Beni tanimiyordu kesinlikle. Çünkü ben oyle herkese sans tanimam tanirsam ve o kisi şansını kaybederse 2.sans onun için 1.sans ile gitmiş bitmiştir. Ben sadece ilk aşık oldugum kisiye 1den fazla sans tanıdım ama her verdiğim şansı gotune sokmayı başardı. Olaya olumlu yönden bakarsak ilkinde yaralayan ikincisinde öldürebilirmis bunu öğrendim aslında onun sayesinde çok şey öğrendim o beni değişirdi, insanlara karşı kötü bana göre iyi yönden. Ayrıca "SENI ASLA BIRAKMICAM" laflarına gülüp geçiyorum hep böyle oldu böyle devam edecek. Masallardakiler bile gercek ask değilken bu neyin "gercek" askiydi? artık sizde beni az çok tanıyor gibisiniz ask meşk işlerine uzak olumsuz, soğuk biriyim ama sevdiğim kişiler içinde herşeyi yaparım boyleydim ışte değişik.
"Tamam yakışıklı falan ama yani çok havalı birşey sen bunu öldürürsün hapse girersin falan sakin" ve yine gülüyorduk ama aklıma takıldı "seni seçtim" neydi onlar oyle gulmemek icin zor tuttum kendimi hem ayrica annen sana oyuncak almıyorsa benim suçum ne?
"Nisa hadi bize gidelim"
"Çok güzel olur"
"Yuruyerek gidelim mi?"
"Ne kadar uzaklıkta"
"Pek yakın değil ama vakit gecirmis oluruz ışte olmaz mi?"
"Olur ben hesabı ödeyip geliyorum"ve gitti
Hayır demedim çünkü o benim Macupicumdu bunlari düşünürken güldüm ve kalktım Nisa bana doğru yavaşca geliyordu. Arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
"Beklemek hani güzel bişey"
"Yok ya ben sevmem"
"Iyi peki tam olarak ne kadara varırız?"
"30dakika veya 45dakika bilmiyorum."
"Peki"
Daha yola çıkalı 20 dakika olmadan oflamaya başlamistik cok sicak ve yorucuydu. Dayanamayip önümüze çıkan ilk kafeye girdik. 15 dakika yürüme ve 30 dakika dinlenme. Yeni rekor. Nisayla sıkılınca disari çıktık kafede bulunan klima bizi hayata bağlamışken ondan uzaklaşmak çok kötüydü serinlik varken sicaklik mi? Asla. Kışi severim ben yazı değil. Kafeden cikma sebeplerimizden biri ise her dakika başı tekrarlanan sohbetimizdi.
"Naber"
"Iyi"
"Naber"
"Iyi" böyle bayagi vakit kaybetmiştik.Yola döndüğümuzde bize doğru gülerek gelen ruh hastasi arkadaşımızi gördük tam bi Selena Gomez delisi. Ruh hastası dediğime bakmayın oda bizim gibi sağlıklı ama bilirsiniz oyle ışte. Cok severim onuda zaten ortaokulda belirli bir grup vardı 7.sınıftayken ama ben Begüm Öykü 4.sınıfta tanisip arkadaş olmuştuk. Biri daha vardi 4.sınıfta ama o İngiltere'ye taşındı, evlendi. Ben maziye gidip mutlu oluyorken Öykü her zaman hatirlayacagim ve asla unutamadigim gülüşü takındı bu bir nevi "piç gülüşü"dur hani herkesin yaptığı.
"Miray ve Nisa"
"Öykü" aynı anda Nisayla
"Napiyorsunuz lan burda?"
"Biz yeni taşındık"
"Bizde" dedim Nisaya destek verircesine.
"Süper o zaman"dedi
Ağlayacak gibiydim çünkü onu çok özlemiştim.
"Evleriniz nerede?"
