Merhaba arkadaşlar yeni seri "Gerçek Korku Hikayeleri" adlı yeni kitabımı ilk defa sizlere sunuyorum.
📌 Hikayeler bölüm bölüm ve farklı farklı gelecek.
📌 Hikayeyi muzikle okumanızı tavsiye ederim.
📌 Beğenip beğenmediğinizi lütfen yorumlarda belirtiniz.
📌Sizleri seviyorum ❤ iyi okumalar
Bir akşam işten yorgun argın eve geldim. Bir takım rutinden sonra heyecanla yeni aldığım kitabımı okumaya başladım ki telefonum çaldı, arayan arkadaşım gülhandı. Gülhan doğum yapmak için gün sayıyordu . Fakat telefondaki gulhanın eşi ömerdi. Sancıları artmış ve acilen hastaneye götürmüş onu. Apar topar bende hastaneye gittim. Erken doğum için derhal amaliyathaneye almışlar. Ben bekleme salonuna geçip dua ederken ömerde telefonla birilerini arıyordu.
Ailesi başka bir şehirde yaşıyordu ömerin.
Gulhanın ise kimsesi yoktu.
İki üç günde bir akşamları işten çıktıktan sonra muhakkak gülhana uğar ev işlerinde birazcık yardımcı olurdum ya da bebeğine bir kaç hediye alıp onları gösterirdim. Benden başka kimsesi yoktu gulhanın.
Gecenin bir yarısı Ömer'in beni arayıp ta gulhanın sancıları arttı ne yapacağımı bilmiyorum dediği olmuştur.
Belki sana anlatmış diye düşünürdü. Bende ona öğrettiğim bir takım yöntemleri tarif eder veya doktoru aramasını söylerdim. Bekleme salonunda epey vakit geçmişti. Oradaki bekleyen hemşirenin yanına gidip namaz kılabileceğim mescid gibi bir yer olup olmadığını sordum.
Bana alt katta bir mescid olduğumu söyledi . Ömer'e haber verdim, mescide gidebilmek için alt kata indim.
2 rekat namaz kılarak durumun hayırlı geçmesi için Rabbime dua ettim. Mescid alt katta kolidorun sonunda tam köşeye dönmeden önceki son odaydı.
Sonradan öğrendim ki köşeye döner dönmez ilk kapı morg'muş. Hangi akıl morgla mescidi yan yana yapar ki. Namazım bitti mescidden çıktım koridordaki lambalardan her dördünden üçü yanmıyor yani bir lamba yanıyor diğer üçünde ya lamba yok yada ışık.
Şaşkınlıkla yanlış yere dönmüşüm ,sağ tarafa döndüm. İlk kapı gözüme ilişti. Morgların o meşhur çifti kanat ortasında gözetlemek için yuvarlak bölümler olan kapı. Kapıya yanaşmadan olduğum yerde parmaklarımın üstünde yükselip içeriye doğru baktım, tam o anda kulağıma uzaktan geliyormuş gibi ağıt sesleri gelmeye başladı. Tiiz ber şekilde kalabalıktan gelen ağıt sesi, morgun tam ortasından sedye ve masa gibi bir şeyin üzerinde beyaz kefene sarılı biri yatıyor. Olduğum yerden kadınmı erkekmi olduğunu anlayamıyordum.
Sadece ayaklarını görebiliyordum. İki baş parmağı birbirine bağlanmış. Tam o esnada yuvarlak gözetleme penceresinin alt tarafında siyah kafalar belirdi.
Boyları kısa olmalı camın hizasında gözükmüyor. Hızla camın önünden geçip duruyorlardı. İleri gitseler ölünün yanına gitseler acı genişlediği için yüzlerini görebilirim ama gitmiyorlar. Sağa sola koşturup duruyorlar ,
aniden birisi tekme attı kapıya "GÜM" sesiyele irkildim. Mescide doğru koşmaya başladım o panikle.
Sanki biri arkamdan koşuyormuş gibi hissettim. Kendimi Hemen mescide attımm Ve raftaki Kuran-ı Kerim'i aldım okuma başladım. Her satır sonunda gözüm kapıya kayıyordu heran kapıyı açıcaklarmış gibi hissettim , çok korkuyordum. Şükürler olsunki 2,3 sayfa sonra rahatladım korkumu yenmiştim
hatta kalbime öyle bir ferahlık geldiki gidip o ölünün etrafında koşuşturanların ne olduğuna bakmaya karar verdim , nede olsa eninde sonunda bizde buraya geleceğiz. Gözümü bile kırpmadan kapı koluna bakıyordum. Hâlâ aynıydı. Resmen içeride tutsak kaldım.
Kendi kendime Allah'ın evindesin asıl korkması gereken o , diyerek Rabbime sığındım. Yüksek sesle salavat getirip kapıya yöneldim ve kol serbest kaldı. Yüksek bir sesle salavat getirdikten sonra kapıyı açtım. Bir kaç saniye öylece bekleyip etrafı dinledim. Fakat çıt yoktu derin bir nefes aldıktan sonra morga doğru yöneldim . Ağıt sesleri yine gelmeye başladı ama bu sefer daha yüksek bir ses tonuyla giderekte artmaktaydı. Sesli bı şekilde yine salavat getirerek ilerledim. Tam köşeye dönmek üzereyken morgun önündeki ve içerisinde ki ışıkların sönmüş olduğunu farkettim. Bu bir uyarı yada bir işaret yada bir tuzaktı. Onu görünce gitmekten vazgeçip geri döndüm. Yine sesli şekilde salavat getirerek merdivene doğru yürümeye başladım. O an başka bir gariplik farkettim. Vakit gece yarısını geçtiği için insanlar bu sebepten dolayı yoktu.
Fakat bu çalışanlar nerede! Hiç mi Allah'ın kulu gelip gitmez . Ya morg görevlisi , aklımdan geçen bu sorular korkuya kapılmama sebep oldu. İşte cinlerin hesap gününde Rabbimize söyleyecekleri mazeretti. Bizler sadece vesvese vermeye mukdedirdik. Dinlemeseydiniz!
Sanırım mazeretin yeri burasi. Bunlar aklıma gelir gelmez yine korkuya kapıldım. Merdivenler doğru yaklaştıkça tam basamakların üzerinde karartı beliriyor. Acaba biri sedye falanmı koymuş diye düşündüm.
Yaklaştıkça netleşti o karartı.
Birden bire koridordaki bütün lambalar söndü , 2,3 saniye sonra geri yandı.
Merdivenlere yaklaştım dahada çok yaklaştım , ve birden çok soğuk bir rüzgar esmiş gibi üşüdüm. O görünen varlık yada yaratık her neyse merdivenden çıkıyor gibi bir hâl almış.
Uzun pelerini yerlere değiyor , ve elleri o kadar uzunki normal insanın eli uzatıldığı zaman pantolon cebine kadar gelirken o varlığın da elleri diz kapağına kadar geliyordu. Parmaklarıda çok uzun tırnaklarıda iğne ucu gibi sivri tırnakları vardı. Varlık neredeyse 4, 5 metre önünde duruyor inanılmaz pis kokuyordu , hızlı nefes alıyordu sanki köpeğin nefes alıp vermesi gibiydi. Uzun süre baktım ,korkudan kıpırdayamıyordum ,yavaş bir şekilde kafasını bana doğru çevirdiğinde yüzünün kıllı olduğunu gördüm çığlık attım. Yaratık bana doğru dönerken yüz yüze gelmemek için arkama döndüm.
Aklımda mescide kaçmak vardı. Arkama döndüm ama dönmez olaydım arkamda merdivenlerin başladığı noktada bir sürü ufak ufak gölge ve duman misali yaratık vardı , ordan oraya rüzgar gibi gidip geliyorlardı. İnanılmaz o pis koku çoğalmıştı her tarafa yayılmıştı. Aklımda yaratığın yanından geçip önündeki kapıdan çıkıp gitmek varken arkamdaki 1,60 boylarında ki yaratıkların arasından geçip mescide koşmaya başladım.
Üst kattaki kapının açılmasını duydum Ömer sesleniyordu.
O sıra iki yanımdan çok şiddetli bir rüzgar esdi , çok şiddetliydiki beni bile düşürecekti. Arkamdan Ömer yine sesleniyordu. Ömer'in o şaşkın bakışlarıyla göz göze geldim , dilim tutulmuştu. Âniden hışkırarak ağlamaya başladım. Ömer ;"Noldu , neden telefonlarımı açmıyosun ?
"Heyecanla bir çok soru sordu.
Ama hiç birine cevap veremiyordum..
Allah aşkına gidelim burdan çıkınca herşeyi anlatırım, dedim sadece.
Tüm bunlar 10-15 dakika sürdü ve Ömer neredeyse 1 saati aşkın beklediğini söyledi. Yarım saat abdest almam ve namaz kılmam sürmüş diye düşünmüş ve sonra aramaya başlamış yani bir buçuk saattir ortada yokmuşum.
Dediğim gibi yaşadıklarım 10-15 dakika mı ne! Oldu. 10-15 dakikalık zaman dilimi nasıl olduda şuan ki zamanımızla bir buçuk saat sürdü?!. O varlıkla karşılaştığım 8-10 dakikalık zaman diliminde yaşadıklarım ve hissettiklerim hiç bir zaman aklımdan çıkmadı çıkmıyordu. O varlığın yüzü aklıma geldikçe hâlâ irkiliyordum. Ne zaman aklıma bunlar gelince o gün mutlaka bir kabus görüyorum. Ve her sabah çığlık atarak uyanıyordum.
ALAH BİZİ BUNLARIN ŞERRİNDEN
HEPİMİZİ KORUSUN İNŞALLAH.2.Hikaye fazla gecikmeden gelicek
Beğendiyseniz yorumlarda belirtiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Korku Hikayeleri 1
ParanormalMerhaba arkadaşlar yeni seri "Gerçek Korku Hikayeleri" adlı yeni kitabımı ilk defa sizlere sunuyorum. 📌 Hikayeler bölüm bölüm ve farklı farklı gelecek. 📌 Hikayeyi muzikle okumanızı tavsiye ederim. 📌 Beğenip beğenmediğinizi lütfen yorumlard...