Okulun partisinin üzerinden bir hafta geçmişti biz ne mi yapmıştık neler yapmadık ki sinemaya gittik başbaşa yemekler yedik çocuklar gibi eğlendikk gece yarıları sokaklarda içip içip bağardık ve bir ton azar işittik demeyi o kadar çok isterdim ki anlatamam ama şu bir hafta boyunca oğuzla toplasan 5 kere falan görüşmüşüzdür çünkü okulun son haftası ve artık tüm derslerimi vermem gerek projeler falan sıkıştık oğuzunda durumu benden farksız değil hanii o kadar çok sıkıldıkkii anlatamam
Sabah alarmın kuakların pasını silen sesiyle uyandım (!) hemen apar topar banyoya ordan odama geçip kırmızı dar paça bilekte biten pantalonumu üzerindene japone kollu beyaz gömleğimi giydikten sonra saçlarımı maşayla hafif şkkillendirip mutfağa yöneldim biraz ekmeğin arasına salam peynir falan itekleyip sallama çaylardan hazırlayıpp dolanırken yedim tam evden çıkarken telefonumu odada unuttuğumu fark ederek gerii döndüm en sevmediğim şey yeniden çıkıp ayakkabılarımı giydiğimde üzerimde gezinen gözleri farketmemek mümkünmü hele şu okyanus kokusunu kafamı kaldırıp yukarı doğru baktığımda merdivenlere dayanmış beni izleyen oğuzla karşılaştım bu kadar yakışıklı olmak zorunda değil di dimii o da kırmızı pantolu ve beyaz gömleğiyle kusursuzdu da anlaşsak böyle giyinemezdik heralde merdivenlerden inerek yanıma geldi ve belime ellerini dolayarak kendine çekti ve günaydın öpücüğümü dudaklarıma tahsil etti ah işte bu dayanılmazdı
"G"ÜNAYDIN "
"İşte gün şimdi gerçekten aydın oldu " diyerek elimi sıkıca kavradı ve okula doğru yol aldık gönül isterdiki başka biyerlere yol almayı ama maalesef
okula geldiğimizde bizim tayfanın yanına gittim tabi oğuzdan ayrılıp _zorlada olsa _ hazalın yanına sandalye çekipp muhabbeti anlamaya çalıştım he bu arada hazal artık benimle gelmiyor hem bizim yanımızda olmamak adına hemde denizle geliyorlar bahane bizdik bunu kabullendik masadaki dönen muhabbete dönünce 1 ay sonra bizim klübün roma gezisi varmış 1 haftalık yaşasın bunu kaçıramazdıkk roma aşkın şehri kesin gitmeliydikte oğuzu nasıl ikna edicez inşallah öyle bişeye gerek kalmazda kendiliğinden gelir kahvelerimizi içip masadan kalktım saat 12 iydi ve benim dersim var bu sıcaklardada hiç çekilmiyor dersten çıktıktan sonra ders çalışmak için sessiz bir yer aramaya koyuldum bahçede hiç yer yoktu maalesef mecvur içeri tıkılıcktık kütüphaneye baktım kimsecikler yoktu işte aradığım yer diyerekten masalardan birine oturdum açtık kitapları ve testleri çözemediğim soruların konularını yeniden bakıp öyle çözmeye çalışıyorum eh ilk okul değiliz ama üniversitede de işler böyle çözemediysen çözme yolunu bul salih hocanın lafı kapının açılmasıyla tüm sevincim suya düştü n güzel tek bir şekilde ders çalışıcaktım ama olsun tapulu yerim değil ya diyerekten ders çalışmaya devam ettim ama içeri giren kişinin ellerini belimde hissedene kadar ufak bir çığlık atıp tepinmeye başladıktan sonra ellerin ve bu muhteşem kokunun kime ait olduğunu anlamam çok zaman almadı
"Manyakmısın oğuz psikopat gibi giriyorsun sessiz sessiz "
"2 DK romantik olayım dedim ama olmadı " deyip dudaklarını buruşturduktan sonra dayanamayıp dudaklarına minik bir buse kondurdum
"Bu kadarmı " memnun da edemiyoruz
"Bu kadarıda olmayabilirdi canım buna dua et "
"HAyır olurdu dayanamazdın aynı benim dayanamadığım gibi "deyip dudaklarıma yapıştı ilk baş şaşırdım ilk defa böyle öpüyordu ama nazik uyarısıyla kendime geldim
"Karşılık vermeyi düşünüyormusun " deyip yeniden yapıştı dudaklarıma
birden kapınıın açılmasıyla neye uğradığımızı şaşırdık gelene bakınca rahat bir nefes aldım allahtan gelenler bizim kızlardı başkası olsaydı
