12| sana inanıyorum

4.1K 254 82
                                    

Jungkook

Yavaş ve savsak adımlarla bahçeye çıkıp, üst kattan gördüğüm banklarda en köşedikinde oturur bir şekilde beni bekleyen Jimin'in yanına ilerledim.

Oturup sıkıntıyla bacağımı sallamaya başladığımda, bakışları önce bacağıma daha sonra yüzüme çıktı. Ona bakmayı keserek dizlerimi dirseklerime yaslayıp başımı ellerimin arasına aldım.

"Jungkook..."

Narin çıkan sesi beni yumuşamaya itiyordu.

Kısaca saçlarımı dağıttıktan sonra başımı kaldırıp bahçeye bakmaya başladım.

Yoongi hyung basketbol oynuyordu. Taehyung ise bir köşede arkadaşlarıyla konuşuyormuş gibi onu dikizliyordu.

"Jimin?" Dedim sorarcasına.

"Konuşsan diyorum artık." Dediğimde çekingence konuşmaya başladı.

Neden sanalda çok rahatken karşımda böyle oluyordu anlamıyordum. O cadoloz annesinin yaptıklarından sonra bile onunla konuşmam kendimden beklenmeyecek bir hareketken o susarak zamanımı öldürüyordu.

"Annemin yaptığı şeyden, öncesinde benim haberim yoktu."

Sesi ciddi geliyordu. Zaten ben ona inanıyordum. Annesinden bu kadar baskı görmesine rağmen beni sevmeye devam etmesi bence çok güzeldi.

Ama Jimin annesinin bu kadar kötü düşüncelerine, yalan, yanlış sözlerine rağmen bu kadar iyiydi.

Ben çabuk etkilenen ve duygusal biriydim.

Beni bu kadar güzel sevdiği için, bu kadar güzel olduğu için, her şeye rağmen bu kadar güçlü olduğu için oturup ağlayabilirdim.

İnsanların hayat hikayeleri her zaman bende derin bir etki bırakırdı. Jimin'le bir ilişkimiz olmazsa bile onu hayatımın sonuna kadar unutacağımı sanmıyordum.

"Sana inanıyorum." Dedim bir çırpıda uzamasının anlamı yoktu.

O gün suratında oluşan ifadesi zaten hiçbir şeyi bilmediğinin kanıtıydı.

Ama ben Ji Hyun'la pek konuşmadığım için ona bir şey söyleyemedim, zaten annesine de hiçbir şey söyleyemedim. Sadece Jimin vardı. Bir nevi ona kustum sinirimi. Yanlıştı, biliyordum.

Ama hayatım boyunca unutamayacağım bir iftira ile karşı karşıya gelmiştim. Bu kadar çabuk atlatmam en iyi olaydı bence.

Akşam yemeği gecesi

Yemekler yenmiş ve salona yerleşilmişti. Jimin elindeki telefonla ilgilenmeyi sürdürürken babam ve Bay Park sıkı bir sohbet içerisine girmişlerdi, annem mutfakta son işlerini hallederken Ji Hyun ve Bayan Park gözlerini birbirine ardından da bana değdiriyorlardı. Bu her an diken üstünde hissetmeme sebep oluyordu.

Bayan Park'ın yaptığı baskı inanılmaz bir şeydi.

Göz temasımızı keserek başımı yana çevirdiğimde Jimin ile göz göze geldik. Ardından annesine ve kardeşine baktı. Bu anlamsız olayı çözmeye çalışır gibiydi.

"Oh, sonunda hallettim. Dondurma ister misiniz?" Annem elleri belinde suratında güzel bir gülümseme ile salon kapısının pervazına dayanarak konuştu.

burning desireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin