20 Ocak

501 33 8
                                    

"Hastaneye geldiğim ilk gün hemşireler bana üzüntü ile bakıyordu. Sanki hayatımın geri kalanının çoktan belirlendiğini ve bana bir süre tanınacağını bilir gibiydiler. Annemin endişeden titreyen elleri,bir türlü beni teselli etmek için omuzlarımı bulamıyorlardı. Durgundu her şey. Duvarda asılı duran eski saatin akrebi yelkovanı kovalamaktan vazgeçmiş gibiydi. Doktorun beni bissürü testten geçirmesinden az bir süre sonra kendimi bekleme koltuklarına atmıştım. Düzensizleşen nefeslerim,gerginlikten seyiren gözüm ve titremesini bir türlü durduramadığım dizim ile gelecek sonuçları bekliyordum.
Yaklaşık on beş,belki de yirmi dakika sonra doktorumun yanına geri dönmüştüm. Sakince anlattığı detayların,benim ölüm haberim olduğunu henüz idrak edemeden,annem dizlerinin üzerine düşüvermiştim. Bir anneye çocuğunun ölüm haberini vermek,onun kafasına silah dayayıp kendi ölümünü bildirmekten daha acıdır.
Hemşireler sanırım haklıydı. Ölüyordum. Sadece bir ayım kalmıştı. Yaklaşık otuz gün ediyordu.
Ben de sana adamıştım.
Kalan son günlerimi sana adadım,sevgilim."

20 Ocak 2018-Kanserin son evrede olduğunu anlama günü.

Sorry for everything\SatzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin