Telefonun sesiyle uyandım.Arayan Austin'di.Oh hayır!Hiç sorunum yokmuş gibi bir de bu!Austin benim erkek arkadaşımdı,bana çok değer veriyor,çok seviyordu.Ama ben ona olan sevgimi yitirmiştim.Onunla ayrılmayı onlarca kez denemiştim fakat başaramamıştım.Onu seviyordum ama kesinlikle aşk değildi bu.Austin'i kırmak isteyeceğim en son şeydi sırf bu yüzden ayrılamıyordum ondan.Onu kırmaktan çok korkuyordum.Ama bu şekildede olmuyordu.O bana ilgi gösteriyor,kıskanıyor,hediyeler alıyordu.Ben ise...Birde ayrılamadığım aşkın yükü bindi omzuma.Telefon artık çalmıyordu.Yataktan kalktım,kızlar kahvaltı ediyordu.Emma,Amy ve Jennifer oturmamı işaret ettiler.Mutfak topluydu.Aslında bu şaşırtıcıydı çünkü hiçbir zaman toplu olmazdı.Merakla sordum;
"Mutfak toplu,vay canına kızlar beni gerçekten şaşırtıyorsunuz."
Kahkaha attık.Emma merakla;
"Bugün bir planın var mı?"
"Allison ile buluşacağım."
Hepsi çok şaşırmıştı.Amy;
"Allison mı?Buluşacak kadar yakın olduğunuzu bilmiyordum doğrusu."
"Dün okuduklarıma inanamazsınız."
Her şeyi anlattım.Kızlar çok şaşırdılar ve okula gidecekleri için kalktılar.Jennifer;
"Sen gelmiyor musun?"
"Austin ile karşılaşmak istemiyorum."
"Sana inanmıyorum!Hala konuşmadın mı?"
"Jennifer korkuyorum,onu kırmaktan çok korkuyorum."
"Tanrı aşkına Emily,başkalarını düşünmekten vazgeç,Austin'i üzmemek için kendini paramparça ettiğinin farkında bile değilsin."
"Neyse.Hadi gidin hazırlanın geç kalacaksınız."
"Austin'i görürsek ne diyeceğiz,"
"Ben birazdan onu ararım."
"Peki tatlım"
Kırk beş dakikalık hazırlanma süreci sonrasında sonunda evden çıkabildiler.Evi hafiften toparladım ve Allison'ı aramak için telefonu elime aldım.Austin arıyordu.
"Emily!"
"Efendim."
"Telefonuma neden yanıt vermedin senin için endişelendim tatlım."
Sanki hiç suçlu hissetmiyormuşum gibi dahada dibe batıyordum.
"Üzgünüm duymamışım,bugün okula gelemeyeceğim."
"Neden?"
"Halletmem gereken bir iş var."
"Ne işi bu?"
"Tanrı aşkına Austin beni sorgulamak için mi aradın?"
"Özür dilerim.Ben öyle demek istememiştim.Her neyse.Benim kapatmam lazım.Seni seviyorum."
Boğazım düğümlenmişti.Aslında söylediği "Seni seviyorum" benimde söylemem gerektiği anlamına geliyordu.Gözümden bir yaş süzüldü.
"Emily,orda mısın?"
"Burdayım,bende"
"Ne bende?"
O cümleyi söylemem gerekiyordu.
"Bende seni seviyorum,hoşçakal"
Bir çırpıda telefonu kapattım.Yanağımdan delicesine yaşlar süzülüyordu.Artık Allison'ı aramam gerekiyordu.Aradım.
"Allison?"
"Allison burda yok."
"Siz kimsiniz?'
"Bilmen bir şeyi değiştirmez."
"Anlamadım?"
"Kendine dikkat et."
Telefon kapanmıştı."Kendine dikkat et" cümlesini duyduktan sonra o bankta yaşadıklarım aklıma geldi.Bu cümleyi yeterince sık duyuyordum.Peki Allison nerdeydi?Bugün buluşacağımızı biliyordu.Bir yere gideceğini sanmıyordum.Peki telefondaki o ilginç kişide kimdi?Neden tuhaf tuhaf cümleler kurmuştu ki ve insan tanımadığı birisine neden "Kendine dikkat et." desinki?Kafam allak bullak olmuştu.Öte yandan Austin ile bugün konuşacaktım.Buluşma olsun istemiyordum çünkü bu onu daha çok hayal kırıklığına uğratacaktı.Okul çıkışında eve gideceğini biliyordum ve oraya gidip bu işi bitirecektim.Söyleyeceğim cümleleri düşünmem için okul çıkışına kadar vaktim vardı.Nasıl söyleyecektim ki?
''Austin ayrılalım?"
Hayır olmaz.
"Austin ben seni artık sevmiyorum."
Evet iyice saçmaladın Emily.Pat diye söyleki çocuğun kalbine insin(!)
Off.Çok bunalmıştım ve vakit öldürmenin yollarını arıyordum.Kitap okumak.Tabi ya!Kitap okuyabilirdim.Bu çok iyi bir fikir.Bir saatim kitap okumakla geçti.Fakat vakit bir türlü geçmiyordu.Yelkovan ve akrep yerinden kıpırdamamak için yemin etmişti sanki.Belkide Austin'in evinin yakınlarında bir kafede vakit geçirebilirdim.Bir iki saat daha evde oyalandıktan sonra Austin'in evinin tam karşısındaki kafeye oturdum.Hava biraz soğuktu.Sıcak çikolata içmek sonbaharda harika bir fikirdi.Fincanı iki elimle kavradım.Bir yudum daha aldım.Kafamı kaldırdım ve gördüğüm manzara karşısında şok oldum.
![](https://img.wattpad.com/cover/11733884-288-k111959.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şanssızdım.Nefret ediyorum bundan.
ChickLitŞanssız bir kız ve yaşadıklarını ele alan bir hikaye