"Nisa bize geliyor istersen sende gel"
"Tamam ama bir dakika"
Eliyle bir arabaya işaret gönderdi. Araba bize doğru gelirken
"Bu sicakta yurumeyelim kuzenim bırakır bizi"
Araba bize yaklaşırken içimde anlayamadigim kötü bir his oluştu.Araba iyice yaklaşti ve durdu hani şu filmlerde hep gördüğümüz iniş vardirya once ayakkabisi bacaklari falan sonra vücudu ve en son havalı bir şekilde erkeklerde;bakış attığı Kadınlarda ya saçını duzelttigi yada saclarini savurdugu sahneler falan ama Öykü'nun kuzeni yapmadi çünkü arabadan inmedi. Biz arabaya gittik. Doğal olarak Öykü öne oturdu Nisa kaldırım tarafindan, bense yol tarafindan bindim. Arabaya bindiğimde Öykü'nün kuzenine baktim hoş biriydi yani sempatik tipli biri.
"Kızlar üzgünüm bu kuzenim değil"guldu demekki kuzeni ya suanki şoförden daha iyi yada daha kötüydü.
"Miray"yine ayni gulus yuzundeyken.
"Öykücum şu piç gülüşünu bi kenara bırakır misin?" bu sefer 4kisi birden guldu
"Sana kuzenimi ayarlayabilirim böylece biz şey oluruz şey"sözünü tamamlayamadi cunku bilmiyordu açıkçası bende. Sahi o ne oluyor kuzeninin eşi değişik.
"Bakariz bebeğim"
"Seni biliyorum. Boy, tip, tarz falan ama bana güven bu tam senin aradığın tip"
"En önemli boy tabiki"tekrardan gülduk çünkü bu devirde Türkiye'de uzun erkek pek yok buda gerçekten sinir bozucu bir durum.
"Istersen ariyim oda size gelsin olmaz mi?"
"Olabilir aslında ama gelirken film alsa daha iyi olur"
"Film mi ? Benim kuzenimle? Eğer seni beğenirse"sustu
"Ne ? Beğenirse ne?"
"Sinema ortamı hoş olmayabilir azicik" Azicik bu kelimeyi her zaman çok yerine kullanırız neden bilmiyorum ama oyle bizde bu şekilde anlaşabiliyoruz.
"Sanmıyorum"
"Bakicaz bebeğim"
Bizim ev görünüyordu evin yolunu tarif ettim o sırada bu durumdan faydalanan Öykü kuzenini aradi tasarruf bi nevi bir taşla iki kus yani.
Evin önünde indik Öykü eve goz attıktan sonra kapıya gittik. Anahtarlari çıkarıp kapıyı açtım yavaşça açıldı. Kızlara odamı tarif edip mutfağa gittim. Mutfakta tabaklari hazıarken mesaj geldi.
*Nerdesin çabuk ol*
*Sakin olun Nisa geliyorum*
*Peki hızlı ama*
*Tamam*
Hemen tabaklara geri döndüm yaklaşık 15dakikadir mutfaktaydim ve hala işim bitmemişti. Tam tabaklara meyveleri yerleştirirken iki eli karnimin üstünde hissettim ve bir vücut tam arkamdaydi ve sarılıyordu ama kimdi bu? Öyku diye düşündüm ama oje yoktu. Erkekti bu ama kimdi ? Hemen beni sarmaşık gibi saran kollardan kurtulmaya çalıştım.
"Şşş sakin ol bebeğim"
"Buraya nasil girdin?"
"Öykü kuzeninin geleceğini söyledi diye biliyordum? hatta sende onaylamistin sanki?"
"Evet ama"
"Kesinlikle"
Tezgahin üstündeki elmayı alıp mutfaktan cikti.
"Odan nerdeydi?"
Buna cevap versem mi bilmiyordum eğer soylemezsem benimle kalırdı veya evi karıştırırdi bu yüzden odamı tarif ettim. Sonuçta evimdeydi ve Öykü'nun kuzeniydi. Merdivenleri çıkarken onu izledim aslında Öykü'nun dediği gibi tam aradığım kisiydi ama tabiki gidip kollarina atlamayacaktim.