyimisin kızım "
"Ben evet evet iyiyim figen teyze sadece boğazıma gitti et parçası " dedikten sonra oğuza baktım tıkanmamım nedenini bildiği için piç gülüşünü bürümüştü bile yüzüne masanın altından ayağına bir tane çakmamla acı içinde anırması bir oldu hahaha yaşasınkötülük yüzüme bende aynen onun gibi piç gülüşümü yerleştirip önüme döndüm
"Şey pardon masaya vurdurdumda ayağımı" deyip önüne döndü oğuz kızdığı belliydi ama banane hep o mu bana yapıcak böyle şeyleri
"Annecim ben sizi eve bırakıp gelicem hayalle biraz gezicez ne zamandan beri fırsat bulamıyoruz okullar falan " deyen oğuzun sözleri üzerine sandalyeye çakıldım resmen işte şimdi yandın hayal
"Peki oğlum nasıl istersen hatta biz direk taksiyle gideriz tekrar dönüp durma yollarda "
ah be figen teyze oldumu şimdi bu oldumu senide seviyorum bu arada annelerini bir taksiye bindirip yanıma geldi hesabı ödeyip kalktık restorandan yol boyunca hiç konuşmadık taki ben sessizliği bozana kadar
"oğuz konuşmamayı sürdürmeye devam mı " gene cevap yok daha fazla zorlayamam yani burda trip atması gereken benim o değil . arabayı öyle bir durdurdu ki kafamı cama vurdum şuan ne halde bilmiyorum
"Yavaş olsana ayı kafamı.."
"Sus ve in hayal ."
neydi bu ciddilik ayağına vurmama kızıyosa söyliyim abartı dan başka bi bok yok ortada
neyse indim arabadan uçurumun dibindeyiz karanlık tı hemde zifiri korkuyorum yetmezmi
"Oğuz bak ben ayağına şakasına...."
"Hayır hayal sorun o değil sen çok hafife alıyosun "
"Neyi "
"Bİ bokuda anlamıyomusun" noluyo şimdi yyaa laflarımı bitirmeme izin vermez
"Asıl sen hiç bişey anlamıyosun "
ayy ne dedim ben hayal sen neden eskileri karıştırıyosun ne cevap vericeksin sen
"Ben neyi anlamıyorum ne demek istiyosun "
"Her şeyi gözünün önündekini değerini hiçbişeyi anlamıyosun sana yardım ediyorum ve karşılığı bumu " diye kükredim resmen
"BAĞARMA !!!" BU BENİ BASTIRMIŞTI
"Asıl sen bağarma ne sanıyosun kendini ya oyuncağınmıyım ben senin her gel dediğinde gelen git dediğinde giden pardon canımda sen kimsin nerden buluyosun bu yetkileri "
"Hayal sakin ol ve ağlama " o ana kadar ağladığımın farkında bile değildim
" Sakin falan olamam yeter bendeki de can temizlik dedin yaptık rol dedin yapıyoruz tabi bunların bi karşılığını beklemiyorum karşılık beklemeden yapmıştım ama bu yaptıkların da olmamalıydı " diye yine bağardım
oğuz sakinleşmişti imkansız bi biçimde geldi ve bana sımsıkı sarıldı ve çok kısık bi sesle
" sana her anlamda ihtiyacım olduğunu söylemiştim komşum" ya hani nerde teminki anıran orangutan he nerde
" Sende karar ver kızgınmısın değilmisin komşum :D " deyip bende sarıldım evet doğru duydunuz ben hep bu anı beklemiştim uzun yıllar sonra kokusunu içime çekme fırsatı bulmuşken çektim hakim olmadım kendime uçurumun kenarına oturup sabahlamaya karar verdik ama hava serinledi ve elbise kısaydı bi taraflarım dondu yeminlen
"Oğuz "
"Efendim aşkım..."
"Aşkım derken "
"Ben pardon komşum ya role çabuk alıştımm sanırım ağzımdan kaçtı "
hoşuma gitmişti ama genede sormam gerekirdi
"şey gidelimmi ben üşüdüm de " dememe kalmadan ceketini verdi ben bu çocuğa aşığım galiba
"Hadi kalk gidelim madem " arabaya bindik ve nihayet eve gelebilmiştik
kapının önüne geldiğimizde ceketini uzattım aldı ve
"Sağol " diyerek yanağıma öpücük kondurup gitti bu kadarmıydı sadece sağok deyip gitti sabah hapşurarak uyanmakta apayrı bir güzellikti hani bide bunun üzerine telefon çalmasın mı
"Alo oğuz rüyandamı gördün canımm hayırdır "
"Evet bitanem bende seni çok özledim "
anlaşıldı yanında ailesi vardı
"ne var ne istiyosun "
"Öyle deme aşkım bende seni çok seviyorum "
Haydaa ne diyo bu salak beni iyice sapık yapıcak
"Seni dinliyorum oğuz "
"Kahvaltıya geliyoruz aşkım muhteşem şeyler hazırlayacağını biliyorum öptüm" deyip kapadı öküz telefonu ne halt edicem ben şimdi hemen kalkıp evi toparladım çok zor oldu ama neyse toplamayı bitirdikten sonra mutfağa geçip patatesli omlet yaptım çayı koydum domates ve salatayı kestikten sonra krep yapmayıda ihmal etmedim normalde hayatta birçok çeşit yapmam ama bugün önemli aşaya inip börekçiden de kıymalı börek aşdıktan sonra direk yukarı çıktım ve hazırladıklarımı servis tabaklarına koyup masayı hazırladım salam ve kaşarlarıda kestikten sonra hazırdı kahvaltımız tabi ben hazır değildim hemen odama geçip gri pijamamı üstünede nar çiçeği tişörtümü geçirip saçlarımı at kuyruğu yaptım o sırada kapı çaldı gelmişlerdi onlarda spor giyinmişlerdi kahvaltı etmeye başlamıştık ki figen teyzenin sorusuyla gene tıkanmanın eşiğinden döndüm
"Evlilik hazırlıklarına ne zaman başlıyoruz"
hadi buyur burdan yak
"EE şey figen teyzecim biraz acele etmiyormuyuz "
tam figen teyze cevap verecekken oğuz çatalını sertçe bırakıp kalkıp gitti masadan ne olduğunu anlayamasamda merdivenlerde depar atarken buldum kendimi bende peşinden gidiyormuşum meğer ormanın içinde yetiştim ona ve kolundan tutup kendime çevirdim
"Sen ne yaptığını sanıyorsun öyle çekip gitmekte ne "
"HE sen öyle salakça cevap verirken iyi ben kalkıp gidince kötü öylemi hayal hanım "
kükremişti resmen altta kalamazdım haklıydım
"NE dedim ki oğuz aa hemen başlayalım evlenelimmi deseydim oyun oynamıyoruzmu cevabımda bi anormallik yok " bu afıma iyice sinirlenmişti oğuz elini yumruk yapmasından belliydi herşey
"Ben artık bişey demiyorum hayal ne de olsa oyun dimi sende bu oyunda umrumda değil " deyip çekip gitti ben kimin umrundaydım ki zaten gözümden akan yaşlara engel olamıyordum kötü bişey dememiştim ki ormanın içlerine oğru ilerledim ir ağaç bulup önüne uzandım gözlerim kapaınyordu açamıyodum sanırım tansiyonum düşmüştü .......