Bir Bağımlıya Aşık Olmak

1.Bölüm

Niye bu kadar geç geldi bu bölüm değil mi ? Ben 2.kitap çıkacak dedim her şey güzel tamamda ben kurguyu tam yapmamışım :D Ana tema kafamda neyse işte  yazalım görelim ne çıkacak .Biraz şu kötü çocuk havaları esecek gibi ama merak etmeyin hikayenin kurgusu ben kadar özgün ve sıradan kötü çocuk iyi kız durumu yok :D Neyse umarım bu hikayeyide sever ve takip edersiniz seviliyorsunuzz :D <3  

Multimedia :Bianca'nın kıyafetleri

Avril Lavigne -Bad Girl Dinleyin bence hikayede de geçecek hızlı giriş yapacağız :D

  Oturduğum yerde alık alık sahnedeki çocuğa bakarken elimi çenemin altında birleştirip birkez daha iç çektim.Beni hayal aleminden kurtaran Ashley'in gözümün önünde sallanan eliydi ''Heyy aşık kız biraz daha çocuğa bakmaya devam edersen seni burdan sürükleyip çıkaracağım'' dedi.Yüzümü buruşturup ona baktım ''Sen ne anlarsınki aşktan.''dedim ve sahnede beni sesiyle büyüleyen Matthew Brooks yani benim aşık olduğum varlığımı dahi bilmeyen çocuğa hülayalı bakışlar attım.

    Ashleye döndüğümde bana onaylamaz bakışlar atıyordu ''Onunla konuşabilirsin Bianca çocuk bir metre ötende .''sızlanıp ona baktım ''Ama ben özel olsun istiyorum hatta yarın Will ile asıl söylediği bara gideceğiz.''diyip ellerimi çırptım.''Hayret Will ile nasıl başardın ?''dedi ve güldü ''Biricik sevgilisini ayarttım oda gitmek isteyince oldu.'' dedim ve güldüm.Will benim abimdi kendisiyle aramızda yalnızca 3 yaş vardı ve cidden yakışıklıydı. 

 Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum ben Bianca Leka yarı Amerikan yarı İtalyanım.Öyle işte neyse kendimi tanıtamıcam.''Sende gelsene Ash .''dedim o gelirse daha rahat olabilirdim.''Üzgünüm randevum var şekerim.''dedi ve güldü.Ash iyi kızdı hoş kızdı ama aşka inanmazdı o yüzden çanta değiştirir gibi sevgili değiştiriyordu.Bense son 6 aydır aşıktım ondan öncede öyle çok kişiyle çıkmamıştım biraz utangaçtım işte.

  ''Neyse kalkalım artık kahvende soğudu bende sıkıldım.''yerinden kalktı ve bana bir şey demeden kasiyere cilveli bakışlar atıp hesabı ödedi .Bense sahneye son bir bakış atıp kendimi dışarı attım.Mayıs ayında olmamıza rağmen esiyordu.Kısacık şortum yüzünden bacaklarım üşümüştü.Ash sonunda çıkabildiğinde ''Erkekler çok aptal''dedi ve kahkaha attı bense göz devirmekle yetinmiştim.

   Evim ve evinin yollarını ayıran ana yola gelince birbirimize el sallayıp vedalaştık.Olabildiğince hızlı şekilde iki katlı evimizin olduğu siteye yürüdüm.Kendimi eve attığımda derin bir nefes aldım.Annem ya da babam yoktu.Zaten bizimle pek ilgilenmez hep iş düşünürlerdi .Bir iş sayesinde tanışmış böylece italyan -amerikan bir şirket kurmuşlardı.Aşırı değil ama  zengindik.Bizi seviyorlardı ama meşgullerdi.

  Mutfağa ilerlerken Will'de altında bol eşomanı ve üstü çıplak şekilde aşağı iniyordu.Cidden yakışıklı bir abim vardı.Beni görünce sırıttı ve ''Naber ufaklık ?''dedi.Kaşlarımı çatıp ''Hey ben 18 yaşındayım nerem ufaklık ?''dedim.Kolunu omzuma atıp beni mutfağa sürüklerken ''Sen her zaman benim ufaklığım olacaksın .''dedi ve güldü.Arada çekilmez olsada seviyordum abimi.İkimizde annem gibi kumral olsakda onun çikolata kahvesi gözleri benimse mavili-yeşilli gözlerim vardı.

  Mutfaktaki küçük masaya tabak ve bardak koyarken oda hazır pizzayı ısıtıyordu.Meyve sularını bardaklara boşaltıp masaya karşısına oturdum.Bol kahkahalı yemeğimizden sonra tabak ve bardakları yıkayıp kendimi yatağıma attım.Kulaklıklarımı takıp rastgele bir şarkı açtım.Tabiki Matt'i yani Matthew'i düşünüyordum.Farkına varmadan uykuya daldım. 

                                    ^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^_^^

     Evet bugün büyük gündü yani onu hep uzaktan takip etmiş birkaç kez asıl çaldığı bara gitmiştim tamam sadece kapıdan baktım diyelim ama bugün onunla tanışmayı planlıyordum.Evden çıkmamıza 1 saat vardı ve ben daha giyinmemiştim.Dolabımı hızla açıp kot şortumu onun üstünede beyaz sıfır kollumu giydim.Çok severek aldığım kahverengi botlarımı giyince tamamdım.Zaten düz olan saçımı taradım ve birkaç bileklik takıp siyah ojelerimi sürdüm.