T-5

293 20 11
                                    

"Aranızda bir şey olduğunu bilmiyordum" dedi genç kadın hafif iğneleyeceği bir ses ile.

"Aramızda zaten bir şey yok yani o gece öyle biraz sarhoştum" dedi Esra o günü hatırlamaya çalışıyormuş gibi.

Belli etmese de Murat'tan hoşlandığını Hadise çok iyi biliyordu. anlamıştı artık daha fazla uzatmanın anlamı yoktu.

"Bana bir şeyleri açıklamak zorunda değilsin Esra, sadece arabasında anahtarını düşürmüşsün ve bende bunu söyledim, açıklama yapmana gerek yok yani" dedi genç kadın kendinden emin bir sesle.

Bir kaç saat daha oturup kahvelerini içtikten sonra oturdukları kafeteryadan çıktılar. Ardından vedalaşıp Hadise eve Esra'da annesinin yanına doğru yola koyuldu.

**

Oğlunun üzerindeki hırkayı çıkartıp havadaki güneşin gözlerini kısmasını izledi genç kadın. Hava bugün çok sıcaktı ve Yağız'ın da bu sıcak havadan nasibini alması gerekiyordu.

Daha yürüyemesede emeklemeye başlamıştı küçük Yağız ve bu da Hadise için çok zor bir durumdu, iki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor hemen bir şeyleri yere seriyordu hali ile de Hadise'nin ödü ağzına geliyordu.

Evinin kapısına yaklaştığında Murat'ın her zamanki gibi evin karşındaki taşta oturduğunu fark etti genç kadın, anlam veremesede içinde bir burukluk oluşmuştu, sadece geceleri otururdu o taşa, genç kızın uyumasını beklemek için..

Yaklaştıkça Murat'ın yanında ondan fazla poşetin olduğunu da gördü genç kadın görmesi ile kaşları çatılırken Murat'a çok geçmeden fark etti karşısındaki Hadise ve Yağız'ı.

Oturduğu yerden kalkıp Hadise'ye bakarak "Şükürler olsun geldin canım çıktı şu sıcakta güneşin altında kapıyı açta şunları içeriye koyalım" dedi.

Genç kadın sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldı ve "Bunlar ne Murat" dedi. Nefret ederdi böyle iyi baba rollerinden, kimseye ihtiyacı yoktu çok şükür bu zamana kadar nasıl geldiyse bundan sonrasını da getirebilirdi tek başına.

"Oğluma bir şeyler aldım, maması olsun bezi olsun bir kaç tane de oyuncak aldım kıyafet falan büyüyünce de giyer" dedi heyecanla Murat.

Ama Hadise'nin yüzünde aynı heyecan yoktu. Tam tersi tek bir mimiği bile oynamıyordu.

Bir şey demeden kapıyı açtı genç kadın içeriye girip kapıyı kapatacağı sırada Murat "Ee poşetleri unuttun" dedi genç kadına.

Genç kadın seslice nefesini dışarıya vererek "senin hiç bir şeyine ihtiyacımız yok" dedi.

"Sana ihtiyacın var demedim zaten, çocuk tek senin olmadığına göre ve benim soyadımı benim kanımı da taşıdığına göre babası olarak ona bir şeyler almak benimde hakkım değil mi ?"diye itiraz etti Murat.

Gözlerinde bu sefer derin bir anlam yoktu genç kadının. Belkide haklıydı, ama bilmiyordu ne yapacağını yapması gerektiğini..

Kapıyı açık bırakıp içeriye girdi Yağız'la beraber, odasının kapısını açıp içeriye girip oğlunu yatağın üzerine koyduktan sonra çantasını da yerine koyarak oğlunun üzerini değiştirdi.

Sonra da onu kucağına alarak mutfakta olan Murat'ın yanına gitti.

"Bir daha böyle bir şey yapma, Yağız'ın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum zaten sana gerek yok" dedi genç kadın ciddi bir ses tonuyla.

Elindeki son poşeti de yere koyduktan sonra Yağız'a baktı Murat. Ardından da kolundaki saatine.

18.30'du.

TOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin